Babanın rolü memnun etmeye indirgendi

Yıllar içinde ailedeki 'baba' rolü de değişti. Baba, aileyi memnun etme görevine indirgenen bir role büründü. Baskıcı olmamak ve modern görünmek uğruna, kuralsızlaşan babalarla aile içi çatışmalar arttı.

Özden Yılmaz Bilgin, 32 yıldır psikolojik danışman ve aile terapistliği yapıyor. Bilgin, Türkiye'de çeşit çeşit aile yapısı olduğunu söylüyor. Son yıllarda ebeveynlik kültürünün değiştiğini vurgulayan Bilgin, “Babalık, ailenin tüm bireylerini memnun etme rolüne indirgendi. Babalar, baskıcı olmamak adına, kuralsız ve sınırsız oldular. Bu da çatışmaları artırdı” dedi.
Bilgin Aydınlık'ın sorularını yanıtladı:

- Türkiye'de aile yapısı ve babalık kavramı nasıl?

Türkiye’de dört mevsimin aynı anda yaşandığı gibi, çeşit çeşit aile yapısı da aynı anda gözlenebiliyor. Ülkemizde en çok kapalı aileler var. Bu aileler 'geleneksel' tarza sahip, kararları veren otoriter bir liderden oluşuyor. Farklılıklara hoşgörü az, çocuklar kendi başına 'adam yerine' konmuyor. Babanın memnun edilmesi önem taşıyor.

ÇOCUK MERKEZLİ AİLELER

- Açık aileler...

Açık ailelerin sayısı daha az. Kararları birlikte alan, demokratik işleyişe sahip bu ailelerde babanın da herkes kadar hakkı ve sorumluluğu var. Son yıllarda ebeveynlik kültürü o kadar değişti ki, aileler çocuk merkezli olmaya zorlandı. 'Anne-babalarını kullanan' çocuklar diye bir kavram oluştu! Sağlıklı gelişen insan, belli bir disiplin ve dengeye ihtiyaç duyar. Babalar ise daha demokratik bir aile yapısı için eğitim aracılığıyla güçlendirilmek yerine, eleştirilerek bastırıldılar.

- Babaların davranışı çocuğun cinsiyetine göre değişiklik gösterebiliyor mu?

Çalışmalarımda doğrudan bu soruları soruyorum. Kişilerin kendini kız ve erkek çocuk olarak nasıl yetiştirilmiş hissettiklerini soruyorum. 15-20 yıldır değişmeyen bir sonuç var; erkek çocuklar hâlâ kız çocuklarından daha değerli görülebiliyor. Babalar kız çocuklarını kurallara uyması ve geleneksel davranması için, erkek çocuklarını ise güçlü olması için zorlamaya devam ediyorlar. Bakınız Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yıllarda 'Baba Beni Okula Gönder', 'Kız Çocuklarının Okullaştırılması' gibi projeleri devam ediyor. Yani babalar, kız çocuklarıyla erkek çocuklarına eşit davranmıyor.

ERKEK YA DA KIZ KOŞULSUZ KABUL İSTER

- Geleneksel aile yapısının olumlu ve olumsuz sonuçları neler?
Tüm çocuklar, cinsiyetlerinden ya da başka nedenlerden ötürü hiçbir ayrımcılığa uğramadan, koşulsuz onay ve kabule ihtiyaç duyarlar. Erkek çocuk da benzer bir soruna sahiptir. Ona da kimse 'Sen güçlü olmak istiyor musun' diye sormaz, kızkardeşi varsa sahip çıkmalıdır, eşine sözünü geçirmelidir... Yani erkek çocukları da bu kültürün kurbanıdır ve eğitim sistemimiz halen bu ayrımcılığa ciddi dikkat çekmekten uzaktır.

BAKANLIKLAR İŞBİRLİĞİ YAPMALI


- Yaygın olarak ebeveyn demek 'anne demek'... Bu anlayışı nasıl değiştireceğiz?

Yapılan araştırmalara göre; bebekler erken dönemden itibaren, anne kadar babaya da bağlanıyor ve ondan ayrıldığında hoşnutsuz tepkiler veriyor. Babayla yakın ilişkisi olan çocukların, olmayanlara göre daha uyumlu oldukları, benlik saygılarının daha yüksek olduğu ve eğitim hayatlarında daha yüksek başarıya sahip oldukları da ileri sürülüyor. Hatta, babaların çocuklarıyla oynayış biçiminin çocukları daha meraklı yaptığı ve öğrenme yeteneğini geliştirdiği ifade ediliyor. Ayrıca babaların çocukların yaşamındaki bir rolü de; onların cinsiyet kimliklerinin gelişimine yaptıkları katkı.
Bu anlayışın değişmesi içinse, pek çok kurumun işbirliği yapması gerekiyor. Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve elbette Milli Eğitim Bakanlığı bir araya gelip babalık kavramını ciddiyetle ele almazsa, her çaba sonuçsuz, geçici olacaktır.

ÇOCUKLARINIZ SİZSİZ BÜYÜMESİN

- İlgili anne-baba nasıl olunur?
Çocuklarını iyi tanımaya, gelişimini izlemeye, bilimsel bilgiyle hareket etmeye çalışsınlar. Çocuklarını koşulsuzca sevsinler, güven dolu bir hayatın içinde büyümelerine yardımcı olsunlar. Bunlar için ne para, ne pahalı oyuncak, ne telefon ne de tablet satın almak gerekmiyor. Çocuklarınızın geleceği için o kadar çok çalışıp yorulurken çocuklarınız sizsiz büyümesinler.


'MANEVİ İHTİYAÇLARINI BESLEMELİYİZ '

Sefa Özdemir, 28 yaşında. İki buçuk yaşında bir kız çocuğu var. Eşi hafta içi, o haftasonu izinli. Haftasonları kızına bakıyor. Özdemir, kızıyla geçirdiği bir günü şöyle anlattı:
“Sabah Masal'la birlikte kalkıyoruz, kahvaltı hazırlıyoruz. Ardından evi topluyoruz. Küçük küçük de olsa yardım etmesini sağlıyorum. Çünkü çocuklar anlatarak değil taklit ederek öğreniyor. Öğlen uykuya yatırıyoruz. Ardından dışarı çıkıyoruz.”

Özdemir, çocukken annesine evde, babasına da boya-badana işlerinde yardım ettiğini belirterek, şöyle devam etti: “Eşitlikçi bir ailede büyüdüm. Biz gelenekçi değil yenilikçi babalarız. Çocuk yetiştirmek sadece annelerin değil babaların da asli görevidir. Babalarıyla büyüyen, ilgi gören çocuklar hayata karşı daha güçlü oluyorlar. Görevimiz sadece ekmek parası kazanmak değil. Çocuğun manevi ihtiyaçlarını da beslemeliyiz. Çocuklarımızı geleceğe daha iyi hazırlayabilmek için onlarla ilgilenmemiz ve onlarla birlikte büyümemiz gerekiyor.”

HAKKINI SAVUNABİLEN ÇOCUKLAR YETİŞTİRMELİYİZ

Batuhan Öğünlü, sekiz ay işsiz kalmış. Bu süreçte çocuklarına bakmış, ev işlerini, yemeği yapmış. “Yükü tek bir insanın sırtına yıkmamamız gerekiyor” diyen Öğünlü, şöyle konuştu:
“Ebeveyn denilince akla ilk önce annenin gelmesi kanıksanmış bir durum. Ben kızımın altını değiştirmeye başladığımda kayınvalidem ve annem 'sen neden değiştiriyorsun' diye soruyorlardı. Baba olduğumu ve değiştirebileceğimi anlattım. İlk önce kadınların bu algıyı yenmesi gerekiyor ki eşlerine bunu anlatabilsinler.”

BABAMIZIN YANINDA ÇOCUĞUMUZU SEVEMEZDİK

Öğünlü gençlere örnek olunması gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti: “Biz babamızın yanında çocuğumuzu sevemezdik... Şimdi daha iyi yerlere geldik. Dünya değişiyor, kadına bakış açısının da değişeceğine inanıyorum. Artık çocuğunu kanguruya koyup parka giden babalar görebiliyoruz.”

CEBİMDEN SAÇ TOKALARI ÇIKARDI

Öğünlü, babaların çocuklarıyla vakit geçirmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Kız çocuk ve erkek çocuk arasındaki ailelerin yaptığı ayrımda artık değişiyor. Kızımla oyuncak bebekleriyle de oynadık, saçıma tokalar da taktı. İşyerine geldiğimde cebimden saç tokaları çıkıyordu ve bu beni çok mutlu ediyordu. Çocuklarımızı ayrımcılıklara büyütmememiz gerekiyor. Kız çocuklarının büyüdüklerinde kendi haklarını savunan, ayakları üzerinde duran kadınlar olmasına ihtiyacımız var.

Sonraki Haber