Bağımsızlık için önemli keşif
Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeyi açıkladı: ‘Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz, 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetmiş durumda.’ Erdoğan’ın önemli vurgularından biri de ‘bağımsızlık’ oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlediği toplantıda kamuoyunun merakla beklediği müjdeyi açıkladı: “Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz, 20 Temmuz 2020 tarihinde başladığı Tuna-1 kuyusundaki sondajında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetmiş durumda.”
'DEVAMI İNŞALLAH GELECEK'
Erdoğan, Fatih sondaj gemisinin keşfi ve gaz sahasıyla ilgili şunları kaydetti: “İstanbul'un fethinin yıl dönümünde Karadeniz'e uğurladığımız Fatih sondaj gemimiz ismine layık bir başarıyla hepimizi gururlandırdı. Allah'a hamd olsun. Daha önce 'Tuna-1' diye adlandırılan bu alanı 'Sakarya Gaz Sahası' olarak isimlendirdiğimiz bu alanda, gereken tüm test, analiz ve mühendislik çalışmaları tamamlandı. Kuyudan elde edilen veriler aynı bölgede yeni doğalgaz keşiflerinin kuvvetle muhtemel olduğuna işaret ediyor. Yani bu ilk kuyuda bulunan rezerv, çok daha zengin bir kaynağın sadece bir parçasıdır. İnşallah devamı da en kısa sürede gelecek. Rabb'imize bize ve milletimize bugünleri gösterdiği için hamd ediyoruz.”
HEDEF: 2023
Erdoğan bundan sonraki süreci ve hedeflerini anlattı: “Bu operasyonu tamamen milli imkanlarla gerçekleştirdik. Şimdi hemen tespit kuyuları açmaya başlayacak, ardından üretim konseptini belirleyip inşaat ve yapım işlerine geçeceğiz. Doğalgazın yüzeye çıkartılması ve sisteme aktarılması işlemleriyle birlikte bu kaynaktan fiilen istifade etmeye başlayacağız. Hedefimiz, 2023 yılında Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmaktır. Böylece bunca yıl sabırla adeta ilmik ilmik dokuyarak yürüttüğümüz çalışmaların ilk ve en büyük meyvesini almış oluyoruz.”
'MİLLİ BAĞIMSIZLIK İÇİN ÖNEMİ BÜYÜK'
Enerjinin, kalkınmanın temel unsuru olmanın yanında milli bağımsızlığın gerçek anlamda tesisinde de çok büyük öneme sahip olduğunu belirten Erdoğan, “Ülkelerin ortaya koydukları vizyonların hayata geçebilmesi, enerji sektöründeki istikrarla orantılıdır. Dünyada son bir asırdır yaşanan hiç bir karmaşa, savaş, kaos, çatışma, çekişme yoktur ki gerisinde öyle veya böyle enerji hesabı yatmasın. Petrol ve doğalgaz sahalarının kontrolü ve güvenliği için yeri geldiğinde milyonlarca insanın canının hiçe sayıldığı vahşi bir düzen kurulmuştur. Bir damla petrolü, oluk oluk akan insan kanından daha değerli gören bu gayri insani düzen hala hükümranlığını sürdürmektedir” diye konuştu.
MİLYON DOLARA 3-5 SAYFA RAPOR
Erdoğan, Doğu Akdeniz'de oynanan onca oyunun gerisinde de enerji kaynaklarının paylaşımı kavgası olduğuna işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti: “Hamdolsun biz önceliğimizi asla değiştirmedik, hep önce insan dedik. İnsanlık bizde, petrol onlarda kalmış olabilir. İşte Rabbim bize bambaşka bir yerde hem de görülmedik zenginlikte bir kapı açtı. Yarın benzer kapılar başka yerlerde de önümüze açılacaktır. Çünkü artık bu alanda en üst lige çıkmış bir Türkiye var. Bugünlere elbette kolay gelmedik. Ülkemizde çok uzun yıllar boyunca petrol ve doğalgaz arama çalışmaları genellikle kiralama usulü ile yapıldı. Hele derin deniz sondajlarında tamamen dışa bağımlıydık. Yüzlerce milyon dolarlık arama faaliyetleri sonunda elimize 3-5 sayfalık rapor dışında hiç bir şey geçmedi. Kimsenin günahını almıyoruz, belki de gerçekten aradılar. Ama bulamadılar. Ama sonuçta biz, artık bu şekilde yürüyemeyeceğimizi gördük.”
BAŞARININ ANAHTARI: MİLLİ GEMİLER
Bu tür çalışmaların öyle kiralama veya benzeri yöntemlerle değil, doğrudan milli kuruluşlar aracılığıyla yürütülmesini kararlaştırdıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizin milli enerji ve maden politikasını 2017 senesinde yeni baştan belirledik. Ardı ardına 3 sondaj gemisini, ülkemiz derin deniz arama filosuna kattık. Ayrıca Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis sismik araştırma gemilerimizle bu filoyu güçlendirdik. Mülkiyetleri ülkemize ait olan 3 sondaj ve 2 sismik araştırma gemimiz tamamen kendi ekipmanlarımız ve kendi personelimiz ile çalışmalarını yürütüyor. Dünya fiyatlarının hayli altında maliyetle ülkemize kazandırdığımız gemilerimizle yaptığımız sondajların birim maliyeti de oldukça düşüktür. Sondaj ve sismik araştırma çalışmalarımızda en küçük bir dışa bağımlılığımız söz konusu değildir. Zaten öyle bir durum olsa bize nefes bile aldırmayacakları ortadadır. Yerli ve milli imkanlarla hareket ettiğimiz için bu başarıya ulaştık.”
'BENZER MÜJDEYİ AKDENİZ'DEN BEKLİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih ve Yavuz gemileri vasıtasıyla Akdeniz ve Karadeniz'de bugüne kadar 9 derin deniz sondajı yapıldığını aktararak, “Şu anda bakımda olan Kanuni'nin de yıl sonunda devreye girmesiyle Akdeniz'deki faaliyetlerimize hız vereceğiz. Keşifler için söylenen o güzel sözü sondaj faaliyetlerimize uyarlayarak tekrarlamak istiyorum, 'Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır.' İnşallah burada da neticeye ulaşacağız” dedi.
AB'YE YUNANİSTAN ELEŞTİRİSİ
Erdoğan, “Türkiye artık hiçbir alanda birilerinin gölgesine sığınma ihtiyacı duymadan kendi ayakları üzerinde durabilecek güce, iradeye ve kaynağa sahiptir. Kimsenin hakkına gözümüzü dikmeden ama kimseye de hakkımızı yedirmeden hedeflerimize doğru yürümeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Erdoğan, konuşmasında Doğu Akdeniz gerginliğine de değindi: “Özellikle Avrupa Birliği (AB), Yunanistan'ı şımartıp üzerimize salarken, sergilediği çifte standart sebebiyle bir kez daha kendi ilkelerine ihanet ettiğini görmelidir. Ortada dolaşan ve hiçbir geçerliliği olmayan saçma sapan haritaların yarın öbür gün en büyük zararı AB'ye vereceği unutulmamalıdır. Sırf Türkiye'ye zararı dokunuyor diye kendi müktesebatına aykırı işlere alet olmak Yunanistan'ı kurtarmaz. Ama AB'nin zaten sorunlu olan itibarını iyice düşürür. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığını, gerektiğinde bedel ödeme ve ödetme azmini görmek istemeyenler sahada da masada da cevaplarını alacaklardır.”
320 MİLYAR METREKÜPÜN ANLAMI
Türkiye'nin Karadeniz'de bulduğu rezervin büyüklüğü Akdeniz'deki keşiflerle karşılaştırıldığında daha iyi anlaşılıyor. Bugün Akdeniz'de bulunmuş en büyük doğalgaz sahası, 850 milyar metreküp ile Mısır'a ait. İsrail'in ise East-Med projesi ile Avrupa'ya satmak istediği Leviathan sahasında 600 milyar metreküp, Tamar sahasında 280 milyar metreküp gazı bulunuyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin 'oyun kurucu olacaklarını' iddia ederek duyurdukları Afrodit sahasının 130 milyar metreküp kapasiteli olduğu değerlendiriliyor. Henüz çalışmalar devam etmekle birlikte, Calypso sahasında 169 milyar metreküp, Glafkos-1 sahasında da 140 milyar metreküp gaz olduğu iddia ediliyor. Türkiye'nin 320 milyar metreküplük rezervinin ise bütçeye yaklaşık 60 milyar dolarlık katkı yapacağı değerlendiriliyor.
EN BÜYÜK REZERVİ ROMANYA KEŞFETTİ
Karadeniz açıklarında Romanya, Bulgaristan ve Ukrayna da arama ve sondaj faaliyetleri yürütüyor. Romanya'nın 170 kilometre açığındaki Neptün bloğundaki 42 ila 84 milyar metreküp potansiyel üretilebilir rezerv Karadeniz'de bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük keşif olarak kayıtlarda yer alıyor.
MİLLİ SONDAJ STRATEJİ
Türkiye'nin deniz sondajları Akdeniz ve Karadeniz olmak üzere 1970'te başladı. Karadeniz-1 kuyusundaki ilk sondajın ardından iki ve üç boyutlu sismik aramalara da hız verildi. Bu kapsamda TPAO'nun Karadeniz'de yürüttüğü hidrokarbon arama faaliyetleri 2004 yılından itibaren yoğunlaştı. Karadeniz'de 2004-2019 yılları arasında ruhsatlandırılan bloklarda eleştirilere rağmen istikrarlı bir sismik arama stratejisi yürütülerek 142 bin kilometre iki boyutlu ve 37 bin 610 kilometre üç boyutlu sismik veri toplandı. Toplanan verilerin yorumlanmasının ardından, toplamda 6 derin deniz ve 10 sığ deniz arama kuyusu kazıldı. TPAO'nun Akçakoca-3 ve Akçakoca-4 kuyularındaki gaz keşfinin ardından Akçakoca üretim sahasında da 24 kuyu kazıldı ve bu sahadaki üretim faaliyetleri devam ediyor. Ayrıca, TPAO Karadeniz'de BP, Petrobras, Exxon Mobil ve Shell ile ortaklık yaparak çeşitli sismik arama faaliyetlerinde bulundu.
MİLLİ GEMİLER DENİZLERİ TARADI
TPAO'nun envanterindeki Barbaros Hayrettin Paşa ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) envanterinde olan MTA Oruç Reis sismik arama gemileriyle Türkiye, kendi imkanlarıyla denizlerde sismik arama çalışmalarına 2013'te başladı. Söz konusu gemiler Karadeniz, Akdeniz ve Marmara denizini tarayarak Türkiye'nin hidrokarbon kaynaklarının fotoğrafını çekerken, gemilerin denizlerden topladığı veriler değerlendirilerek Yavuz ve Fatih gemileriyle sondaj çalışmaları da yoğunlaştı.
TPAO'nun bir kamu şirketi olmasına bağlı olarak sahanın geliştirilmesi ve üretime geçmesine yönelik nihai yatırım kararının daha kısa sürebileceği ve ticari kaygılarla hareket eden uluslararası şirketlere kıyasla daha hızlı sonlandırılması planlanıyor. Diğer yandan, sahanın üretilmesi için yapılacak yatırım miktarı da kullanılan teknolojiye, açılacak kuyuların sayısı ve bölgenin jeolojik yapısına göre değişiklik gösteriyor. Açık deniz gaz üretimi yatırımlarında kuyu başı maliyetler 25 ila 75 dolar arasında seyrediyor. Bu açıdan, Türkiye'nin Karadeniz'de yapacağı yatırım hacminin açılacak kuyu sayısı ve rezerv miktarına göre ortaya çıkabileceği ifade ediliyor.
Tuna-1 lokasyonunda üretime geçilebilmesi için öncelikle sahadaki kanıtlanmış rezervin hesaplanması ve üretim planlamasının yapılması, gerekli üretim tesisleri ve platformların kurulması gerekiyor. Bu sırada, yeni sondajlar da yapılarak gaz keşfi çalışmaları sürdürülürken, sahada üretime geçildikten sonra çıkarılan gazın karaya ulaştırılması için bir boru hattının döşenmesine de ihtiyaç bulunuyor.
İTHALATI FRENLEYECEK
Fatih sondaj gemisi, Sakarya Gaz Sahası'nda 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfetti. Bu rakam, Türkiye'nin yıllık tutarı yaklaşık 12 milyar dolar seviyesine gerileyen doğalgaz ithalatını ciddi miktarda önleyebilecek seviyede bulunuyor. Türkiye'nin kara ve deniz sahalarından doğalgaz üretimi 2019 sonu itibarıyla 473,8 milyon metreküp seviyesine yükselirken, bugüne kadar ülke içinde üretilen toplam gaz miktarı ise 16 milyar 615 milyon metreküp oldu. Bu üretimin bir kısmı TPAO, bir kısmı ise yerli ve yabancı şirketler tarafından yapılıyor.
Türkiye'nin yıllık mevcut üretimi ise 45 milyar metreküp seviyesindeki toplam gaz ihtiyacının ancak yüzde 1'ini karşılıyor. Doğalgaz ihtiyacının yüzde 99'u Rusya, Azerbaycan, İran'dan boru hatlarıyla, ABD, Norveç, Katar, Cezayir ve çeşitli ülkelerden de sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatıyla karşılanıyor.
Türkiye'nin kanıtlanmış ve ekonomik olarak üretilebilir kalan doğalgaz rezervinin ise kara sahaları ağırlıklı olmak üzere 3,3 milyar metreküp seviyesinde olduğu hesaplanıyor. Bu kapsamda, Karadeniz'de yapılan 320 milyar metreküplük gaz rezervinin keşfi Türkiye'nin bugüne kadar ürettiği toplam doğalgaz miktarının da neredeyse 20 katı seviyesinde bulunuyor. Sakarya Gaz Sahası'ndan yılda 10 milyar metreküp doğalgaz üretimi gerçekleştirilmesi durumunda, Türkiye'nin 32 yıllık doğalgaz ihtiyacının 5'te biri sadece bu noktadan sağlanabilir. Diğer yandan, bu keşif bölgede yeni rezervlerin habercisi olurken, bu miktarın yeni sondajlarla artması bekleniyor.
'TAM BAĞIMSIZLIK İÇİN ÖNEMLİ ADIM'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuoyunun merakla beklediği müjdeyi verdikten sonra Fatih Sondaj Gemisi'ne canlı olarak bağlanarak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'den araştırmalarla ilgili bilgi aldı.
Albayrak, “Bugünün bizim için şöyle bir anlamı var, milletimizin tarihinde ağustos zaferler ayı. Malazgirt'ten Mohaç'a, Büyük Taarruz'dan Sakarya'ya kadar hakikaten ağustos ayında çok büyük şanlı zaferlere imza atmışız. Bugün yine bir ağustos ayında, on yıllardır süre gelen, özellikle enerji alanında ülkemizin makus talihini tarihe gömdüğümüz büyük şanlı bir zafere imza attığımız bir sürece şahitlik ediyoruz. Bu da bizim için çok büyük bir övünç kaynağı” dedi.
Albayrak, ülkenin enerji ve ekonomi başta olmak üzere birçok alandaki tam bağımsızlık yolculuğunda büyük bir adımın atıldığına dikkati çekti. Türkiye'nin artık yeni bir döneme girdiğini vurgulayan Albayrak, "Artık 'ne doğu ne batı, yeni eksen Türkiye' söyleminde yeni bir sürece doğru gidiyoruz” ifadelerini kullandı.
'BİN METRE DAHA DERİNE İNECEĞİZ'
Fatih Dönmez de söz konusu bölgedeki sismik çalışmalara 14 ay önce başlandığını, bu kapsamda yaklaşık 2 bin kilometrekare alanın “röntgen filminin çekildiğini” ifade etti.
Bakan Dönmez, verilerin TP uzmanları ve mühendisleri tarafından detaylı analiz edildikten sonra Tuna-1 lokasyonunda ilk sondaja karar verildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: “20 Temmuz'da matkap ilk defa dönmeye başladı. Şu an deniz seviyesinden 3 bin 500 metre aşağıdayız, buradaki denizin derinliği 2 bin 100 metre. Yaklaşık 1400 metre de karada ilerledik. İki önemli gaz kaynağı adını verdiğimiz rezervi kestik. 500 metrelik bu rezervde gazla buluştuk. Sondaja 1 hafta-10 gün ara verdik, sürekli olarak testleri yapıldı.”
Test, analiz ve detaylı mühendislik çalışmalarından sonra uzmanlar ve yetkililerin rezerv miktarını tespit ettiklerini aktaran Dönmez, “İşlerimiz henüz bitmedi. Bin metre daha derine ineceğiz. Sismik veriler bize aşağıda benzer yapıda 2 katmanın daha olduğunu, dolayısıyla inşallah oralarda da gaz kaynağına ulaşacağımızı gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
5 GEMİDEN BİRİ
2017'de TPAO envanterine katılan ve Türkiye'nin ilk milli sondaj gemisi olan Fatih, İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümü 29 Mayıs'ta Karadeniz'deki ilk milli sondajını yapmak üzere Haydarpaşa Limanı'ndan uğurlandı. Fatih sondaj gemisinin 103 metre uzunluğundaki kuleleri İstanbul Boğazı'ndan geçebilmesi için söküldü. Gemi, kuleleri yeniden monte edilmek üzere 6 Haziran'da Trabzon Limanı'na demir attı. Buradaki hazırlık sürecinin ardından tekrar yola çıkan Fatih, 20 Temmuz'da Zonguldak açıklarındaki ilk olarak Tuna-1 olarak isimlendirilen lokasyonda 3 bin 500 - 4 bin metre derinlik hedefiyle Karadeniz'deki ilk milli derin deniz sondajına başladı.
Güney Kore'de 2011'de inşa edilmesinin ardından Türkiye'de millileştirme çalışmaları tamamlanan ve 6. nesil teknolojiye sahip Fatih, 12 bin 200 metre derinlikte ve çok yüksek basınç altında dahi deniz sondajı yapabiliyor. Yüksek teknolojiye sahip dünyadaki ilk 5 gemi arasında yer alan Fatih, açık derin deniz (offshore deep gas) sondajı gerçekleştiriyor.