AYM'den sendika hakkı kararı

Karara göre 4 işçi, 2010 yılında bir yapı marketinin Bursa şubesinde çalışmaya başladı. İşçilerden biri 18 Mart 2010'da Türkiye Kooperatif, Ticaret ve Büro İşçileri Sendikası (Koop-İş) üyesi olurken iş sözleşmesi iş yeri düzenini bozduğu gerekçesiyle 31 Ağustos 2017'de tazminatsız olarak feshedildi. Diğer işçiler 15 Ağustos 2017'de sendikaya üye olurken işçilerden ikisinin iş sözleşmeleri de feshedildi. İşçiler, iş sözleşmelerinin sendikal nedenlerle feshedildiği iddiasıyla işe iade ve sendikal tazminat talepli dava açtı.

ÜST ÜSTE TUTANAKLAR

İlk derece mahkemeleri davaları kabul etti ve iş sözleşmelerinin feshinin sendikal sebeplere dayanması nedeniyle işçilere bir yıllık brüt ücretleri tutarında sendikal tazminat ödenmesine hükmetti. Kararların gerekçesinde, işverenin, işçilerin KOOP-İŞ Sendikasına üye olmalarından hemen sonra üst üste tutanaklar tuttuğuna ve akabinde iş sözleşmelerini aynı gerekçelerle sonlandırdığına dikkat çekildi. İlk derece mahkemesi kararlarının istinaf yargı yoluna götürülmesi üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesi kararlarının ortadan kaldırılmasına ve davaların yeniden görülmesine karar verdi.

TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Bozma kararı sonrasında ilk derece mahkemeleri yeniden yaptıkları yargılama sonucunda davaların kabulü ile işçilere sendikal tazminat ödenmesine hükmetti. Bu kararlara karşı tekrar istinaf yargı yoluna başvuruldu. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi ilk derece mahkemesi kararlarının ortadan kaldırılmasına, davaların işe iade yönünden kabulüne, sendikal tazminat talepleri yönünden ise reddine kesin olarak karar verdi. İşçiler de bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

MANEVİ TAZMİNAT

Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, sendika hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi ayrıca 4 işçiye 18 bin lira manevi tazminatın ayrı ayrı ödenmesine hükmetti. Anayasa Mahkemesi kararında şu ifadelere yer verildi:

"Bölge Adliye Mahkemesi 'başvurucuların sendikal faaliyette bulunmadığı' ve 'işverenin sendikalı işçileri işten çıkarma kastının olmadığı' gerekçeleriyle yetinerek gerek Yargıtay gerek Anayasa Mahkemesi tarafından benimsenen kriterleri dikkate almamıştır... İstinaf aşamasında yeterli bir yargısal inceleme yapıldığı, gerekçesinin ilgili ve yeterli olduğu söylenemez. Somut olayın koşulları altında devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getiremediği sonucuna ulaşılmıştır."