Avukat İsrafil Altun 15 Temmuz yargılamalarına değindi: Bir buçuk yıl yattılar ama şikayetçi değiller

15 Temmuz davalarının avukatlarından İsrafil Altun, Doğu Perinçek’in o gece yaptığı açıklamanın darbe karşıtı komutanları etkilediğini söyledi.

Açıklama üzerine kışla önünde gerginliği bastıran bir askerin yargılanıp beraat ettiğini söyleyen Altun 'Hatta bazıları bir buçuk sene yattılar ama şikayetçi değiller. ‘Darbenin bastırılmasından memnunuz’ diyorlar’ ifadelerini kullandı.

15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ'cülere karşı duran komutanların avukatı İsrafil Altun, darbe girişimi gecesini ve mahkeme sürecinde yaşananları Şule Perinçek'e anlattı. Altun önce, 15 Temmuz gecesi 66. Mekanize Piyade Tugayında yaşananlara değindi.

ÜZERİNDEN YEDİ KURŞUN ÇIKARTILDI

15 Temmuz gecesi Kurmay Albay Sait Ertürk, Albay Davut Ala ve bir astsubay buluşarak, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nın darbeye desteğini engellemek için yanlarına aldıkları üç polis ve üç uzman çavuşla tugaya gitmişti. Altun o geceyi şöyle aktardı:

“66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda geçen olaylar için 600 sayfalık iddianame hazırlandı. Bu kışla iki nizamiyeden oluşuyor. Birisi Topkışla dediğimiz tankçıların bulunduğu bölüm, diğeri Baştabya denilen bir kışla. Baştabya’da mekanize piyade birlikleri bulunuyor. Bu iki yerde 15 Temmuz’daki kalkışmada çok önemli olaylar meydana gelmiştir. Topkışla’daki tankçı birlikler Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğünü, A Haber’i ve Doğan Medya grubunu bastılar. Bu kışlada 15 Temmuz’da en yüksek rütbeye sahip subayımız Kurmay Albay Sait Ertürk şehit edildi.

“Sait Ertürk, birliklerin dışarı çıkmasını engellemek için çaba göstermiştir ve yanındaki komiser ile birlikte darbecilerin ateş etmesi üzerine şehit olmuştur. Daha sonra yine burada şimdi halen görevde olan şimdilerde Tuğgeneral rütbesiyle görevde olan Davut Ala, o akşam bütün kurşunlar üzerine yağmasına rağmen darbecilere teslim olun diye bağırmış ve üzerinden yedi kurşun çıkartılmıştır. Yedi kurşun yemesine rağmen mevzisini terk etmemiş bir kahramandır. 15 Temmuz’da Albaydı, rütbesi Tuğgeneralliğe yükseltildi. Davut Ala, ve Sait Ertürk 66. Mekanize Piyade Tugayındaki kırılmaları yaratanlardan bir tanesidir.”

‘HEDEF CEPHANELİĞİ BASMAKTI’

Altun 66. Mekanize Piyade Tugayının önünde toplanan kişilerin hedefinin cephanelik olduğunu söyledi: “Baştabya Kışlasında ise tam tersi olaylar yaşanmıştır. Her iki taraf için sayın Gökhan Yolasığmaz savcımız tarafından iddianame hazırlanmıştır. Türkiye’de bu konularda hazırlanmış en iyi iddianamelerden bir tanesidir. Benim temsil ettiğimi kişiler Baştabya’da olan bazı kişilerdir. Dolayısıyla dosyanın tamamında duruşmalara girdik. Baştabya’da askerler daha önce Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit’in görevlendirdiği yarbaylar, albaylar var. Bunlardan bazıları Yusuf Sarı ve Fatih Sönmez bu kalkışmayı organize eden kimseler. Ama Baştabya’dakiler bu talimatlara uymamışlardır. Baştabya’daki nizamiyenin önünde 2 binden daha fazla insan birikti. Nizamiyeden içeri girmeye çalışmışlar. Ellerinde silah, kazma, kürek, taş olan ajite olmuş kişiler vardı. Orada nöbetçi olan erlerin ifadelerinden de anlaşılıyor ki gelenlerin hedefi cephaneliği basmak. Buradan 15 Temmuz’da iç savaş başlatmak için bir provokasyon olduğu da görülüyor.”

‘ÖNEMLİ YERLERDE GÖREV ALIYORLAR’

Avukat İsrafil Altun darbe gecesi Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in açıklamalarının darbeye karşı olan komutanlara da etki ettiğini belirtti: “Bu müvekkillerim tutanak tutmadan önce Sayın Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in bir açıklamasını dinliyorlar. Doğu Perinçek 'Alet olmayın. Bu Amerikancı bir kalkışmadır ve bu bir şerefsizliktir' diyerek Türk subayına sesleniyor. Bu çok net bir açıklamadır. Bu açıklamayı duyan komutanlar tutanak tutuyorlar ve erleri sivil giyindirerek 'Dışarı çıkmayacaksınız' diyorlar ve güvenliklerini sağlıyorlar. Bunlar kalkışmaya karşı olan şerefli Türk subayları. Bu nedenle de sınırda önemli yerlerde görev yapıyorlar.

“Sayın Perinçek, o günkü açıklamasında 1. Ordu Komutanının harekete geçtiğini de söylüyor. Burada Vatan Partisi’nin Türk Silahlı Kuvvetlerine olan güveni çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Doğu Perinçek’in çağrısı o kadar kuvvetli olmuştur ki oradaki komutanlar hemen Merkez Komutanlığını arıyorlar. Erleri kontrol altına aldıktan sonra dışarı çıkıyorlar. Başlarında tecrübeli bir üstçavuş var. Dışarıda bir taşın üzerine çıkıyor ve vatandaşlara bir konuşma yapıyor. Beri tarafta yüzbaşı ve üsteğmen var. Üstçavuş yaşı ve tecrübesi itibarıyla olayları ve vatandaşları yatıştırıyor.”

‘DAVACI OLMADILAR’

“Bu arkadaşlarımız yargılandı ve beraat ettiler. Darbe girişiminden önce FETÖ’nün kendilerine yaptığı kötülükleri de anlatılar. Bu insanlar geçmişteki somut olayları da anlatınca beraat ettiler. Hatta bazıları bir buçuk sene içeride yattılar ama hiçbirisi şikayetçi değiller. ‘Olması gerekendi ve o dönemin karışıklığında olabilir’ dediler. 'Biz darbenin bastırılmasından memnunuz' diyerek görevlerine devam ediyorlar.”

‘KIRILMA YARATTI'

Perinçek’in sözlerinin kırılma yarattığını, FETÖ'cülerin bazı planlarının önüne geçtiğini de söyleyen Altun, şöyle sürdürdü: “O saatlerde böyle bir açıklama yoktur. Büyük bir kırılma niteliğinde olan çağrı, Sayın Doğu Perinçek’in çağrısıdır. Tarihi bir konuşmadır. Bu açıklamadan sonra Şırnak’taki Hava İndirme Tugayı’nın gönderilmesi ve tugayın gelmesi de engellenmiştir. Doğu Perinçek’in açıklaması satır satır incelenmelidir. Hiçbir yetkili tarafından da TSK’ye 'Bu bir Amerikancı, Fetullahçı kalkışmadır' çağrısı yapılmamıştır. Girdiğim davalarda, konuştuğum insanlar ve duruşmalarda konuşulanlardan edindiğim sonuç, Doğu Perinçek’in o gece yaptığı açıklamanın Türkiye’nin kaderini değiştirdiğidir. Sadece Binali Yıldırım’ın açıklama yapması yetmez. 15-16 Temmuz’da kurumların Doğu Perinçek’in açıklamalarının darbe girişiminin seyrini değiştirdiğini açıklamaları gerekiyor.”

'HATALI YARGILAMA GENELİ BAĞLAMAZ'

Perinçek’in 'Yargı altın çağını yaşıyor' açıklamasının yanlış anlaşıldığını söyleyen Altun şöyle konuştu: “Sayın Genel Başkan 'Yargı altın çağını yaşıyor' derken, Türk ceza yargılamasını sonuçları itibarıyla anlatmıştır. Türk ceza yargılaması nereye yönelmiştir ve hangi sonuçları alıyor? Genel Başkan buraya dikkat çekmiştir. Münferit her dosyada hata olabilir. 17 Temmuz’da 2 bin 557 hakim açığa alındı. Türkiye’de ceza yargısı hem FETÖ’yü hem PKK’yi yargılamıştır. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türk yargısı bu davalardan yüz akıyla çıkmıştır. Her yargılamada münferit hata olabilir. Hatasız yargılama yoktur ama bu geneli bağlayıcı bir şey değildir. Genel olarak Türk yargının ve özellikle ceza yargısının yöneldiği yeri görmek lazım. Bu bakımdan Sayın Genel Başkanın ifadeleri isabetlidir. Altın çağ diyerek de meselenin doğru tartışılmasını sağlamıştır.”

Sonraki Haber