Aydın’ın son kalaycıları

Çocukluğumuzda seyyar kalaycılar köylere gelir, kalaylanacak kap kaşık, tencere kazan kalaylar giderdi. Köyün metruk bir binasında birkaç gün kalır işlerini özenle ateşin başında yaparlardı. Onları seyretmek bile ayrı bir keyifti. O kızıl bakırları ayna gibi parlatırlardı.

Zor işti... Bütün gün ateşin önünde kalayın ve onun tuzunun dumanını solurlar. Korunma diye de bir şey bilinmezdi. Şimdi de öyle… 47 yıllık kalaycı Murat Uçar’a maske takmıyor musunuz diye soruyorum, “Maske çare değil. Nasıl korunacaksın. Ateşin başında terliyorsun. Zor oluyor. Ekmek parası ne yapacaksın. Alıştık artık böyle.” diyor.

İki çocuk babası Murat Uçar, mesleğe çırak bulamamaktan yakınıyor: “Aydın’da iki kalaycı kaldı. Biri komşum biri de ben! Gençler bu işe ilgi duymuyor. Pis, kirli meslek olarak bakıyor. Herkes memur olmak istiyor. İkimizin de çırağı yok. Üzülüyoruz tabi.”

1980’li yıllara kadar tabaklar ve tencereler bakırdandı. Onları en az yılda bir kez kalayla parlatmak gerekiyordu. O da ayrı bir masraftı. Onu parlatanlara kalaycı deniliyordu. Şehir ve kasabalarda sabit dükkanları vardı. Bazıları da köy köy gezerek hizmeti vatandaşın ayağına götürürlerdi…

Zamanla bakırın yerini alüminyum, melamin ve çelik aldı. Bakırın yüzüne bakan olmadı. Köylerde bile büyük kazanlar dışında bütün mutfak malzemeleri çeliğe döndü. Şimdi tek tük de kalsa onları kalaylatacak usta bulmak mümkün. Ya yarın? İşte onun garantisi yok! Son kalaycıları da Aydın’da bulduk. Kalaycılardan Aydın Alkış oğlu Mesut Alkış ile geleneksel mesleği sürdürüyor. Oğlu bu işi yapabildiği kadar yapacak. Sonrası Murat Uçar’ın dediği gibi “Bizimle ölecek!”

‘BAKIRA DÖNÜŞ VAR’

Zahireciler Çarşısında 1976 yılından buyana kalaycılık yapan Murat Uçar, bu işi deden, babadan devralmış. Ateşin başında tencereyi kalaylarken gördük. Selam verip içeri girdik. Bir yığın tabak tencere de kalaylanmayı bekliyor. Hâlâ iş oluyor mu diye soruyorum, “Var. Bu ara bakıra dönüş arttı. İnsanlar daha sağlıklı olduğunu gördü. Şükür bize de iş çıkıyor. Boş kalmıyoruz. Ayrıca bakırda pişen yemek daha lezzetli oluyor.” diye cevap verdi.

Elindeki tencereyi 100 liraya kalayladığını söylüyor: “Kalayın kilosu 1200 lira. Haliyle kalay da pahalılaştı. Ancak yine de tencere tavasını getirip kalaylatan çok. Kalaylanmış bir tencereyi iyi kullanırsan, ateşte unutup yakmazsan, bulaşık makinesinde yıkamazsan iki yıl gider.”

İnsanlarda hafıza kaybı ve benzer hastalıkların arttığını da söyleyen Uçar, “Vücudun kalaya ihtiyacı var. Bakırdan uzaklaştık sağlık sorunları arttı.” diyor.

Sonraki Haber