AYM'den Aziz Yıldırım lehine karar
Anayasa Mahkemesi, Rasim Ozan Kütahyalı'nın şikayeti üzerine hakaret suçundan adli para cezasına çarptırılan Fenerbahçe Spor Kulübü eski başkanı Aziz Yıldırım'ın başvurusunu haklı bularak ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
Fenerbahçe Spor Kulübü eski başkanı Aziz Yıldırım, Beyaz TV'de yayınlanan programda Rasim Ozan Kütahyalı'nın kendisiyle ilgili bazı yorumları üzerine 18 Nisan 2016 tarihinde, Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi'nde bir basın açıklaması yaptı. Bu basın açıklamasında sarf edilen ifadeler sebebiyle Kütahyalı, Yıldırım hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulundu. Kütahyalı'nın iddiaları üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığı Yıldırım'ın sövmek suretiyle hakaret suçunu işlediğini değerlendirip cezalandırılması talebiyle iddianame hazırladı.
ADLİ PARA CEZASI VERİLDİ
Asliye Ceza Mahkemesi, "Geri zekâlı, ahlaksız" ifadelerinin onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek düzeyde olduğunu, eleştiri düzeyini aştığını değerlendirerek, Yıldırım'ın müştekiye karşı aleni bir ortamda hakaret eylemini gerçekleştirdiğini kabul edip 3 bin 480 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. İlk derece mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi de vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verdi. Yıldırım da bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ
Başvuruyu inceleyen AYM İkinci Bölümü, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Kararın gerekçesinde şöyle denildi:
Kullanılan dil ve üslup muhatabı rahatsız etmeye elverişli olsa dahi demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden olan ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil eden ifade özgürlüğünün sadece kabul gören veya zararsız yahut kayıtsızlık içeren bilgiler ya da fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli olduğu Anayasa Mahkemesince pek çok kez vurgulanmıştır. Üstelik somut olayda müştekinin konumu gereği başvurucuya cevap verme ve cevabını kamuoyunda geniş kitlelere ulaştırma imkânına sahip olduğu da gözardı edilmiştir. Bu bağlamda müştekinin başlattığı bir tartışmada kendisine yönelik eleştirilere daha fazla tahammül etmesi gerekip gerekmediği değerlendirilmemiştir.