Avukat İbrahim Erdoğan: Türkiye'deki hukuki sorunların çözümü için izin dönemleri beklenilmemeli
Yurt dışında yaşayanların Türkiye’de çözülmesi gereken hukuki sorunlarını Av. İbrahim Erdoğan’a sorduk. Sorunların adli tatille çakışan izin dönemlerinde çözülmeye çalışılmasının işleri zora soktuğunu belirten Erdoğan sorunların çözümü için Türkiye’ye gelinmesinin beklenmemesi gerektiğini söyledi
Yaşamına gurbette devam eden Türklerin yurt dışında çözemeyeceği pek çok hukuki meseleyle karşılaşıyor. Boşanma, veraset, miras ve daha pek çok hukuki mesele… Özellikle de tatil dönemleri bu konularla yakından ilgilenilen bir süreç. İzin dönemlerinde Sıla Yolu’na düşen Türkler bir taraftan dost akrabalarıyla hasret gidermekte bir taraftan da hukuki konular başta olmak üzere biriken işlerini halletmekle uğraşmaktadır. Ne yazık ki, izin dönemleri adli tatile (20 Temmuz-1 Eylül) denk geliyor. Hukuki sorunlarını Türkiye’ye gidene kadar ertelendiği için de sorunlar işi içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Yurt dışındaki Türkleri ilgilendiren hukuki meseleleri ve bunların çözüm yollarını Erdoğan Hukuk Bürosu kurucusu Avukat İbrahim Erdoğan ile konuştuk.
DAVA DOSYASININ İÇERİĞİNE UYAP ÜZERİNDEN ULAŞILABİLİR
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları hakkında Türk mahkemelerinde dava açılabiliyor. Dosya içeriğini görmek, dava konusunu öğrenmek için ne yapmalılar?
Türk vatandaşları ve Türk vatandaşı olmamalarına rağmen Mavi Kart sahipleri dünyanın neresinde olurlarsa olsun e-devlet kapısı üzerinden pek çok kamusal hizmete ulaşabilmektedirler. Bu kapsamda adalet hizmetlerine ilişkin olarak UYAP Vatandaş Portal ile yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları; E-devlet şifrelerini kullanmak suretiyle tarafı oldukları mahkemelerde görülmekte olan tüm icra, arabuluculuk, satış memurluğu dosyalarını görüntüleyebilir, bu kapsamda dosya içerisine giren evrakları kontrol edebilirler. Ayrıca dosya safahat görüntülemesi, dosya taraf ve vekil görüntülemesi ve harç- gider avansı hesaplaması, ödemesi yapabilirler. Bu incelemenin tek istisnası Savcılıklar tarafından yürütülen ceza soruşturma dosyalarıdır. Ceza soruşturmaları yalnızca vekaletnameli avukatların kullandıkları Uyap-Avukat portalından takip edilebilmektedir.
BOŞANMA DAVALARI
Türk vatandaşı olan eşler boşanmak istemeleri durumunda Türkiye’de mi boşanma davası açmalı?
Boşanmak isteyenler Türkiye’de dava açabilecekleri gibi yaşadıkları ülkede de boşanma davası açabilirler. Yabancı ülkede alınan boşanma ilamının nüfus kayıtlarında değişiklik yapabilmesi için 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesi uyarınca yabancı ülke adli/idari makamlarınca verilen boşanma kararı tanıma-tenfiz davası açmadan nüfusa işletilebilmektedir.
Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.
Yabancı makamlarca verilen boşanma kararlarının nüfusa işletilebilmesi için bazı şartların mevcudiyeti gerekmektedir. Şöyle ki; tarafların kendilerince bizzat yahut vekaletname verdikleri avukatları vasıtasıyla başvurması, yabancı adli makamlarca kesinleşmiş bir boşanma kararı olmalı, kararın Türk kamu düzenine aykırılık içermemesi gerekmektedir.
Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır. Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır. Eşlerin başvuruyu birlikte yahut yetkili vekillerince yapmamaları ve yasa hükmünde yer alan şartların yerine getirilmemesi halinde tescil gerçekleşemeyeceğinden tescil için tanıma-tenfiz davası açmak gerekmektedir.
BOŞANMA DAVASI AÇMAK İÇİN AVUKATA VEKÂLETNAME VERİLMESİ YETERLİ
Avukata vekalet göndererek boşanma davasını Türkiye’ye gelmeden de açabilirler mi?
Boşanmaya ilişkin özel yetkiyi içeren -fotoğraflı- vekaletname ile boşanma davası açabilirler. Boşanmanın tenfizi için açılan davalar haricindeki çekişmeli veya çekişmesiz tüm boşanma davalarının ilk celsesinde, işin hassasiyeti karşısında hakimler boşanmak isteyen tarafları bizzat dinlemek istediklerinden tarafların duruşmaya gelmeleri gerekmektedir. İlk celseden sonra yapılacak diğer duruşmalara ise tarafların bizzat katılmalarına gerek olmayıp taraf avukatlarının duruşmalara katılmaları yeterli olmaktadır.
Türkiye’de görülen boşanma davasında eşler davaya girmeli mi yoksa avukatların girmesi gerekir mi?
Boşanmanın tanıma - tenfizi haricindeki anlaşmalı-çekişmeli tüm boşanma davalarının ilk celsesinde işin hassasiyeti karşısında hakimler tarafları bizzat dinlemek istediklerinden tarafların ilk duruşmada hazır olması gerekmektedir.
KONSOLOSLUKLARDAN AVUKATA VEKALETNAME ÇIKARILABİLİYOR
Yabancı ülkede iken Türkiye’de bulunan avukatlara verilecek vekaletname nasıl çıkarılır? Vekaletnamede hangi hususlara dikkat edilmeli? Yetkinin sınırları nasıl belirtilmeli?
Kişilerin veya kurumların, hukuki işlerini takip edebilmeleri için bir avukata verdikleri resmi yetkiyi ifade eder. Bu resmî belge yurt içinde noterler, yurt dışında ise Türkiye Konsoloslukları tarafından düzenlenebilir. Vekaletname çıkartmak için gerekli bilgi ve belgeler hazırlandıktan sonra, Türkiye’ye gelmeden de Türk Konsoloslukları’nda randevulu işlemle vekaletname düzenlenebilmektedir.
Avukatlar GENEL dava vekaletnameleri ile müvekkilleri adına hukuki süreçlerde rol alırlar. Avukatlar kendilerine ÖZEL YETKİ VERİLMEDİKÇE boşanma davası ve nüfus kayıtlarında değişiklik içeren hususlarda dava açamayacakları gibi, davadan feragat, sulh olma, ibra etme gibi işlemleri de yetkilendirilmedikçe yapamaz. Bunların yapılabilmesi için vekaletname düzenlenirken bu yetkilerin özel olarak belirtilmesi gerekmektedir. Bunun dışında vekil edenler, avukata verecekleri vekaletnameyi süre ile yahut belli bir dava dosyasına özgülemek suretiyle de sınırlandırabilirler.
MİRAS ALMAK İÇİN MİRASÇILIK BELGESİ DÜZENLENMELİ
Türkiye’deki bir yakınını yitiren kişi miras haklarını belgelendirmek için ne yapmalı?
Yakınını kaybeden kişinin mirasçılığını ispatlaması için mirasçılık belgesine ihtiyacı vardır. Mirasçılık belgesi, ölen bir kimsenin terekesi üzerinde hak sahibi olan kişileri göstermek üzere düzenlenen bir belgedir. Mirasçılık belgesi, Noterler veya Sulh Hukuk Mahkemeleri (veraset ilamı) tarafından mirasçılık sıfatlarını gösterir biçimde düzenlenerek ilgililere verilmektedir. Miras bırakan kişinin ya da mirasçılardan herhangi birinin vatandaşlıktan çıkarılmış ya da birden çok vatandaşlığa sahip olması durumu gibi Noterlik Kanunu’nda sayılan hallerin bulunması durumunda yalnızca Sulh Hukuk Mahkemeleri bu belgeyi düzenleyebilmektedir. Yabancı ülkede iken mirasçılık belgesini alabilmek için Türkiye’de bir avukata verilecek bir vekaletname ile işlem yapılabilmektedir.
MİRAS PAYLAŞIMINDA ANLAŞMAZLIK DURUMUNDA YARGISAL PAYLAŞIM YOLUNA GİDİLİR
Miras kalan mallar ile ilgili mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanırsa hangi yol izlenmelidir?
Mirasçılar aralarında anlaşmalı paylaşım gerçekleştiremezse yargısal paylaşma yapılır. Türk Medeni Kanunu m. 642/2’ye göre her mirasçı, terekedeki malların aynen, olanak yoksa satış yolu ile paylaştırılmasına karar verilmesini talep edebilir. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen bu davada mahkeme taşınmazları mirasçılar arasında aynen bölerek paylaştıracaktır. Mahkeme taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vererek miras dağıtabilir. Bu yol ile miras dağılımı yapıldığında eğer taşınmazların değerleri arasında fark varsa, eksik değere para eklenerek miras payları denkleştirilir. Aynen paylaşma olanaksız ise paylaşım miras kalan malın satılarak, satış bedelinin paylaştırılması ile yapılacaktır.
Medeni Kanun m. 640/2’de: “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler” hükmü doğrultusunda mirasçılar terekeye elbirliği ile malik olurlar. Eğer paylı veya elbirliği mülkiyetinde konu taşınır veya taşınmaz mallar bulunmakta ise eski ismi “izale-i şuyu” olan, ortaklığının giderilmesi davasıyla bu ortaklık giderilir. Bu dava sonucunda değeri eşit parçalara bölünebilen mallar için aynen taksim yoluyla ya da apartman dairesi gibi bölünmesi mümkün olmayan mallar Sulh Hukuk Satış memurluğu vasıtasıyla satışa çıkarılarak bedelin paylaştırılması yoluyla miras kalan mal üzerindeki ortaklık sonlandırılmış olur.
Yurt dışında yaşamakta olan bir kişiden mal kaçırmak amacıyla birtakım işlemler yapıldığının öğrenilmesi durumunda ne yapılabilir?
Şayet miras bırakan kişi henüz hayattayken, gerçek iradesini saklayarak hileli şekilde gayrimenkul devri yapmış ise, miras bırakan kişinin vefatından sonra, gerçekleştirilmiş olan bu hileli işleme karşı “tapu iptal ve tescil davası” açabilmektedir. Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasında, miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı ve mal paylaşımının hakkaniyete uygun bir paylaşım olup olmadığı Yargıtay’ın belirlediği ölçütlerle araştırılmaktadır.
Bunun yanında miras bırakanın sağlığında gerçekleştirdiği devirler alt soyu, anne ve babası ve eşinin mevcut saklı paylarını ihlal etmekte ise buradaki paylarını korumak için Türkiye’de bir avukata vereceği vekalet ile haklarını saklı tutabilir.
GAYRİMENKUL SATIN ALMADAN ÖNCE TAPU KAYITLARI DİKKATLİCE İNCELENMELİ
Türkiye’de yatırım amacıyla gayrimenkul almak isteyenler sorunlar yaşamamak için neler yapmalı? Satın alınacak gayrimenkulün hukuki olarak sorunlu olup olmadığını nasıl öğrenebilirler?
Türkiye’de gayrimenkul almak isteyenler, satın alma işlemi öncesinde, bir avukat vasıtasıyla almayı düşündükleri gayrimenkulün tapu kaydını inceleyerek o gayrimenkul üzerinde haciz, ipotek başkası lehine sükna (oturma) intifa (oturma ve semerelerinden faydalanma) ve benzeri mülkiyet hakkını kısıtlayacak derecede sınırlı ayni hak mevcut olup olmadığını öğrenebilirler. Bu bilgilerin satın alma işlemi öncesinde yapılması son derece önemlidir. Zira tapu kayıtlarında yer alan hususların daha sonra “bilinmediği” ileri sürülemeyecek ve mağduriyet yaşanabilecektir.
Tapu kayıtları önceden incelenmeksizin gayrimenkul satın alınması durumunda, gayrimenkulü satın alanlar, taşınmaz üzerinde var olan mülkiyet hakkını sınırlayacak diğer hak sahipleri ile gelecekte karşı karşıya kalabileceklerdir.
VEFAT EDEN YAKININIZIN BORÇLARINDAN DA SORUMLUSUNUZ
Türkiye dışında ikamet eden bir kişi Türkiye’de varisi olduğu kişi ya da kişilerin maddi borçlarından sorumlu mudur? Bu borçları ödememek için ‘reddi miras’ yolu açık mıdır? Mirasçıların bile bu sebeple borçlu hale düştükleri biliniyor? Bu yollarla oluşabilecek sıkıntılara karşı hangi önlemler alınmalı?
Bizim miras hukukumuzda külli halefiyet ilkesi geçerlidir. Yani, mirasçısı olduğunuz kişinin malvarlığından miras payınız kadar hak sahibi olduğunuz gibi borçlarından da miras payınız kadar sorumlusunuz. Ölen yakınınızın terekesinin borca batık olması halinde ölümden itibaren 3 aylık hak düşüm süresi içinde ölenin son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak reddi miras talebinde bulunmaları mümkündür.
VASİYETNAMENİN GEÇERLİ OLABİLMESİ İÇİN…
Bir başka husus ise vasiyetname… Vasiyet yazılırken nelere dikkat edilmeli? Vasiyetnamelerin geçerli olabilmesi için belli başlı şartlar var mı? Örneğin noter imzalı olmalı mı? 65 yaşının üzerindeki birinin vasiyetnamesinin geçerli olabilmesi için sağlık raporu alması şart mıdır?
Vasiyetname, miras bırakanın son istek ve arzularını, belirli şartlar çerçevesinde bildiren bir belgedir ve ölüme bağlı olarak geçerlilik kazanır. Tek taraflı olarak bildirilen bir tasarruf iradesidir, dolayısıyla vasiyet edilen kişi/kurumun haberi olması veya rızası alınması gerekmez. 15 yaşını dolduran her vatandaş bir temsilci rızası olmadan vasiyetname düzenleyebilir. El yazılı, resmi ve olağanüstü durumlarda kullanılabilen sözlü olmak üzere 3 çeşit vasiyetname türü bulunmaktadır. En yaygın ve iradenin en sağlıklı şekilde saklanabildiği tür resmi vasiyetnamedir. Resmi vasiyetname Türkiye’de Noterler aracılığı ile yurt dışında Türk Konsoloslukları vasıtasıyla düzenlenebilmektedir. 2 tanık ile birlikte vasiyet etme iradesi ile içeriği huzurda ifade edildikten sonra vasiyetname resmi olarak düzenlenmiş olur. Vasiyetname düzenlemek isteyen kişinin 65 yaşının üzerinde olması durumunda, resmi makamlar vasiyetname düzenlemek isteyen kişiden sağlık raporu ibraz etmelerini istemektedir. Zira vasiyetname için en önemli geçerlilik şartlarından biri, vasiyetname düzenleyen kişinin ayırt etme gücüne sahip olmasıdır.
Av. İbrahim Erdoğan kimdir?
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2005 yılında mezun oldu. 2007 yılından beri İstanbul Barosu’na bağlı olarak avukatlık yapmaktadır. Çok iyi derecede İngilizce bilmektedir.
Türkiye’nin farklı sektörlerde önde gelen şirketlerinin yanı sıra yerli ve yabancı müvekkillere Ticaret Hukuku, Türk Vatandaşlık Hukuku, Borçlar Hukuku, İdare Hukuku, Basın ve Medya Hukuku ve Ceza Hukuku gibi alanlarda aktif olarak danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.