Avukat Cömert’ten Zühtü Arslan'a tepki! 'AYM hiçbir mahkemeye talimat veremez'

Yargıtay ve AYM arasında başlayan ‘Can Atalay kararı’ tartışması sürüyor. AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın ‘Kararlarımız bağlayıcıdır.’ açıklamasına Avukat Erdem Cömert’ten tepki geldi. Cömert, ‘Anayasa Mahkemesi hiçbir mahkemeye emir ve talimat veremez.’ dedi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı (AYM) Zühtü Arslan'ın önceki gün yaptığı “Kararlarımız bağlayıcıdır.” açıklamasına, Avukat Erdem Cömert’ten tepki geldi. Cömert, AYM’nin Can Atalay kararını da hatırlatarak, “AYM ihlali tespit eder. Tazminat ödenecekse ödenir. Ama AYM'nin bir kanun yoluna gidilmiş gibi kendisini Yargıtayın üzerinde görerek değerlendirme yapması yanlıştır.” dedi.

AYM Başkanı Arslan, önceki gün Yüksek Mahkeme'de katıldığı bir programda dikkat çeken beyanlarda bulundu. Arslan, AYM kararlarının kesin olduğunu, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri, kısacası herkesi ve her kurumu bağladığını kaydederek, “AYM, bir konuda karar verdikten ve son sözü söyledikten sonra katılmasak da buna uymak zorundayız.” diye konuştu. Arslan, Anayasa ve kanunların açık hükümleri karşısında AYM kararlarına uyulmamasının hiçbir gerekçesinin ve geçerliliğinin olamayacağını belirtti.

Erdem Cömert

'ARSLAN'IN GÖRMEDİĞİ GERÇEK'

Arslan'ın bu açıklamalarını Avukat Erdem Cömert Aydınlık’a değerlendirdi. Cömert şu ifadeleri kullandı:

“AYM yasama organının faaliyetlerini, kanunların Anayasa'ya uygunluğunu denetler. Bu kararlar da herkes için bağlayıcıdır. Ancak AYM Başkanı gerçeğe aykırı ifadeler kullanıyor. Anayasa’nın hiçbir yerinde AYM'nin uyuşmazlıkları çözen bir merci olduğu yazmamıştır. Uyuşmazlık çözme yerleri adli yargı mercileridir, onun da en yüksek organı Yargıtaydır. AYM'nin bireysel başvurularda verdiği kararlar tespit niteliğinde olmalıdır. AYM'nin bir temyiz merci gibi, istinaf merci gibi konuyu esastan alması bizzat Anayasa tarafından AYM'ye yasaklanmıştır. AYM Başkanı bu gerçeği de görmüyor."

'KENDİSİNİ YARGITAYIN ÜZERİNDE GÖRMESİ YANLIŞ'

“AYM burada sadece tespit yapması gerekirken hem icra edilebilir bir karar olduğunu iddia ediyor, bir de sanki adli yargının en yüksek mahkemesiymiş gibi ağır ceza mahkemesine emir ve talimat veriyor. AYM hiçbir mahkemeye emir ve talimat veremez. Bir yargıç bir kişiyi tahliye edecekse veya etmeyecekse kimseden emir ve talimat almaz. Can Atalay ile ilgili belki de hak ihlali yapılmıştır. O zaman AYM bununla ilgili ihlali tespit eder. Bununla ilgili tazminat ödenecekse ödenir. Ama AYM'nin bir kanun yoluna gidilmiş gibi kendisini Yargıtay'ın üzerinde görerek değerlendirme yapması yanlıştır.

'2010 DEĞİŞİKLİKLERİ ORTADAN KALDIRILMALI'

“2010 yılında maalesef Fetullahçı çete tarafından Anayasa'mızda darbe yapılmıştır. 2010 yılı Anayasa değişikliklerin tamamen ortadan kaldırılması gerekir. 2010'da Fetullahçılar bireysel başvuruyu getirerek, 'Biz Anayasa Mahkemesinin üye sayısının çoğunluğu ele geçirdiğimizde Yargıtayı da Danıştayı da etkisiz hale getiririz ve yargı üzerinde egemenlik kurarız.' düşüncesini amaçladı. Çünkü bu Fetullahçıların yargı üzerinde egemenlik kurması amacıyla yapılmış bir değişiklikti. FETÖ; HSK'dan, Yargıtaydan, Danıştaydan temizlendi. Yargı bağımsızlaşmaya çalışılıyor. Bireysel başvuru uygulaması devam ederse Anayasa Mahkemesi çoğunluğunu ele geçiren bir siyasal anlayış Yargıtay, Danıştay gibi yüksek mahkemeleri etkisiz hale getirecek kararlar vermeye devam edecektir.

'HDP'Yİ KAPATMAMA İRADESİ İLE AYNI İRADE'

“AYM'nin, HDP'yi kapatmama iradesi ile, HDP ile iş birliği yapan vekili serbest bırakma iradesi aynı iradedir. 100 binlerce başvuru olduğu söyleniyor. AYM Başkanı iş yükünü bahane ediyor. Ama aynı mahkeme, Can Atalay kararını en kısa sürede karara bağlanıyor. Bu iki karar birlikte değerlendirildiğinde AYM'nin 9 üyesinin görevini kötüye kullandığı tarafımızca da görülüyor.”

Sonraki Haber