AYM'den hendek olayları kararı

Terör örgütü PKK’nın güneydoğu illerinde başlattığı Hendek olayları sırasında çok sayıda silah, el bombası ve mühimmatın olduğu binada cesedi bulunan ve ellerinin avuç içleri ile üstlerinde ve yanak bölgesinde atış artığına rastlanan teröristin ailesi, Anayasa Mahkemesine başvurdu

Hendek olaylarında terör örgütü mensuplarına yönelik operasyonların yapıldığı ve sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemde 11 Şubat 2016 tarihinde, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığının kararına istinaden uygulama yapıldı.

Uygulama sırasında Cizre'nin Sur Mahallesi, Akdeniz Sokak'ta bulunan binanın kalıntıları arasında birden fazla kadın ve erkek cesedi (toplam 13) bulundu. Cesetler cenaze aracıyla Cizre Devlet Hastanesine nakledildi. Cesetlerin bulunmasını takiben Başsavcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında olay yerinde fotoğraf, video çekimi gerçekleştirildi.

BİNADA SİLAH VE MÜHİMMATLAR BULUNDU

Olay Yeri İnceleme Tutanağı'na göre binada birden fazla otomatik tüfek (bazılarının fişek yatağı ve şarjörü dolu), birden fazla ateşli silah, el bombası ve roket mermisi, otomatik tüfek şarjörü ve fişeği, hücum yeleği tespit edildi. Güvenlik güçlerince tutulan tutanaklarda; bina ve çevresinin operasyonlar sırasında terör örgütü mensuplarınca kullanıldığı, güvenlik güçlerine bu binadan ateş açıldığı ve çatışmaların yaşandığı ifade edildi.

Olay yerinde bulunan kimliği belirsiz kadın cesedinden alınan parmak izlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 21 Şubat 2016 tarihli ekspertiz raporunda söz konusu cesedin 1998 doğumlu M.A. olduğu belirlendi.

PKK'NIN KIRSAL KADROSUNDA

M.A.'nın babası, müşteki sıfatıyla alınan ifadesinde özetle sokağa çıkma yasağının başlamasından kısa süre önce kızının akrabalarına mutfak eşyası götürmek için evde ayrıldığını, sonra çatışmaların başladığını, zaman zaman kızının kendisini arayarak bilgi verdiğini, nerede kaldığını bilmediğini, kızının örgütle alakası olmadığını, sorumlulardan şikayetçi olduğunu beyan etti.

M.A.'dan alınan biyolojik numunelerin incelenmesi sonucu düzenlenen uzmanlık raporuna göre M.A.'nın sağ ve sol ellerinin avuç içleri ile üstlerinde ve yanak bölgesinde atış artığına rastlandı. Soruşturma sürecinde elde edilen bilgilerden M.A.'nın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde yürütülen ceza yargılamasında sanık konumunda olduğu görüldü.

Ayrıca M.A.'nın daha önce, Habur Sınır Kapısı'nda emniyet kuvvetlerine teslim olduğu ve teslim olduktan sonra alınan ifadesinde PKK'nın kırsal kadrosuna dahil olduğunu, kayıp olduğu dönemde de örgütün kırsal alanında bulunduğunu beyan etti. Diğer taraftan güvenlik güçleri, gerçekleştirdikleri internet taraması neticesinde terör örgütünü destekleyen yayınlar yaptığını değerlendirdikleri internet sitelerinde M.A.'nın terör örgütü mensubu (YPS Cizre şehitleri) olarak anıldığını tespit etti.

GİZLİ TANIK TEŞHİS ETTİ

Soruşturma sürecinde Cumhuriyet savcısı huzurunda yapılan fotoğraftan teşhis uygulamasında gizli tanık İskender, M.A.'yı terör örgütü üyesi olarak teşhis etti. Gizli tanık beyanında özetle M.A.'nın silahlı olarak gezdiğini, genelde üç kadınla beraber dolaştığını, roketatar kullandığını, barikatlarda bulunduğunu belirtti. Soruşturma sonunda 12 Ekim 2021 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

Gerekçede özetle elde edilen deliller uyarınca cesedi çok sayıda silah ve diğer terör örgütü mensupları ile birlikte bulunan M.A.'nın terör örgütü üyesi olduğunun tespit edildiği, terör örgütüne yönelik operasyonlar sırasında, meşru müdafaa halinde ve kanunun/emrin yerine getirilmesi kapsamında gerçekleşen ölümün hukuka uygunluk koşullarını taşıdığı ifade edildi.

'YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLMEDİ'

Bu karara karşı yaptıkları itiraz reddedilen M.A.'nın ailesi AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu inceleyen AYM Birinci Bölümü, yaşam hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.

Sonraki Haber