Ay adaları (Komorlar) ve Mayot'a şefkat eli uzatmak

Osmanlı 'Ay adaları' derdi. Bugün Komorlar olarak biliniyor... Neredeyse Türkiye kadar bir ada... Yoksul Komorlular Fransa'ya bağımlı yaşıyor. Oysa Türkiye, nispeten az emek ve kaynak harcayarak bu küçük ada ülkesini önemli bir siyasi müttefik haline getirebilir.

Madagaskar Adası'nı biliyorsunuz. Doğu Afrika'ya bitişik olan, Türkiye'ye yakın büyüklükte olan bir ada. Afrika ile Madagaskar arasındaki minicik takım adalarının ismi Komorlar. Osmanlı ve Araplar "Kamer Adaları" dermiş yani "Ay adaları" anlamında. "Ay Adaları" ismi daha güzel ama Hariciyemiz "Komorlar Birliği" ifadesi kullanıyor. Kısaca "Komorlar" diyelim.

Neden bu konuyu yazıyorum? Öncelikle konu jeopolitik hasmımız olan Fransa ile yakinen ilgili. Buradan Fransa'ya gol atacağız. Askerî açıdan önemli bir bölge. Bölgenin Müslüman halkı az veya çok Fransa'ya bağımlı yaşıyor ve çok fakirler. Dünyanın umurunda olmayan bir bölge. Türkiye, nispeten az emek ve kaynak harcayarak bu küçük ada ülkesini önemli bir siyasi müttefik haline getirebilir ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke nazarında itibarını daha da artırabilir. Uzun vadede ekonomik olarak da bu işin faydaları olacaktır.

MÜSLÜMAN ADA ÜLKESİ KOMORLAR

Komorluların neredeyse tamamı Müslüman. Fransa bu adaları işgal ve kolonize etmiş. Nispeten kısa süre içinde adalarda konuşulan dili Fransızcaya çevirmiş ama dinlerini çevirememiş. Komorlar, 70'lerde Fransa'nın kolonisi olmaktan çıkıp bağımsız oluyorlar ancak en önemli ada olan Mayot, din adamlarının karşıt yöndeki telkinlerine rağmen Fransa'ya kapağı atma hevesiyle referandumda Fransa'ya bağlı kalmayı tercih ediyor. Aradan yıllar geçiyor, bugün geldiğimiz noktada tüm bu ada halkları fakir. Fransa Mayot'u Fransa'ya bağlıyor ve Fransa'nın "departmanlarından" biri haline getiriyor ama Mayotlulara tüm haklarını vermiyor. Mayotlular, kâğıt üstünde Fransa vatandaşı ve ada Avrupa Birliği toprağı sayılıyor ama adalar Schengen'e üye değil. Fransa'nın şehirlerinin faydalandığı sosyal yardımların çoğundan faydalanamıyorlar. Adada Fransız askeri ve polisi güvenliği sağlıyor.

Zaman içinde Mayot adasının ekonomisi diğerlerinden hızlı büyüyor ve diğer adalardan Mayot adasına göç başlıyor. Mayot'un en yakın Komor adasına mesafesi 70 km yani tekneler için kısa mesafe ama donanımsız geçiş denemelerinde deniz şartlarından dolayı ölümcül olabilen bir yolculuk. Bugün geldiğimiz noktada, Mayot nüfusunun yarısı Komorlar'dan kaçak gelenlerden oluşuyor. Mayot adasında bu durum huzursuzluk yaratıyor, Fransız güvenlik kuvvetleri bazen şiddet ile ve gaddarca bu göçmenlere saldırıp, yaşadıkları gecekonduları yıkıyor.

Fransa'nın bu işlerde günahı var. Komorlar’da defalarca askeri darbe yapılmış. Malum Afrika'daki birçok eski Fransız sömürgesinde benzer karakteristik vardır. Ayrıca Fransa Komorlar’ın bölünmesine de vesile olmuş ve en yüksek ekonomik potansiyeli olan adayı kendine bağlayıp gerisini dışlamış. Haliyle en önemli ada birlikten çıkınca geri kalanlar iyice zayıflamış oluyor ve insanların hayatları iyice zorlaşıyor. Ölçek ekonomisi de kaybediliyor. Zaten Komorlar büyük oranda volkanik adalar yani yerleşim imkânı sınırlı, hayat şartları çetin.

Türkiye'nin hem Komorlar hem de Mayot ile ilgili aktif siyaset yapması ve bölgede çıkarlarını ilerletmesi faydalı olur. Komorlar İslam’ın Afrika'da geldiği en güney noktadır. Yani Türkiye'nin doğal olarak, fazla çaba ve maliyete katlanmadan askeri, kültürel, sosyal olarak varlık gösterebileceği en güney noktadır. Yani biraz "uç beyliği" gibi de düşünülebilir.

Unutmamalıyız ki Fransa, Türkiye'nin birçok dış siyaset probleminde karşı cephede yer almakta ve Türkiye'nin problemlerini çözmeyi zorlaştırıcı pozisyon almaktadır. Yunanistan'a, bize karşı kullanılmak üzere silah, uçak, füze, radar vermektedir. Hatta envanterindeki, kendi kullanımındaki silahı direk veriyor. Ermenistan'ı kışkırtmakta ve silahlandırmaktadır. Suriye'de ve Kuzey Irak'ta muhtemelen askerleri ve gizli servisi Türkiye çıkarlarına karşı konumlanmış durumdadır. Bu konuda fazla haber çıkmıyor ama eski Fransız ajanları kanal kanal dolaşıp kuzey Suriye ve Irak'ta neler yaptıklarını anlatıyorlar. Güney Kıbrıs'taki askeri üsleri kullanmaktalar. Kurtuluş Savaşı döneminin kahraman devlet adamlarından olan ve kahpece başının arkasından kurşunlanarak şehit edilen Talat Paşa'nın katili için Marsilya'da daha geçende heykel diktiler. Velhasıl Fransa'nın Türkiye'ye karşı düşmanca tavrını değiştirmesi için Fransa'nın çoğu problemli olan mevcut kolonileri ve eski kolonileri üzerinde aktif siyaset uygulamak uygun olur.

Mayot nüfusunun hemen tamamı Müslümandır ama Fransa'nın bir şehri haline getirilmişlerdir ve Fransa ile bir sürü sorunları vardır. Macron'un Müslüman karşıtı eylem ve söylemleri de Türkiye’nin bölgede nüfuzunu artırmasını kolaylaştıracaktır.

TÜRK HARİCİYESİNE BÖLGE POLİTİKALARI KONUSUNDA NELER ÖNEREBİLİRİZ?

1) Mayot'da diplomatik temsilcilik açılabilir.

2) Mayot'un zaman içinde Komorlar ile birleşmesini teşvik eden politikalar devreye alınabilir. Bu zamana kadar Fransa'nın Mayot ve bölgeye yüksek miktarda para, kaynak ve enerji harcamasının sağlanması uygun olur.

3) Komorlar'a büyükelçilik açılabilir. Madagaskar'daki büyükelçilikten burayı yönetmek yeterince etkili olamayabilir. Madagaskar büyük ölçüde Hristiyanlaştırılmış bir ülkedir ve bu durum tarihi yakınlığa rağmen Müslüman bölge adaları ile yoğun sosyal ilişkileri sınırlandırmaktadır.

4) Bölge politikamız netleştikten sonra Cumhurbaşkanı seviyesinde Komorlar'a ziyaret yapılması çok faydalı olur. Özellikle Tayyip Erdoğan'ın Müslüman coğrafyasında nispeten yüksek olan popülerliğinin bölge ziyareti ile değerlendirilmesi faydalı olur. Somali örneğinde bu durum çok işe yaradı. Ziyaret edilen Müslüman ülke ne kadar fakirse, Tayyip Erdoğan'ın ziyaretinin etkisi de o denli büyük oluyor çünkü ümitler ve beklenti büyük oluyor.

5) Komorlar’ın nüfusu 1 milyon, Mayot'un 300 bindir. Açılacak elçiliklerin Türkiye'ye ilave maddi yük olmaması için bölge ile olan ekonomik işbirliğini artırıcı tedbirler alınabilir ve yapılan ticaret hacminin ve yaratılan jeopolitik faydanın, bu diplomatik elçiliklerin masraflarını karşılayabilir hale getirilmesi hedeflenebilir. Adalara Türkiye'den ithalat yapacak ve Türkiye'ye ihracat yapacak ticaret şirketlerinin açılması uygun olabilir.

6) Haftada bir kez dahi olsa Komorlar'a THY direk uçuş koyabilir. 3 büyük ada var, hepsinin havalimanı var belki her hafta farklı adaya uçulabilir. Komorlar'a Avrupa'dan direk uçan firma yok yani İstanbul'un merkez potansiyelini göz onuna alırsak bu rota THY için hayli kârlı bir destinasyon haline gelebilir. Mayot'a ise çok sayıda uçak şirketi çalışmakta.

7) Bu adalardaki havalimanı ve liman işletmelerini Türkiye devralabilir veya ilgili taraflar ile ortaklık yapılabilir. Yeni yatırımlar ile bu sahaların kapasitesi artırılabilir.

DİASPORA

8) Başta Fransa olmak üzere Komorluların önemli bir diasporası vardır. Sadece Marsilya'da 50 binin üzerinde Komorlu yaşar. Paris'te de yaşarlar. Türkiye, önerdiğimiz kalkınma projeleri ile Komorlar ile dost ve kardeş ülke olduğunda, Fransa'daki Müslüman Komorlular ile de gönül bağı kurmuş olacaktır. Bu ilişkiyi daha önceden kurmuş olsaydık bugün Marsilya'da Talat Paşa'nın katilinin heykeli dikilemezdi. Bu dostluk köprüleri kurulunca da o heykel oradan kaldırılacaktır. Marsilya'da o heykelin yerine, sırtından kurşunlanarak öldürülen İbrahim Ali'nin heykeli dikilebilir. (Marsilya'da bir akşam vakti müzik provasından çıkan ve otobüs durağına yetişmeye çalınsan 17 yaşındaki Komorlar kökenli Fransız vatandaşı İbrahim Ali'yi, Fransız faşist grubu sırtından silah ile vurarak öldürmüştüler.) İbrahim Ali'nin Marsilya'da anma etkinliklerini de hariciyemiz atlamamalıdır.

9) Bahsettiğimiz adalar, ülkeler, ekonomiler çok küçüktür. Mayot'u eklesek dahi tüm bu adaların toplamı KKTC'den dahi daha küçüktür. Bu adalar dünyanın tedarik zinciri rotalarının dışındadır. Yani bu ülkeler (maalesef) fakirliğe mahkûm edilmiş durumdadır. Çinliler dünyanın her yerine mal satar, onlar bile bu kadar küçük ölçeğe tenezzül etmemişler. Adaların şişe suyu bile Avrupa'dan geliyor. Türkiye'nin bu probleme özel bir tedarik zinciri çözümü sunabilmesi gerekli. Türk özel sektörü kendi halinde bu adalara mal satamaz. Zaten konteyner gemileri yabancıların yönetiminde, adaya küçük ölçekli mal yollamanın süresi ve maliyeti ile kimse uğraşmaz. Sorunları aşmak için Mersin tarafındaki bir liman serbest bölgesinde bu iş için bir şirket kurulabilir, adaların ihtiyaçları Türkiye'den haftalık olarak bu depolara indirilir ve haftalık direk gemi sevkiyatı ile bölgeye gönderilebilir. Bazı sanayi ürünlerinin demonte olarak gönderilmesi (traktör, kamyon, iş makinası, otobüs, jeneratör, buzdolabı vs.) ve Komorlar ‘da liman bölgesinde kurulacak tesislerde yerel işgücü ile monte edilmesi ve menşeinin yerliye çevrimi de faydalı olacaktır. Mısır'dan Süveyş kanalı geçişi için özel fiyat alınması gerekecektir, malum bu iş büyük ölçüde hayır işi. Komorlar tarafında da benzer şekilde gemiyi geriye boş göndermemek için ihraç edilecek mallar toparlanmalıdır. Gemi gerekirse Somali, Yemen gibi rotadaki limanlara da uğratılabilir.

10) Adanın ürettiği bazı özel çiçek yağları gibi ürünlerin değer ağırlık endeksi, hava kargo ile taşınmaya müsait olabilir. Bunlar THY ile İstanbul'a getirilip değerlendirilebilir. Komorlar’ın diğer ismi “Parfüm ülkesi" ve elde edilen çiçek yağları büyük ölçüde Fransa'ya satılıyor. Dünyanın en zengin adamı olan Fransız kozmetik ve moda üreticisi şahıs, dünyanın en fakir adalarından üç beş kuruşa parfüm esansını aracılar üzerinden alıyor. Türkiye bu esanslara talip olmalı hatta adada kuracağı parfümeri tesisleri ile Fransa'ya rakip olmalıdır. En azından rekabet oluşturarak adaya daha çok döviz girmesini sağlayabiliriz. Parfüm şişeleri Türkiye'den gönderilebilir.

ASKERİ FIRSATLAR

11) Adaların askeri potansiyeli de stratejik konumundan dolayı yüksektir. Adalar sabit ve batmaz uçak gemisi gibi düşünülebilir. Bölgeye özellikle SİHA ve denizaltı konuşlandırılması faydalı olabilir. Türk dronları artık 6000Km menzillere ulaşabiliyorlar. Yani bazı model SİHA'larımız İstanbul'dan kalkıp, 4700 Km uçup Somali'deki üssümüze inebilir. (İlgili ülke hava sahaları açık olur ise). Oradan kalkıp, Komorlar'a inebilir. Komorlar'daki dron üssü tüm Güney Afrika'da operasyon yapabilecek ve Hint Okyanusunun önemli bölümünü kontrol edebilecek menzile sahip olacaktır.

12) Kamer Adaları Mayot hariç üç büyük adadan oluşmaktadır ama iskanın olmadığı küçük başka adalar da vardır. Bu adalardan biri TSK'ya tahsis edilebilir.

13) Zaman içinde ülkeye yerli savunma ürünlerinin, Hürkuş uçaklarının, Gökbey helikopterlerinin ucuz versiyonlarının satılması uygun olabilir. Mevcut Komorlar askeri ekipmanlarını da Türkiye satın alabilir böylece tümden Türk ekipmanları ile standart ve uzun dönemli bakım ve yedek parça işleri daha kolay sağlanabilir ve Fransa'ya bağımlılık azaltılır.

14) Madagaskar’ın diğer tarafında Fransa'nın Mayot ile aynı statüde olan toprağı Reunion adası vardır ve bu bölgede Fransa'nın önemli bir askeri üssü mevcuttur. Bu bölgenin temel farkı tamamen Hristiyan nüfusa sahip olmasıdır. Harita uygulamaları bizim askeri üsleri ve askeri gemileri kabak gibi gösterirken nedense Reunion'daki Fransız donanma bölgesini kapatmaktadır. Reunion gibi bölgelerde de hariciyemizin temsilci bulundurmasında fayda olacaktır. Ayrıca Mayot'da da Fransa'nın küçük bir askeri üssü mevcuttur. Komorlar ‘da açılacak bir SİHA üssü ile bölgedeki Fransız askeri üslerine "arkadaşlık" yapılabilir ve "yol" gösterilebilir.

FRANSA İLE İLİŞKİLER

15) Türkiye'nin Komorlar'a yatırım yapması ve siyasi destek olması ile beraber bu adalar Mayot'un gelişmişlik seviyesine doğru yükseleceklerdir ve Mayot'a göçmen baskısı azalacaktır. Bu durum Fransa'nın da işine yarar. Bir süre sonra Mayot'da geleceğini Komorlar'da gördüğünde birleşme sağlanabilir. Unutmamalıyız, Mayot, Fransa'ya bağlı kalmayı seçtiği dönemde Fransa çok güçlü bir devletti. Bugün değil. Yarın daha da zayıf olacak. Aslında birleşme durumu dahi Fransa'nın işine yarayacaktır çünkü Fransızların gözünde Mayot sürekli problem üreten bir baş belasıdır. Mayot'u Komorlar'dan ayırmak büyük bir hata idi ve Fransa bu hatanın maliyetini, ülkelerini bölerek fakirliğe mahkûm ettiği bölge halkına tazmin etmelidir.

16) Fransa'nın Mayot'u kendine bağlaması konusu uluslararası hukuka da uygun olamaz. Birleşmiş Milletler nezdinde ve çeşitli hukuk platformları nezdinde bu konuda Komorlar ile beraber mücadele edilmesi uygun olur. Sonuçta sosyal, ekonomik, tarihi ve coğrafi olarak birleşik olan adalar bölgesindeki bir parçayı Fransa alıp kendisine katamamalıdır. Ya hepsini alırsın veya hepsini bırakırsın. Seçmece olmaz. Yani yapılan referandumun ada bazında yapılmış olması da hatalıdır ve sinsi bir tuzaktır. Haydi o zaman Korsika'da da referandum yapalım bakalım ada halkı ne istiyor? Hatta Ege'deki adalarda da teker teker referandum yapalım bakalım Midilli sakinleri, Sisam, Rodos ve Girit sakinleri ne düşünüyorlar? Bence Ege adalarının akıllı sakinleri zaman içinde Yunanistan'a bağlı olmak yerine bağımsız ada ülkesi olarak Avrupa Birliğinde olmak (veya olmamak) ve Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olmak ve Türkiye ile ortak kalkınma projeleri (turizm, petrol, denizcilik vs..) yapmayı isteyeceklerdir.

17) Bölgeye yapılacak yatırımı Türkiye'nin tek başına üstlenmesine gerek yoktur. Son senelerde Katar da Komorlar'a artan miktarda ilgi göstermektedir. Katar'ın bu projelere maddi destek vereceği kesin gibidir. Tarihi olarak adalar, Kaddafi'nin Libya’sı ile de çok iyi ilişkilere sahip idi ve hala Libya ile dostlukları vardır. Libya ve Katar ile ilişkilerinden dolayı Türkiye'de zaten doğal olarak bu adaların dostudur ve kolaylıkla nüfuzunu bu bölgede artırabilir.

18) Kamer Adaları Cumhurbaşkanı Fransa'da askeri eğitim almıştır ve ülkenin savunmasında muhtemelen Fransa hala etkilidir. Zaten ordu dediğimiz birkaç yüz kişi. Türkiye'nin ilgili asker ve polisi eğitmesi ve donatması uygun olabilir.

19) Bölgede Fransızca konuşulmaktadır. Galatasaray Üniversitesi de malum Fransızca eğitim verir. Bu kapsamda GSÜ’nün bölgede eğitim alanında işbirlikleri yapması, belki ortaokul açması faydalı olabilir. Maarif Vakfı üzerinden Türkçe eğitime de yatırım yapılabilir. Bazı eski Fransa sömürgelerinin tercih ettiği gibi resmi dilin Fransızcadan Arapçaya çevrilmesini de bölge halkı değerlendirebilir.

EKONOMİ VE FİNANS

20) Kamer adalarında mevcut olan tek tük turistik tesisler çok pahalıdır. Elektrik bir var bir yoktur. Adanın turistik potansiyeline yatırım yapılması uygun olabilir. Bölgenin, suyu, doğası, sualtı mercanları cennet güzelliğinde. Üstyapı ve şehirleşme ise kötü durumda.

21) Bölgede para birimi olarak EUR kullanılmaktadır. Mayot tarafı Avrupa'dan turist çekebildiği için kalkınabilmektedir ama diğer adaların EUR ile kalkınması pek mümkün değildir. Türkiye'nin yardımı ile Kamer Adaları kendi banknotlarını tasarlayıp kullanıma alabilir ve kontrollü bir enflasyon yönetimi ile işsizliği azaltıp ekonomiyi büyüme rotasına sokabilir. Bu enflasyon ile büyüme konusu tartışmalı bir konu. Türkiye'den bakınca "ne güzel işte EUR kullanıyorlar, enflasyon dertleri yok" olarak durum pembe görünebilir ama kazın ayağı öyle değil. Somali gibi bazı ülkelerde yaygın olan mobil ödeme sistemleri de devreye alınabilir ve kayıt içine alınacak ekonomi ile KDV vb. vergilerin toplanmasının önü açılabilir.

22)Fransa'da Mayot halkı daha çok Marsilya bölgesindedir. THY ve İstanbul üzerinden bölgeyi Marsilya'ya bağlamak uygun olabilir. Mevcut durumda THY, Etiyopya havayolları ile kod paylaşımlı olarak aktarmalı uçuş sağlıyor. Bu devam edebilir (pek bilet satıldığını zannetmem) ancak direk uçuş konulursa anlamlı bir politik değişim sureci tetiklenebilir.

23) İstanbul'da Komorlar ürünlerinin satış mağazasının açılması bizim milletin bölgeye olan ilgilisi artırabilir. Hem adanın tanıtımı yapılır hem de ada üretimi ürünler, incik boncuk, parfümeri, balık, meyve, kahve, kakao, vanilya, çiçek yağı vb. satılır. Belki buna benzer ikili ülkenin sosyal, kültürel ve ticari ilişkilerini artırmak için bir vakıf kurulabilir.

24) Bölgenin ekonomik gelişiminin hızlanması için en acil ihtiyaç güneş panelleri. Zaten volkandan dolayı panellerin konabileceği bolca arazi de mevcut. Birkaç bin adet panelin hızla gönderilmesi, kurulması ve merkezi ticaret ve turizm bölgelerinin sürekli elektriğe kavuşturulmasıni saglar. Enerji sorununu çözmek için diğer alternatif Karadeniz Holding'in yüzer elektrik santrallerinden göndermek olabilir. Bu durumda elektrik üretimi için kullanılacak akaryakıtın Libya, Katar veya Rusya'dan hibe veya indirimli alınması uygun olabilir. Daha uzun vadede ise Madagaskar'ın rüzgâr potansiyeline yapılacak türbin yatırımları ve denizaltı kablosu ile elektriğin Komorlar'a getirilmesi uygun olabilir. Güney Afrika'nın vereceği kömür desteği ile termik santral yatırımı da ekonomik olabilir. Belki de en önemli konu ise jeotermal konusu. Aktif volkanların olduğu bölgeler genelde büyük jeotermal enerji potansiyeli vardır. Türkiye'de bu işin yatırımları yapıldı ve bir miktar yetişmiş teknik personel ve müteahhitlik firmamız var. Beklendiği gibi jeotermal işi bölgede tutarsa zaten güneş paneli, rüzgâr, kömür vs. hiçbirine gerek kalmaz.

25) Volkanik küller genelde toprağın verimini aşırı derecede artırır. Bu bağlamda hem bölgedeki tarım potansiyelini bilimsel olarak ele almak faydalı olabilir hem de bu kül ve mineralleri Türkiye'ye ihraç ederek Türkiye'deki tarım toprağının (misal Çukurova) verimini ve organik yapısını desteklemek anlamlı olabilir.

26) Diasporadaki Komorlular anavatanlarına para gönderirler ve bu para adaların önemli gelir kaynağıdır. Türkiye bu paraların komisyonsuz olarak Fransa ile Komorlar arasında aktarılması konusunda kuracağı finansal kurumlar ve telefon uygulamaları üzerinden aracılık yapabilir. Türkiye, diasporadaki Komorlular için çeşitli dijital hizmetler de üretebilir.

AFRİKA ÜLKELERİNİN GÖZÜ BİZDE

27) Son yıllarda Türkiye'nin dünyada prestijini ve güç algısını artıran bazı olaylar yaşandı ve bu olayların sonucunda özellikle Afrika'daki birçok ülkenin Türkiye ilişkilerine daha çok önem verdiği ve bazı sanayilerde ihracatımızın arttığını gözlemledik. Türkiye'nin Libya müdahalesi ve Trablus savunması, Azerbaycan'a işgal altındaki toprakları kurtarmada verdiği destek, Katar'ı boğucu bir ambargodan ve siyasi şantajdan korumak bunlara örnektir. Bu başarıların yanına "perişan haldeki Komorlar'ı kurtarmak ve Mayot sorununu çözmek" gibi bir başarı daha eklenirse hayli güzel olur. Özellikle Afrikalı halkların gözü üzerimizde.

MÜLTECİ MESELESİ

28) Komorlar'dan Mayot'a mülteci geçişleri, Türk İHA'larının ve belki de sahil güvenlik desteği ile kontrollü olarak sağlanabilir. Fransa elbette bu geçişlerinin durdurulmasını istiyor ancak Türkiye'nin çıkarına olan konu bu geçişlerin durdurulması değil, kimsenin köpekbalıklarına yem olmadan karşı tarafa geçmesinin sağlanmasıdır. Sonuçta Fransa'nın yarattığı bir problem var, bunu çözecek ülke Türkiye değil. Fransa'da benzer şekilde kendi kıyılarından, İngiltere'ye geçen sığınmacı teknelerine sahil güvenlik botları ile güvenli geçiş sağlayacak şekilde eşlik ediyor (beceriksizce) ve İngiliz karasularında devreye İngiliz botları giriyor. Benzer şekilde Komorlar'dan Mayot'a insan geçişlerinde güvenlik tam olarak sağlanmalıdır. Zaten Komorlar açısından Mayot, Komorlar'ın bir parçası yani kendi ülkelerinin bir başka adasına geçiyorlar, çok da büyütmemek lazım.

TURİZM

29) Komorlar'ın turistik potansiyeli muazzam. Unutmayalım ki biz bu bölgeye Fransa'dan daha yakınız. Direk uçuş olması durumunda Paris'ten 10 saatlik uçuş ile, İstanbul'dan ise 8,5 saatte ulaşılabiliyor. Böyle deniz, böyle kumsal dünyada başka nerede var? Küba'da var ama oraya gitmek 13 saat. Yani Komorlar'a ulaşım daha ucuz. Komorlar'ın ciddi altyapı sorunu var, bu halde turizm nasıl olacak? En hızlı çözüm bu adalar arasında ve civar bölgeyi kapsayacak Gezi gemileri (Cruise Ships) turizmi başlatmak. Böylece adalardaki otel, elektrik vs. altyapı düzelene kadar ülkeye gelir sağlanabilir. Dev gemiler bu bölgeye uymayabilir. Bölgeye uygun daha küçük gezi gemilerinin Tuzla tersanelerinde ihtiyaca uygun özel tasarlanması ve hizmete alınması uygun olabilir. Gezi gemiciliği sektöründe bölgenin potansiyeli yüksek. Bizim Turizm bakanı bu isleri bilir.

30) Komorlar'a Türkiye'den öncü kâşif YouTuber ekipleri gönderip ülkenin tanıtımına destek olmak, devamında bazı Türk dizilerinde Komorlar sahillerinde çekilmiş sahneler kullanmak sureti ile bölgede hızlı bir Türk turist ilgisi yaratılabilir.

31) 8,5 saatlik uçuş süresinden dolayı Türkiye'den ulaşım mecburen pahalı olacaktır ve turistik talep zayıf kalacaktır. Bu pahalı uçuş, tatil paketinin içine yedirilerek en az 1 haftalık, konaklamalı, yemesi, içmesi, gezmesi dahil tatil paketi olarak sunulduğunda ise ortaya makul fiyatlı bir tatil paketi çıkartılabilir. Adanın turiste sunduğu çekici gezme, yeme içme potansiyeli böylece tek paket ile yerli ve yabancı turiste sunulabilir. Volkanik dağa tırmanma, palet ve şnorkel ile yüzme, taze balık, tropik meyveler, at ile ada gezisi, plaj sefası, yunus, balina vs. gözlemleme turları, çarşı pazar gezmeleri, diğer adalara geçmek, foto safari, bisiklet, paraşüt, atv vb. sunulabilecek çok sayıda turistik aktivite pakete eklenebilir. Malum Yunanistan'a çok sayıda vatandaşımız gidip euroları harcıyorlar. Kamerler'de ahtapot, balık vs çok daha uygun fiyata ve bolca mevcut. Üstelik Komorlar, bizden alacakları paralar ile uçaklar, füzeler alıp bize düşmanık yapmayacaklar. Bizden alacakları paralar ile bizden çimento, demir, sanayi ürünü vs alacaklar. Uzun sözün kısası, THY, ilgili bağlı ortaklığı üzerinden bu Komorlar projesi için özel tatil paketleri hazırlayıp vatandaşımıza (ve turistlere) sunabilir. Benzer şekilde gezi gemisi yatırımını da THY'nin şirketi üzerinden kamu yatırımı olarak yapmak doğru olabilir.

DİĞER

32) Türkiye'de stresli bazı kamu görevleri vardır. Bazı askerlik, polis, jandarma, istihbarat görevleri gibi. Bazı kamu personellerin dönemsel olarak psikolojik desteğe ve hava değişimine ihtiyacı olabilir. Uzuv kaybı gibi psikolojik destek gerektiren tıbbi durumlar da bu kapsamda ele alınabilir. Bu durumlarda Komorlar gibi cennet parçası ve yaşamın çok ucuz olduğu bir ülkede sosyal tesisler ile bu hizmetlerin kamu personelimize sağlanması uygun olabilir. Bu vesile ile Komorlar'a bir miktar gelir aktarımı da sağlanabilir. Benzer şekilde yaşlı bakımevi gibi hizmetler hem Türkiye'ye hem Avrupa'nın hızla yaşlanan nüfusuna hizmet götürebilir. Komorlar bu tür hizmetler ile Türkiye'den yapılacak ithalatın bedelini karşılayabilir hale getirilebilir.

33) Bölgede doğum sırasında bebek ölüm oranı hayli yüksek. Türkiye, yapacağı bir hastane ile bu işi çözebilir. Somali'de Türkiye'nin sevilmesinin en önemli sebeplerden biri Mogadişu’da yapılan hastane ile bebek ölümlerinin engellenmesi oldu.

34) Komorlar, politik olarak çok istikrarlı bir ülke değil. Başkanlık, adaların seçtiği liderler arasında dönemsel olarak değişiyor. Bu adaların egemenlik geçmişi de pek eski değil. Adalar genelde bir yerlere bağlı olarak idare edilmişler. Bu durum da anlaşılabilir çünkü ölçek ve yüzölçümü hayli küçük. Adaların Fransa'nın ve öncesinde Madagaskar'ın idaresinden ayrılmalarındaki önemli etkenlerin başında din konusu geliyor. Bu ülke ve insanlara Batılıların yaklaşımı ile demokrasi pazarlamak bizim için doğru olmaz. Bu ada ülkesinin Türkiye dokusundaki bir ülkeye bağlanma eğilimi doğal olarak olacaktır. Adaların seçtiği ve istikrarı sağlayamayan dönemsel başkanlıklara destek olacak ve belki de bu birimlerin bağlı olacağı bir yapının bölgede kurulması, ülkenin istikrarlı ve hızla kalkınmasına yardımcı olabilir. Bu konuda referandum dahi mümkün olabilir. Büyük üç adada kurulacak diplomatik misyonlar vasıtasıyla ihtiyaç duyulan devlet inşası (ing: state building) politikaları yürütülebilir. İngilizlerin Commonwealth ülkeleri projesine benzer bir işbirliği konusu çalışılabilir.

35) TRT gibi kurumlarımız ile bölgede belgesel çekimi ve bölgenin küresel turizme pazarlanması uygun olabilir. Ayrıca Fransa'nın Mayot'da yaptığı insan hakları ihlallerinin belgelenmesi ve yayınlanması için TRT'nin bölgeye girişi uygun olur.Türk dizilerinin bölgede yayınlanması sosyal ilişkileri güçlendirebilir.

36) Mayot'da halkın temsilcilerinin kendi kanunlarını çıkartabilmesi ve binlerce kilometre uzakta olan ve kültürel olarak da pek uyumlu olmayan Fransa'nın kanunlarından kaçınmasının yolu açılmalıdır. Misal LGBT evlilikleri, kürtaj gibi çoğu İslam ülkesinde problemli olan konular Mayot halkına dayatılmamalıdır.

37) Komorlar'ın ithalatının en büyük bölümünü rafine petrol oluşturuyor. Günde 1300 varil petrol tüketiliyor. Türkiye'nin bu yıl sonuna kadar günlük 100 bin varillik üretime çıkacağını hatırlatalım. Yani Gabar'daki petrol emekçilerimiz çay molalarını kısa tutsalar aradan Komorlar'ın ihtiyacını çıkartırız. Kurulacak gemi servisine rafine petrol ürünlerinin de eklenmesi mümkün olabilir. Diğer önemli ithalat ürünleri ise demir çelik ve çimento. Fransız firmalarından gelen bu ürünlerin de hızla Türkiye tedariğine çevrilmesi uygun olur.

38) Komorlar'da birçok fakir ülke gibi bir miktar yabancı yardımı çeşitli ulusal ve uluslararası kurumlardan dönemsel olarak alabilmektedir. Yabancı yardımlar genelde siyasi amaç ile ve şartlı verilir. Yani verilen yardım ve borçlar ile beraber telkin ve talimat da gelir. Türkiye'nin de üye olduğu bazı küresel kurumların yaptığı parasal yardımların ise adaya uğramadan bazı batılı şirketlerin kasasına gittiğini görüyoruz. Sağlıksız bu yapıyı değiştirmek uygun olur.

39) Bazı bölge ve ada isimleri sömürge döneminden kalmadır. Bunların yerel isimler ile değiştirilmesi uygun olabilir.

40) Futbol konusu, ülkenin kendini uluslararası düzlemde gösterebilmesi için fırsattır. 3 büyük adada Futbol Federasyonumuzun öncülüğünde futbol sahası ve futbol okulları açılabilir. Misal 3 büyük futbol kulübümüzün her biri, bir adada okul açabilir. Galatasaray, Beşiktaş ve Sarıyer futbol kulüplerimizin (beyaz martılar), ilgili bakanlığın projeye özel katkısı ile bu konuya eğilmeleri uygun olabilir.

41) Komorlar’ın hayli büyük olan deniz egemenlik bölgelerinde petrol ve gaz bulunduğu konusunda bazı alametler mevcuttur. Özellikle Afrika kıyıları tarafında önemli petrol yatakları yakın zamanda bulunmuştur. Bu konuda çalışma yapılabilir.

42) Bölgede yapılacak ve ekonomik geri dönüşü olan bazı projelerin finansmanı için İstanbul Borsası üzerinden TL ve Komorlar yerel parası cinsinden tahvil ve fon ihracı değerlendirilebilir. Bu tür enstrümanlara yabancı ve diaspora ilgisi de olacaktır.

MORONİ ÇEVRESİNE RAYLI SİSTEM

43) Özellikle en büyük ada olan Moroni, temel olarak bir volkandan ibarettir ve kıyı tarafındaki düz bölgelerde kasabalar kurulmuştur. Oval şeklindeki bu adanın çevresini dolaşacak ve yerleşim yerlerini bağlayacak hem yolcu hem yük taşıyacak bir hafif raylı hat yapılması son derece faydalı olur. Türkiye bu işi yapabilir ve faturasını BM Kalkınma programına (UNDP) kesebilir. Benzer proje Mayot adası için de planlanabilir ve faturası Fransa'ya kesilebilir. En azından proje bölge halkına sunularak Fransa'nın rakip bir proje ortaya çıkartması ve bölgeye yatırım yapmak zorunda bırakılması sağlanabilir. O yatırımı yapamayacaksa zaten tası tarağı toplayıp bölgeden çekilmelidir.

44) Bölgede daha ileri seviyede balıkçılık teknikleri kullanılabilmesi için Sarıyer'de limanda âtıl duran ihtiyaç fazlası takalardan birkaç adet bölgeye gönderilebilir. Komorlar'da yaygın olarak sandallar ile balıkçılık yapılıyor ve petrol tüketen motorlu tekne pek kullanılmıyor. Balıkların ihracat imkânı var ise belki takaların petrol parasının karşılanması mümkün olabilir.

45) Birçok ülkede olduğu gibi fakir Afrika ülkelerinde de mason locaları üzerinden uluslararası ticari bağlantı yapılması ve topluma yön verecek ve özel sektör istihdamı sağlayacak zengin kesimin oluşturulması ve yönlendirilmesi yaygındır. Elbette bu localar da istihbarat örgütlerinin yakın takibi altındadır hatta Fransa'nın ekonomik istihbarat örgütü başkanı Alain Juillet aynı zamanda mason locasının da başkanı idi ve bir çok Afrika mason locası üzerinden ilgili ülkelerde kalıcı ilişkiler kurmaktaydı. Bir yandan da İngiliz etkisindeki mason localarının etkisine karşı mücadele etmekteydi. Amerikalılar, siyahiler için Prince Hall gibi mason localarını kurduklarında Fransız ve İngiliz localarının Afrika bölgesindeki hakimiyetine ortak oldular. Türkiye de bu alanda etkili olabileceği kanalları oluşturmalıdır.

Sonuç olarak Komorlar ülkesi politikaları ile, Türkiye, nispeten düşük bir çaba ve maliyet ile Doğu Afrika'nın stratejik bir bölgesinde önemli miktarda ekonomik ve jeopolitik güç devşirebilir ve bölge halkının sefaletten kurtulmasını sağlayabilir. Fransa’nın hasmane tutumunu hizalayacak ilave kozlar elde edilebilir.

Komorlar için önerdiğimiz politikaların birçoğu, dünyada birçok küçük ada ülkesi için uyarlanarak uygulanabilir.

Sonraki Haber