AYM'den 1 Mayıs kararı
Anayasa Mahkemesi, 1 Mayıs 2015'te Taksim Meydanına girmesi engellenen DİSK ve KESK'in yaptığı bireysel başvuruyu haklı buldu.
Yüksek Mahkeme başvuruya ilişkin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) da aralarında olduğu sendika ve birlikler, 1 Mayıs 2015'te Emek ve Dayanışma Günü'nü Taksim Meydanı'nda kutlamak için İstanbul Valiliğine bildirimde bulundu. Valilik 29 Nisan 2015 tarihli basın duyurusunda 2911 sayılı Kanun uyarınca Avrupa Yakası ve Anadolu Yakası'nda dörder olmak üzere sekiz toplantı ve gösteri alanının tespit edildiği, Taksim Meydanı'nda turistik faaliyetler ile araç ve yaya trafiğinin yoğun olması nedeniyle bu meydanın yüksek katılımlı toplantı ve gösterilere uygun olmadığı, toplantının kontrol edilmemesi halinde tahliyede zorluklar yaşanacağı gerekçesiyle meydanda kutlama yapılmasını uygun görmedi ve kutlamalar için Fatih Yeni Kapı sahil alanını tahsis ettiğini açıkladı. Sendika ve konfederasyonlar buna karşılık 1 Mayıs'ı Taksim Meydanında kutlamak istedi. Bunun üzerine 1 Mayıs 2015'te Taksim Meydanına girmek isteyen gruba polisin müdahalesi sonucu çok sayıda kişi gözaltına alındı. DİSK ve KESK de yaşanan bu gelişmeler sonrasında Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu. Başvuruyu inceleyen AYM Genel Kurulu, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Yüksek Mahkeme ayrıca başvuruculara 18'er bin TL tazminatın ödenmesine hükmetti.
KARARIN GEREKÇESİ
AYM kararında şu ifadelere yer verildi: "Mevcut olayda idarenin 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılmasını mutlak surette yasaklamasını gerektirecek gerçek bir tehlikenin varlığını açıklamadan ve katılımcıların anılan yerde etkinlik yapabilmeleri için mümkün olan önlemler bulunup bulunmadığını irdelemeden tercih edilen mekanda toplanmayı yasakladığı, bu karara dayanan kolluk güçlerinin de derhâl müdahale etmesini gerektirecek makul bir sebep olmadan ve anılan hakkın kullanılabilmesine yönelik bir tolerans göstermeden gruba müdahale ettiği anlaşılmıştır."