Aydınlıkçı şehitlerimiz-3: Halk önderleri kontgerilla cinayetleriyle katledildi
Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) 1. Genel Kongresi 26 Ocak 1980 günü Ankara’da toplandı. Genel Başkan Doğu Perinçek Merkez Komitesi raporunu sundu. Raporun bir bölümü şöyle; “Değerli konuklar, sevgili arkadaşlar… Türkiye İşçi Köylü Partisi, 1. Genel Kongresi dünyanın ve bölgemizin gittikçe büyüyen bir kargaşalık içine yuvarlandığı, ülkemizin ve halkımızın büyük güçlükler içinde olduğu bir ortamda toplanıyor. En büyük milli dert, anarşi ve zorbalık! Arkamızda kalan iki yılın bilançosu 2 bin 500 ölü, 10 bin yaralı ve 800 soygundur. Cinayet çeteleri, yol kesip 'Hangi görüştesin' diye sorarak, yurttaşları orada kurşuna dizecek, kahveleri ve kalabalıkları tarayacak kadar büyük bir çılgınlığın, büyük bir tertibin içine düşmüşlerdir." (Rapor, s.26.)
PARTİMİZİN SON İKİ YILLIK MÜCADELESİ
FEDAKARLIK VE KAYIPLAR PAHASINA
Halka yönelen zorbalık ve saldırıları var gücümüzle göğüslemeye çalıştık. Birçok yönetici ve üyemiz faşist ve sahte solcu çetelerin saldırıları sonucu şehit oldu.
Jandarmanın katlettiği Partimiz kurucularından ve Parti Meclisi üyemiz Mehmet Çetin, Apocu canilerin şehit ettiği Gaziantep İl Başkanımız Zeki Ön, Tunceli İl Yönetim Kurulu üyemiz Adil Turan, Nazimiye İlçe Başkanımız Hasan Erkılıç, Partimiz saflarında mücadele ederken faşistler tarafından katledilen Baki Angın, Devrim Çelenk, Erhan Bitlisli, Galip Üstün, Erhan Coşkuntuna, Mithat Kandemir, Cemil Sönmez, Musa Yazıcı, Gökhan Yüksel, Mustafa Yüzbaşıoğlu, Orhan Karaca, Yusuf Bakır, Mehmet Dağarslan, Serdar Tuncaboylu, Cuma Oruç, Şahin Akar, Köroğlu Keser, Abdurrahman Temel Akyüz, Teslim Temel devrim davası için mücadele ederken katledilen Tamer Saatçioğlu ve Hızar Kızılkaya, Parti görevlerini yerine getirirken hayatlarını kaybeden Salman Erol, Abbas Akkoç ve Birhan Yazıcı Partimizin ve halkımızın kalbine gömüldüler.
Burada Partimizin doğuşuna ve bu Genel Kongremize, bu günlere ulaşmamıza değerli katkıları olmuş, hayatlarını devrim davası için feda etmekten çekinmemiş aziz şehitlerimiz Bora Gözen, Cafer Topçu, Kerim Öztürk, Ali Kiraz, Şükrü Öktü, Gürol İlban, Ahmet Özdemir, Yücel Özbek, İsmet Dişbudak, Mustafa Kuseyri, İsmet Yücel, Kazım Göktaş, Mustafa Sargın, Mehmet Arıkan, Ali Rıza Yerli, Mehmet Küçükdal ve Mithat Sivri’yi bir kere daha saygıyla anıyoruz.(1)
Ümit Kaftancıoğlu, TRT İstanbul Radyosunda halk kültürünü, halk aşıklarını anlatan programlar yapıyordu. 23 Ocak 1979’da görevinden alındı. Aydınlık gazetesine yazılar yazıyordu. Aydınlıkçıydı. 11 Nisan 1980 sabahı evinin önünde faşistler tarafından kurşunlandı, hayatını kaybetti. Saygıyla anıyoruz.
Sevinç Özgüner, 1940’lı yıllarda TKP’nin kurduğu İlerici Gençlik Derneği yöneticiydi, TKP tutuklamalarında hapis yattı. 1968’de Türk Solu dergisinde yazıları çıktı, eşi Vecdi Özgüner ile birlikte Aydınlık hareketi içinde yer aldı. 23 Mayıs 1980 gecesi evini basan faşist caniler çetesi tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Saygıyla anıyoruz.
İşçi Parti 3. Genel Kongresi 14-15-16 Ekim 1994 günlerinde Ankara’da toplandı. Genel Kongre’ye MKK’nın sunduğu raporda Kürt sorunu ve şehitlerimiz şöyle anlatılıyor:
KÜRT SORUNUNUN 'KÜRESELLEŞTİRİLMESİ'
“Devlet belirlediğimiz gibi, daha 1990 baharında Ez-Çöz Politikası uygulamaya girişti. Devletin bu çözümü, öncelikle hâkim sınıflar içinde bir mutabakatı gerektiriyordu. Çankaya Zirvesi, 1990 baharında bu amaçla toplandı ve arkasından Sansür Sürgün Kararnamesi çıkarıldı. Ne var ki, Özal iktidarı yıpranmıştı ve mutabakatı sağlayacak otoriteye sahip değildi.
Bu nedenle hâkim sınıflar erken seçimle iktidarlarını yenileme yoluna gittiler. DYP-SHP hükümeti, Ez-Çöz Politikasını uygulamak için, sağdan soldan geniş destekle kuruldu. HEP koalisyonun bir kanadında yer alıyordu ve PKK bile, seçimde SHP’yi desteklemişti. Böylece yeni hükümet, ezeceği güçlerin de desteğini alarak işe başladı ve on ay önceden hazırlanmış olan Bahar Operasyonu’nu başlattı.
Devlet terörü, öncelikle kentlerde ve kasabalarda devletin kaybetmiş olduğu otoritesini yeniden kurmaya yöneldi. Halk önderleri Kontrgerilla cinayetleriyle katledildi ve bölgeyi terk etmeye zorlandı. Bin 600 köy şiddet yöntemiyle boşaltıldı. Devlet, PKK’nın hatalarını da değerlendirerek kentlere ve kasabalara hâkim oldu.
Partimiz, bu sırada bölgede örgütlenmeye devam etmesi durumunda PKK’nın şiddet hareketiyle karşılaşacağını saptadı ve buna meydan vermemek için bölgedeki örgütsel faaliyetini sınırladı. Böylece, kitle hareketinin canlandırılmasında ve devlet terörünün göğüslenmesinde çok önemli rol oynayan Partimiz bu işlevini sürdüremedi. Böylece devletin şiddet politikasının önü açılmış oldu.
Bizzat Kontrgerillanın, bölgede Resul Akar, Halit Güngen, Ömer Güven, Orhan Karaağar, Ali Başkan ve İbrahim Sarıca gibi önder arkadaşlarımızı komplolarla katletmesi, İşçi Partisi’nin devlet terörü karşısında ne kadar etkili bir barikat olduğunu gösterir. Bu barikat, bir yandan Kontgerilla’nın cinayetleri öte yandan PKK’dan gelen baskılarla kaldırıldı.
Devlet şiddet politikasını şeriatçı örgütlerle işbirliği yaparak yürüttü. Kontgerilla- Hizbullah işbirliği Partimiz tarafından ortaya çıkarıldı.” (2)
Kaynaklar:
(1) Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin Siyasi Çizgisi Merkez Komitesi Raporu Tüzük ve Program, TİKP Yayınları, s.57-58.
(2) Teori, Haziran 1994, sayı:54, s.12-13.
BİRİNCİ YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
İKİNCİ YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ