Avukat Erdem Cömert YSK kararını değerlendirdi: Yedek üyelerin oy kullanması hukuka aykırı

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), DEM Partili Abdullah Zeydan kararının gerekçesini inceleyen Avukat Erdem Cömert, hukuka aykırılıklara dikkat çekti.

Vatan Partisi Hukuk İşleri Bürosu Başkanı Av. Nusret Senem ve Başkan Yardımcısı Av. Erdem Cömert, Abdullah Zeydan kararının ardından YSK'ya itiraz dilekçesi vermişti.

Avukat Erdem Cömert, Yüksek Seçim Kurulunun, DEM Partili Abdullah Zeydan hakkındaki kararını Aydınlık’a değerlendirdi. Cömert, YSK'nın 4 yedek üyesinin de kararda imzasının olduğunu belirterek, "Yedek üyelerin oy kullanması hukuka aykırı" dedi.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde DEM Partili Abdullah Zeydan'ın, "seçilmemiş sayılması" ve mazbatanın ikinci sıradaki adaya verilmesine ilişkin Van İl Seçim Kurulu hükmünün kaldırılmasına karar vermişti. YSK'nın bu kararının gerekçesi önceki gün açıklanırken kararda YSK yedek üyelerinin de yer aldığı ortaya çıktı. Başvuruyla ilgili 7 asıl üyenin karar vermesi gerektiğini bildiren Avukat Erdem Cömert, 4 yedek üyenin de oy kullanmasının Anayasaya aykırı olduğunu bildirdi.

Abdullah Zeydan

'YSK KENDİSİNİ YARGITAY'IN YERİNE KOYMUŞ'

YSK kararını Aydınlık’a değerlendiren Avukat Erdem Cömert şunları söyledi:

"YSK gerekçeli kararında '29 Mart 2024 tarihinde usulüne uygun şekilde kesinleşmiş yasaklanmış hakların geri verilmesi kararının aynı mahkeme tarafından iptaline karar verilmiş olsa da, sonradan kanuna aykırı şekilde verilen bu karar da henüz kesinleşmemiştir. 4 Nisan 2023 tarihli ve usulüne uygun olarak kesinleştirilen yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı halen hukuk dünyasında varlığını korumaktadır.' ifadeleri yer almaktadır. Seçim hukukuna göre mahkeme kararlarının içeriğini YSK’nın denetleme yetkisi yok. Hatta bu değerlendirmelerin olduğu kararda YSK, 'biz mahkeme kararı içeriğine bakamayız, sonucuna bakarız' diyor. Bunun ardından da 'Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi ilk kararı usule uygundu, daha sonra kanuna aykırı karar aldı' diyor. Bir ağır ceza mahkemesi kararının usule uygun olup olmadığına YSK değil Yargıtay karar verir. Temyiz mercii YSK değildir. YSK, ağır ceza mahkemesinin kararını usule uygun ya da kanuna aykırı diye değerlendirerek kendini Yargıtay yerine koyarak karar vermiştir."

'BUNU BİLMEMELERİ MÜMKÜN DEĞİL'

"Ayrıca YSK Başkanvekilinin karşı oy gerekçesinde de açıkça görüleceği üzere YSK memnu hakların iadesi koşullarının oluşup oluşmadığını kendiliğinden de görebilir." diyen Cömert, "2022 yılında infaz edilen bir cezayla ilgili memnu hakların iadesi süresinin üç yıl olduğunu ve sürenin 2025 yılında dolacağını Yargıtay ve Danıştay hakimlerinden oluşan YSK’nın bilmemesi mümkün değil." şeklinde konuştu.

'7 ASIL ÜYENİN OY KULLANMASI GEREKİRDİ'

YSK'nın 7 asıl 4 yedek üyesi olduğunu hatırlatan Cömert şöyle devam etti:

"7 asıl üyenin karar vermesi gerekiyor. Yedek üyelerin oy kullanması hukuka aykırı. Kurulun Başkan yardımcısı ve asıl üyeleri karşı oy kullanmış. Oylama çoğunluğu nedeniyle de de YSK Anayasaya aykırı karar vermiştir."

'ANAYASAYA UYGUN DEĞİL'

Avukat Begüm Ece Pazarcı da konuyla ilgili Aydınlık’a açıklamalarda bulundu. Pazarcı şunları söyledi:

"Terör örgütü propagandası suçundan hüküm giymiş olan kişi hakkında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 'memnu hakların iadesi' kararı vermiştir. Bu karar, hukuki değerden yoksun ve 'yok hükmündedir.' Öncelikle yasaklanmış hakların geri verilmesine başvuru için, mahkum olunan cezanın infazının tamamlanmasından sonra 3 yıllık süre geçmesi gerekmektedir. Bu sürelere uyulmadan, kanunlara aykırı olarak kişi hakkında memnu hakların iadesi kararı verilmiştir. Karara ilişkin Adalet Bakanlığı tarafından itiraz yapılmış, itiraz, kararı veren mahkemece kabul edilmiş ve memnu hakların iadesine ilişkin karar kaldırılmıştır.

"Bu doğrultuda il seçim kurulu ilgili şahıstan mazbatayı almıştır. Daha önce buna benzer örnekler ülkemizde görülmüş ve adaylıklar düşürülmüştür. Fakat burada, YSK, il seçim kurulunun kararını kaldırmış, mazbatanın Zeydan'a verilmesine karar vermiştir. YSK, yapılan başvurular doğrultusunda bu kararını yeniden gözden geçirmelidir. Bu karar, aynı zamanda Anayasanın 76. maddesine uygun değildir. Nitekim Anayasanın 76. maddesine göre, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile, seçme ve seçilme haklarını kullanamazlar."

Sonraki Haber