Avusturya’da birinci parti Rusya dostu FPÖ oldu

Avusturya’da seçimlerin galibi, Avrupa Birliği ve NATO’ya eleştirel yaklaşan, Rusya ile daha iyi ilişkileri savunan Avusturya Özgürlükçü Partisi oldu. Ancak Cumhurbaşkanı’nın, hükûmeti kurma görevini ikinci partinin liderine verebileceği belirtiliyor

Avusturyalılar, 29 Eylül Pazar günü sandık başına gittiler. Sandıktan, beklenilen ama bazı çevreler tarafından istenmeyen sonuç çıktı. Seçime 15 parti katıldı, bu 15 partiden sadece 5’i yüzde 4 olan barajı aşarak Federal Meclis’te temsil edilecekler.

Bu partiler, aldıkları oy oranına göre; Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ), Avusturya Halk Partisi (ÖVP), Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ), Yeniler (Neos) ve Yeşiller oldu. Bira Partisi (Bier Partei) ve Avusturya Komünist Partisi ise yüzde 4 barajının altında kalarak Federal Meclis’te yer almayacaklar.

Seçime etki eden konular; Avrupa’nın diğer ülkelerinde olan konulardan farklı değildi. Gıda ürünlerinde, ev kiralarında ve enerjide önüne geçilemeyen pahalılık ilk konu oldu. Bunu düzensiz mülteciler sorunu takip etti. Kovid-19 uygulamaları hala kendisini hissettirmeye devam etti. İki hafta önce yaşanan sel felaketi, çevre kirlenmesi ve küresel ısınma da seçimde belirleyici konular oldular.

Seçim sonucunda alınan oylar şöyle:

- FPÖ; yüzde 28,8 oy oranına ulaşarak oy oranını yüzde 12,6 artırdı.

- ÖVP; yüzde 26,3 oy alarak yüzde 11,2 oranında oy kaybetti.

- SPÖ yüzde 21,1 oyda kalarak 0,1 oranında oy kaybetti, ancak seçimden tarihinde ilk kez üçüncü parti olarak çıkmış oldu.

- Neos; sağ liberal parti olarak yüzde 9,2 oranında oy aldı ve oy oranını yüzde 1,1 artırmış oldu.

- Yeşiller; yüzde 8,3 oranında oy alırken yüzde 5,6 oranında oy kaybetmiş oldu. Böylece ÖVP ve Yeşiller’den oluşan koalisyonun toplam oy kaybı yüzde 18 olarak ölçüldü.

- Bira Partisi yüzde 2 oranında oy aldı; KPÖ yüzde 2,4 oranında oy aldı. İki parti de Federal Meclis’e girmeyi başaramadılar.

GÖZLER CUMHURBAŞKANI’NDA

Seçimin galibi, Herbert Kickl’in genel başkanlığını yaptığı FPÖ oldu. Seçimin mağlupları ise koalisyon ortağı ÖVP ve Yeşiller. Bu seçim sonucunda, Avusturya’yı önümüzdeki yıllarda yönetecek bir koalisyon hükümeti aranacak. Seçim propagandası sürecinde partilerin hemen hepsi, başında Herbert Kickl’in bulunduğu FPÖ ile koalisyon hükümeti kurmayacaklarını söylemişlerdi.

Seçim sonuçlarının ardından da devlet televizyonuna konuşan parti liderleri, bu kez Kickl ile koalisyon hükümeti seçeneğini çekingen bir tavırla reddetmeyi sürdürdüler. Yalnız, önümüzdeki süreçte de aynı tavırda mı kalacaklar göreceğiz.

Seçim sonucundan sonra gözler Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen’e çevrildi. Van der Bellen’in birinci parti olan FPÖ ve onun lideri Herbert Kickl’i görevlendirip görevlendirmeyeceği hala merak konusu.

Zira Cumhurbaşkanı Van der Bellen, daha önce ÖVP ve FPÖ koalisyon hükümetinde İçişleri Bakanı olan Herbert Kickl’i görevden almıştı. Herbert Kickl’in henüz parti başkanlığı koltuğunda bulunmadığı 2019 yılı mayıs ayında bir skandal patlak vermiş, eski FPÖ Genel Başkanı Heinz Christian Strache genel başkanlıktan ve başbakan yardımcılığı görevinden ayrılmıştı.

İşte o dönem Cumhurbaşkanı Van der Bellen, Herbert Kickl’i de İçişleri Bakanlığı görevinden azletmişti. Yaşanan bu “İbiza Skandalı”ndan sonra 2020 yılında seçime gidilmiş, FPÖ o seçimden sadece yüzde 16 oyla çıkabilmişti.

GÖREV NEHAMMER’E VERİLEBİLİR

Avusturya Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Alexander Van der Bellen, seçim akşamı yapmış olduğu açıklamada, Avusturya’nın yaşam standartlarının garantisi için dört önemli değer bulunduğunu ifade etti. “Liberal demokrasimizin temelini oluşturan dört noktaya dikkat edeceğim.” diyen Van der Bellen, bu konuların hukuk devleti içinde güçler dengesi, basın özgürlüğü, azınlıkların hakları ve Avrupa Birliği üyeliği olduğunu ifade etti.

Önümüzdeki hafta içinde görevde bulunan hükûmetin Cumhurbaşkanlığı’na istifasını sunması beklenirken, Van der Bellen de yeni hükûmeti kurması için görevlendirme yapacak. Seçimden birinci parti olarak çıkan FPÖ’ye görev vermemesi olasılığı gündemde yer alırken, seçimden ikinci parti olarak çıkan ÖVP Lideri Karl Nehammer’e de görev verilebileceği beklentisi bulunuyor. Karl Nehammer’e görev verilmesi halinde, mağlup partilerden bir koalisyon hükûmeti çıkması da olanaklar dahilinde.

NATO’YU SUÇLAMIŞTI

Seçimin galibi Herbert Kickl, partisinin Vladimir Putin ve Birleşik Rusya ile yakın ilişkilerini destekliyor. Kickl, 2018'de İçişleri Bakanı olarak Rus Hükûmeti’yle organize suç ve terörle mücadele konularında işbirliği arayışına girmişti.

Bir radyo röportajında Putin’in “otoriter” olarak nitelenmesini reddeden Kickl, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan NATO'nun sorumlu olduğunu ve Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımların Avusturya'nın tarafsızlığının ihlali anlamına geldiğini söylemişti.

Ayrıca Avusturya'nın Ukraynalı mültecileri kabul etme planlarına da karşı çıktı. Mart 2023'te Kickl ve FPÖ, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in bir konuşması sırasında parlamentoyu terk etti. Kickl ve partisi, yıl boyunca Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunmaya devam etti.

Sonraki Haber