Aydınlık Tokyo İtfaiyesi ile görüştü: Japonya'da afet önleme 'kültürü'

Japonya, deprem ve doğal afet denildiğinde akla ilk gelen ülkelerden biri... Japon iklimi ve coğrafi özelliklerinin doğal afetlere karşı savunmasız olması sebebiyle sayısız deprem, tayfun, tsunami ve diğer felaket türlerine maruz kalmaktadır.

Japonya yeni yılın ilk gününe Ishikawa bölgesinde 7,6 şiddetinde yıkıcı etkisi çok yüksek bir depremle başladı ve 232 kişi hayatını kaybetti, 1200 kişiden fazla insan yaralandı. Ülkenin büyük kesiminde hissedilen depremin merkez üssünde çok sayıda yıkım ve büyük yangınlar yaşandı. Ve tabii ki tsunami. Depremin ilk saatlerinde Japonya’nın kuzey kıyılarında 5 metreye kadar tsunami uyarısı verildi ve halkın deniz kenarından uzaklaşıp yüksek kesimlere kaçması uyarısında bulunuldu. Tsunami açısından korkulan olmadı ve tsunami dalgaları şehirlerdeki binalarda yıkım etkisi oluşturacak seviyeye ulaşmadı.

AFET BİLİNCİ

Peki Japonya’nın doğal afetleri yönetme başarısı nereden geliyor? Japonya'da afetlere karşı önlemler genel olarak Japon Devleti tarafından şu şekilde sınıflandırılıyor: Afet önlemenin bilimsel ve teknik yönlerine ilişkin araştırmalar, afet önleme sisteminin, tesislerinin ve ekipmanlarının ve diğer önleyici tedbirlerin güçlendirilmesi, inşaat projelerini ve ülkenin afetlere karşı savunma yeteneğini geliştirmek, acil durum önlemleri ve kurtarma operasyonları ve son olarak bilgi ve iletişim sistemlerinin iyileştirilmesi olarak tanımlanmıştır (https://www.mofa.go.jp/policy/disaster/21st/2.html).

Bugün sizlere acil durum önlemleri kapsamında Bosai kültürünü anlatacağız. Japoncada "Bosai kültürü" olarak bilinen afet önleme çalışmaları; teknik önlemleri ve gereklilikleri, yasaları ve ülkenin felaketlerle yüzleşmesini ve felaketlerden ders almasını sağlayan güçlü bir sivil kültürü kapsıyor. Bu bütüncül yaklaşım doğal afetlere karşı alınan tüm kamusal önlemler ve gerekliliklerin yanı sıra yüksek bir vatandaşlık bilinci oluşturmayı hedefliyor. Bu sebeple afetler yaşandığında devlet ve toplumun birbirine destek olması ve insanların kendi kendine yardım edebilme reflekslerini geliştirebilmesi amacıyla anaokulundan liseye kadar tüm çocuklar bir dizi eğitimden ve tatbikattan geçiyor, belediyeler tarafından sakinlerine deprem ve doğal afet kitleri, elektrik kesintilerinde bilgilendirme yapabilmek için pil ile çalışan radyolar ve takip edilecek radyo frekansları ücretsiz olarak gönderiliyor. Bir yandan da afet önleme merkezlerinde halka risk yönetimi eğitimi veriliyor. Aydınlık Gazetesi olarak okuyucularımız için Tokyo İtfaiyesine bağlı Ikebukuro Yaşam Güvenliği Öğrenme Merkezi ile görüştük ve Japonya'da yaşanabilecek olası afetlere karşı geliştirilmiş simülasyonlara katıldık. Öğrenme Merkezi yetkilileri şubat ayında yaşadığımız yıkıcı depremden dolayı yaşadıkları üzüntüyü dile getirdikten sonra Türkiye'de de depreme karşı koruyucu ve önleyici çalışmaların artması konusunda iyi dileklerini ilettiler. Kendilerine buradan sağladıkları destek ve temennileri için tekrar teşekkür ediyoruz.

HER BİR SİMÜLASYON BİR sORUNUN YANITI NİTELİĞİNDE

Yangın gördüğünüzde ne yapmalısınız? Katıldığımız ilk tatbikat yangınla mücadele simülasyonu oldu. Japonya'da deprem ve yangın birbirini takip eden iki olay. Binalarda yangın söndürme aleti bulundurmak zorunlu ancak nasıl kullanılacağını bilmek de çok önemli. Bu yüzden ilk olarak yangın söndürme aletinin nasıl kullanılacağını öğrendik. Ardından duvara yansıtılan tam ekran yangın simülasyonuna karşı yangın söndürme aletini kullanarak müdahale ettik. Duruş pozisyonumuzdan, yangın söndürme tüpünde kaç saniyelik malzeme olduğuna kadar tüm bilgileri öğrendik.

Yangın dumanından nasıl kurtuluruz? İlk bölümün hemen ardından duman labirenti bölümüne geçtik. Eğitmenimiz yangın durumunda oluşacak dumandan güvenli bir şekilde kaçabilmenin yollarını ayrıntılarıyla anlattıktan sonra duman solumasından kaçmanın temel ilkelerini öğreneceğimiz simülasyona başladık. Karanlık ve labirent şekilde oluşturulan bir bina katı simülasyonuna verilen gerçek dumanı soluyarak ya da solumamaya çalışarak ve diz üstünde emekleyerek acil çıkış levhalarını takip edip binadan kaçma prosedürünü uyguladık. En zorlu simülasyonlardan biri olduğunu söyleyebilirim.

Deprem olduğunda nasıl davranmalıyız? Üçüncü bölümde alındığımız odada yaratılan simülasyon 11 Mart 2011'de gerçekleşen 9.0 büyüklüğündeki Büyük Doğu Japonya Depremi'nin simülasyonuydu. Duvarda boydan boya çoklu gösterimle bu depremin görüntüleri eşliğinde 4 kişilik bir yemek masasının bulunduğu simülasyon alanında 9.0 büyüklüğünde sallanırken masanın altında doğru pozisyonda kendimizi korumayı öğrendik.

Ve son simülasyon: Sanal gerçeklik afet bölümü. Bu bölümde VR (virtual reality) gözlükleri ile yaratılan sanal gerçeklikte depremi deneyimleyip enkaz altında kaldık ve kurtarıldık, yangın çıktığında yangın tüpünü hatalı kullanıp duman altında binadan kaçmaya çalıştık, tayfun sebebiyle oluşan sel ve fırtınadan arabamızın içinde kaçmaya çalıştık. Her bir deneyim oldukça zorlayıcı ve öğreticiydi. Bir afet ülkesi olan Japonya tekrarlanan felaketlerden yüzyıllar içinde birçok ders aldı ve hala yeni dersler çıkarmakta. Bilim ve teknoloji görünürde ne kadar ilerlemiş olursa olsun, doğal afetleri önceden tahmin etmek ve önlemek hala zor olduğundan ve bu tür felaketlerin başımıza ne zaman geleceği hakkında hiçbir fikrimiz olmadığından tek yapmamız gereken önlem almak ve afet sırasında aldığımız eğitimleri uygulayabilmek. Bu simülasyonların gerçek hayatta işleyebilmesi için evlerimizde yangın söndürme tüplerinin olması, binalarımızda acil çıkışların bulunması ve deprem sırasında yaşam üçgeni oluşturarak kendimizi koruyabileceğimiz şekilde güçlendirilmiş binalarımızın olması gerektiğinin farkındayız. Ancak kamu ve toplumun eş güdümlü çalışmasıyla doğal afetler konusunda bir başarı elde edebiliriz. Doğal afet ülkesi olmak bunu gerektirir.

Sonraki Haber