Aydın ve Yalova üretim dedi

‘Dizlerimizi dövmek bize yakışmaz. Biz toprağımızı, vatanımızı üretmeyi severiz hem de iyi biliriz. Zorluklara meydan okuyoruz. Aynı Cumhuriyet döneminde yaptığımız gibi, düzeni tersine çevireceğiz. Gerçek baş olanı baş yapacağız.’

Hafta sonu Yalova ve Aydın’da düzenlenen Üretim Devrimi Kurultaylarında tarımda yaşanan sorunlar konuşuldu, çözümler tartışıldı. Yalova Subaşı Merkez Kahvesi’nde düzenlenen kurultaya, Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Şule Perinçek, Çiftlikköy Ziraat Odası Başkanı Mehmet Anaçardı ve kivi üreticisi Hikmet Aydoğan, konuşmacı olarak katıldı.

İlk sözü alan Çiftlikköy Ziraat Odası Başkanı Mehmet Anaçardı, Subaşı’nın Balkan göçmenlerinin yaşadığı bir yer olduğunu belirterek, “Başlıca gelir kaynağımız kivi ve hurma. Kivinin yüzde 60’ını Yalova’da biz üretiyoruz. Ama maliyetlerimiz çok. Başta gübre, ilaç, tohum ve gübre fiyatları, belimizi çok büktü. Tarımda geriye gidiyoruz. Ayakta kalmamız bile bir mucize. Çiftçilerimiz azami şekilde üretime devam etmektedirler. Biz ayakta kalacaksak üretimle ayakta kalacağız. Türkiye’nin geleceği üretimdir” dedi.

Anaçardı, yüz kişiden birinin bahçesine, tarlasına gübre atabildiğini belirtti, gübre fiyatlarının yarısının devlet tarafından karşılanmasını ve ithal eden firmalara denetim uygulanmasını istedi.

‘BORÇLAR YAPILANDIRILSIN’

Çiftlikköy Ziraat Odası Başkanı’nın gündeme getirdiği bir başka konu da çiftçilerin Tarım Kredi ve Ziraat Bankası’na borçları oldu. Anaçardı, borçların uzun vadede yapılandırılmasını, elektrik ve sulama borçlarının faizsiz ertelenmesini, yüksek olan TARSİM sigorta primlerinin düşürülmesini ve devlet desteklerinin daha çok artırılmasını talep etti.

Anaçardı, şöyle devam etti: “Geçimini hayvancılıkla sağlayanlar yem fiyatlarını karşılayamadığı için hayvanlarını satarak ve kestirerek sektörden çıkmaktadırlar, ahırlar boşalmaktadır. BAĞKUR primleri ise çok yükseldi. Bin 152 lira olan prim bin 668 lira olmuştur. Prim miktarlarının makul bir seviyeye düşürülmesini istiyoruz.”

SÜRÜDÜRÜLEBİLİR TARIM İÇİN KOOPERATİFLEŞME

Kivi üreticisi Hikmet Aydoğan da tarımda yaşanan sorunların tespit edildiğini, artık çözüm üzerine konuşulması gerektiğine vurgu yaptı. Subaşı’nın 89’a kadar meyvecilikle geliştiğini, 89’da Yalova Araştırma Birimi’nin önder çiftçilere ‘kiviyi deneyin’ dediğini ve o günden bugüne kivi ile geçimlerini sağladıklarını belirtti. Aydoğan şöyle konuştu: “Kazandığımız halde sorunlar da var. Gelişen ülkelere baktığımız zaman Almanya’da süt üreticilerinin bankası var. Malımı nasıl fazla satarım, nasıl kâr yaparım diye insanları kooperatife yönlendirdiler. Aslında orada ‘nasıl birlik oluruz, girdilerimizi nasıl ucuzlatırız, nasıl sürdürülebilir bir tarım yaparız’ demedik. Subaşı’nda 200 hane kiviyle uğraşıyor. Hane başına 15-20 dönüm var. Her hanede 500 bin liralık ekipman var. 10 tane ekipman yeter bu köye. Kooperatif olsaydı 6 tane traktör alırdı. Sürdürülebilir tarımı ön planda tutmalıyız, kooperatifleşmeyi zorlamalıyız.”

‘BEREKETLİ TOPRAKLARIN BEREKETLİ ÇİFTÇİLERİYDİK’

Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Şule Perinçek de Türkiye’nin her yerinde aynı sorunların yaşandığını belirterek, “Ağaçlar sökülüyor, insanlar köyleri terk ediyor. Borç var, haciz var… Kendi boğazımızdan keser, ineğimizi beslerdik eskiden. Ama boğazdan kesecek de kalmadı. Türkiye’mize ne oldu da bu duruma düştük. 87’lere kadar kendi kendine yeten dünyadaki birkaç ülkeden biriydik. Bereketli toprakların bereketli çiftçileriydik biz” dedi.

“Bizi üretimden vazgeçirdiler” diyen Perinçek şöyle devam etti: “Üretimden vazgeçirmelerinin sebebi kendilerine muhtaç duruma düşürmek. Mustafa Kemal Atatürk, Lozan imzalanmadan önce ‘eğer savaş meydanında kazandığımız bağımsızlığımızı ekonomiyle taçlandırmazsak kaybederiz’ demişti. Bize ‘Üretme’ dediler ve tacımızı başımızdan aldılar.”

‘AZ OLAN CANDAN VERMİŞ ÇOK OLANIN MALINDAN ALINMIŞ’

Cumhuriyet Devrimi’nin köylüyü efendi yaptığını söyleyen Perinçek, “Hem de öyle bir devrim yapmış ki Aşar vergisini kaldırmış. Borç içinde savaştan çıkmış ama köylümüzü efendi yapmış. Az olan candan vermiş, malı çok olanın da malından alınmış. Türkiye böyle bir devrimle düzlüğe çıkmış” diye konuştu.

“Dizlerimizi dövmek bize yakışmaz. Biz toprağımızı, vatanımızı üretmeyi severiz hem de iyi biliriz. Toprakla mücadele etmek bizim genlerimizde var. Zorluklara meydan okuyoruz” diyen Perinçek, sistemin artık çözüm üretemediğine vurgu yaptı. Çıkış yolunun olduğunu bildiren Şule Perinçek, “Aynı Cumhuriyet döneminde yaptığımız gibi, düzeni tersine çevireceğiz. Gerçek baş olanı baş yapacağız. Faizciye, vurguncuya değil, kağıtları uçuranlara değil üreticiye vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Üretim Devrimi’nin dünyadaki dengeleri değiştireceğini de vurgulayan Şule Perinçek, 1920 devrimi olduğu zaman Gandi’nin cezaevinden söylediği şu sözleri de hatırlattı: “Mustafa Kemal, başarıya ulaşana kadar Tanrı, İngiliz zannederdim”. Perinçek, “Biz de tanrı zannedilen, bize sopasını sallayanlara ‘geri çekil’ diyeceğiz” dedi.

‘EĞİTİMLER ÜRETİM ALANLARINDA’

Üretim Devrimi’yle piyasalarda Türk Lirası’nın geçerli olacağını belirten Perinçek, kaynakların dolar borsa vurguncusuna değil çiftçiye verileceğini açıkladı. Bunu yapmak için Ankara’da üreticiden yana güçlü bir iktidarın olması gerektiğine işaret eden Perinçek, kaynakları da şöyle açıkladı: “2021’de bankalar, 80 milyar kâr etmişler. 10 milyarını onlara vereceğiz, 70 milyarını üreticiye vereceğiz. Birkaç banka batarsa da ne olur? Hafif bir artçı sarsıntı olabilir. Ama ABD rasathanesinin tepesi artar. Dışarıya kaçırılan dövizler var. Bunlar bizim alın terimiz. 300 milyarın üzerinde dışarıda paranın olduğu tahmin ediliyor. Bizzat alacağız o paraları.”

Üretim Devrimi’yle üretim ilişkilerinin değiştirileceğini, Milli Demokratik Devrim’in tamamlanacağını ve güvenliğimizin güvenliğinin sağlanacağını belirten Perinçek şöyle devam etti: “Kadınlarımızı üretime katacağız. Ziraat mühendisliği eğitimleri, üretim alanlarında yapılacak. Gençlerimiz tarlaları şenlendirecek, kentlere göçüp kurda kuşa yem olmayacak.”

‘GERÇEK BAŞLAR BAŞ OLACAK’

“Kimlerle aynı gemide olduğumuzu bileceğiz” diyen Perinçek, üretmek için enerjiye ihtiyaç olduğunu, bunun da komşularımız; Azerbaycan, İran, Rusya, Irak ve Suriye’de var olduğunu söyledi. Perinçek yöneticilerin köylüyle, işçiyle aynı kaderi paylaşması gerektiğini de vurguladı.

Perinçek sözlerini şöyle tamamladı: “Gerçek başların baş olduğu bir Türkiye kurmaya var mısınız? O zaman görev başına çağırıyorum ben sizi. Hep birlikte Ankara’dan sesimizi duyuralım, o kürsüye çıkalım… Kararlarımızı ona göre alalım. Siyasi bakımdan örgütlü olmak anlamına geliyor bu. Hepinizi Vatan Partisi’ne çağırıyorum.”

Sonraki Haber