Ayakta çalışılan mesleklerde stres kırığına dikkat

Genellikle aşırı kullanıma bağlı tekrarlayan baskı nedeniyle oluşan mikro düzeydeki ince çatlaklar "stres kırığı" olarak adlandırılıyor.

Çoğunlukla ayak ve tarak kemiklerinde görülen stres kırığına, vücudun sınırlarını zorlayan aktiviteler yapan profesyonel sporcular ve askerler ile uzun süre ayakta durmayı gerektiren meslek gruplarındaki çalışanlarda rastlanıyor.

"Stres" kelimesi nedeniyle psikolojik olduğu düşünülen stres kırığına ilişkin İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Osman Lapçın, kırığa neden olan stresin psikolojik değil kemiğin maruz kaldığı fiziksel bir stres olduğunu söyledi.

Hastaların, ani bir travma ya da başlangıç olmadan aktiviteyle artan, dinlenince azalan, kırığın söz konusu olduğu bölgedeki hassasiyet şikayetiyle başvurduklarını aktaran Lapçın, buna şişlik ve ciltte kızarıklığın da eşlik ettiğini dile getirdi. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Lapçın, modern tıpta bu hastalığın ilk olarak 1800'lü yılların sonunda Prusyalı askerlerde fark edildiğini aktararak, "Sporcularda, özellikle de kadın sporcularda daha fazla görülebiliyor. Askerlerde çok görülüyor. Bu iki meslek grubu da fiziksel olarak vücudun sınırlarını zorlayan aktiviteler gerektiriyor. Fiziksel olarak vücudun sınırlarını zorlayan herkeste stres kırığı gözükebilir." değerlendirmesini yaptı.

Masa başında çalışanlar ile işçi ve ev hanımlarında da alışık olmadıkları bir aktiviteyi uzun süre yaptıklarında stres kırığının oluşabileceğine dikkati çeken Lapçın, hafta sonu alışık olmayan tempoda yapılan dağ yürüyüşünde böyle bir durumun gelişebileceğini vurguladı.

Tedavi sürecinde normal kırıktaki gibi hassas davranılması gerektiğini vurgulayan Lapçın, hastalara şu uyarılarda bulundu:

"Bu konuda genellikle, ayak bileğine en ufak bir yük vermedikçe ağrı olmadığı için önerilerimiz pek dikkate alınmaz. Hastalarımız yük vermeye devam eder. Birkaç gün sonra ya da saatler sonra ağrısı başlar. Dinlenince geçer. Hastalarımız bu şekilde tolere edebileceğini düşünür. Hayır, yani bir kırıkta ne kadar hassas oluyorsak bu iyileşene kadar ki süre boyunca da o kadar hassas olmalıyız. Yük verme diyorsa hekimimiz yük vermemelidir. Alçı diyorsa alçıyı yaptırmalıdır. Bu konuyu gerçekten kırıkmış gibi dikkate almak gerekir."

Sonraki Haber