Bahçeli'den yeni anayasa mesajı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili mesaj veren Bahçeli, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni anayasa mecburiyettir' dedi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, MHP'nin TBMM grup toplantısında açıklama yaptı. Bahçeli, Boğaziçi Üniversitesi odaklı tartışmalarla ilgili olarak, "Çağrımı tekrarlıyorum. Evlatlarınıza sahip çıkın. Ne Kılıçdaroğlu'nun eline, ne de onun bunun keyfine bırakmayın. Öğrenci başka terörist başkadır" ifadelerini kullandı.

MHP lideri, Twitter'ın bazı mesajlarına getirdiği kısıtlamayla ilgili olarak, "Geçen hafta Twitter bazı paylaşımlarıma sansür uyguladı. Demek ki çok doğru yoldayız. Varsın kısıtlasınlar, isterse bütün mesajlarımı kaldırsınlar. Twitter'dan beğenmediği mesajımı tekrarlamakta fayda mülahaza ediyorum; Sırtlarını ajanlara, zalimlere dayamış olanlar evlat değil, başı ezilmesi gereken yılanlardır" dedi.

Yeni anayasa konusunda mesaj veren Bahçeli, "Gelişmeler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni anayasanın mecburiyet olduğunu göstermektedir. Her parti yeni bir anayasadan bahsediyor, o zaman bütün partiler anayasanın ilk 4 maddesine bağlı olarak, bir araya gelmelidir. MHP yeni anayasa yazım sürecine vardır" diye konuştu.

ENİS BERBEROĞLU SORUSUNA YANIT

MHP lideri, konuşmasının ardından gazetecilerin mahkemenin Enis Berberoğlu hakkında verdiği karara ilişkin sorusuna, "Yargıya saygımız var mahkemenin davayı yeniden görmesini de uygun buluyoruz ancak infazın durdurulmasına karşıyız. Enis Berberoğlu ile ilgili dokunulmazlığın kaldırılmasıyla alakalı fezleke komisyon ve Genel Kurul'a geldiğinde de MHP daha önceki tutum ve davranışına uygun olarak dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy kullanacaktır" yanıtını verdi.

Bahçeli'nin açıklamaları:

Biz dünyanın en gözde ve en zorlu coğrafyasında yaşayan bir milletiz. Ne tarihimizi, ne coğrafyamızı değiştirme imkanına ve isteğine sahibiz. Daha güçlü geleceği inşa etmek elimizdedir.

Dış güçlerden namertçe medet umanlar, alayınızı uyarıyorum. Akıbetiniz mahvoluştur. Cumhur İttifakı düşmeden bu vatanı bölemezsiniz, bu milleti karanlığa çekemezsiniz. Yaparız diyen varsa hodri meydan. Türk Milleti'nin hassasiyetleri ile oynamak hiç kimseye bir fayda sağlamayacaktır. Türkiye düşmanlarının dolduruşuna gelip maşalık görevine talip olanlar maşeri vicdan önünde sonuna kadar hesap vereceklerini unutmasınlar.

Cumhur İttifakı'nın iki ana paydaşı olan MHP ve AK Parti dışındaki partiler Türk siyasetinde çölleşmenin ve çürümenin yegane failleridir. Bu partilerin akılları kiralıktır. Türkiye, gittikçe ağırlaşan, ağırlaştıkça istikametinden sapan bir siyaset sorununun tüm emarelerine muhataptır. Malum partilerin paçaları tutuşmuş gibi birbirlerine gidip gelmeleri, zoraki gülümsemelerle poz vermeleri, bugünlerde oldukça sıklaştı. Merak ediyoruz, bayram değil seyran değil, bunların kulağına kimler neyi fısıldadı da ortalığa düştüler. Koltuk kavgaları yeni ittifak niyetleri, parti için kaynamalar derken siyasetin zillet ayağı toz duman içindedir.

CHP-HDP GÖRÜŞMESİ

CHP ile HDP arasındaki görüşme trafiği ve sonrasındaki sinsi manzara gözümüzden kaçmamıştır. CHP yönetimi ile görüşmeden hemen sonra HDP heyetinin müşterek basın toplantısı CHP kurnazlığı nedeniyle yapılamamış, HDP kendi çalıp kendi oynamıştır. CHP Genel Başkanı, HDP'ye karşı siyasi koronadan dolayı sosyal mesafe koymuştur. CHP ile HDP kimi kandıracaklarını zannediyorlar. Basının karşısına çıkmaya yüzünüz yok madem, o zaman niye görüşüyorsunuz? Hadi korkuyorsunuz diyelim, neden yürek yemiş gibi konuşuyorsunuz? Millet CHP, HDP ve İP arasındaki dalaveraya kanar mı? Mertseniz çıkın sahneye de boyunuzu görelim, kaç kilo olduğunuzu öğrenelim. Aynı tutumu Demirtaş ile kahvaltıya hazırlanan İP'in başkanından da bekliyoruz.

Bizim saklanacak, gizlenecek, korkacak hiçbir açığımız yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımız ile ihtiyaç hasıl olduğunda görüşürüz. Aramızda pazarlık yok, ihtilaf yok. CHP Genel Başkanı, kapalı devre siyaset alışkanlığını terk etmelidir. Dürüst ve şeffaf olmalıdır. HDP ile CHP ve İP arasındaki yasak ilişkinin bir bedeli de olmalıdır. CHP'nin HDP ile görüşmesi demek, PKK ile temas demektir. CHP Genel Başkanı, son günlerce paniğe kapılmış ve su kaynatmıştır. CHP ile HDP'yi ayırt etmekte zorlandığımızı ifade etmek istiyorum. Buna üzülüyoruz. Bu gidişle CHP'nin sömürge partisine dönüştürülmesi kaçınılmazdır. CHP yönetiminin Kandil'e değil Anıtkabir'e bakması tavsiyemizdir.

İZMİR TEPKİSİ

CHP Genel Başkanı geçen hafta İzmir'deki konuşma ile HDP'yi temsil ettiğini gıyaben de olsa ispatlamıştır. Uluslararası piyasaların İzmir belediyesine daha düşük faizle kredi verdiklerini söyleyerek cahil siyaset kavramına yeni bir boyut eklemiştir. Hazinenin tahvil ihracı ile uluslararası kuruluşlardan proje kredi sağlanması konusundaki ayrımı bilmediği ya da çarpıttığı ortaya çıkmıştır. Kılıçdaroğlu'nun ekonomiden anladığı buysa vay milletimizin haline. Bunlar martın sonuna bahar diyorlardı, kastettikleri meğerse karakışmış. İzmir Büyükşehir Belediyesi devlet içinde devlet değildir. Devlet tektir. Bu devlet Türkiye Cumhuriyeti'dir. Belediye dış finansman kullanacaksa bunun izin mercii Hazine ve Maliye Bakanlığı'dır. İzmir'de özerk bir yönetim kuruldu da bizim haberimiz mi olmadı? CHP'li belediye başkanları belediye işlerinden başka her şeye burunlarını sokmaktadır.

Kimisi 2023 yılında iktidar değişikliği olacak der, kimisi rektörlere mektup yazar. Bu devran bu şekilde ilerlemeyecek. Demokratik hesaplaşma döneminde kimin alnı ak milletimizin hakemliğinde herkes görecek.

'ÇAĞRIMI TEKRARLIYORUM, EVLATLARINIZA SAHİP ÇIKIN'

Boğaziçi Üniversitesi'ne ataması yapılan rektöre itiraz edenlerin ana dinamiği marjinal örgütlerdir. Bir öğrencinin DHKP-C'li ile ne işi olur? Bir gencimizin yasadışı sol örgütlerin yuvalandığı hücre evleri ile ne bağı olacaktır? Rektör atanması yasal olabilir ama demokratik değil diyenler, kendi fikir ve düşüncenizden başka her görüşe hazımsızlık göstermeniz demokrasinin neresiyle bağdaşmaktadır. Katil polis demek, polis otolarını taşlamak, ifade ve düşünce hürriyetinin neresine sığmaktadır. Gözaltına alınanlardan 101'inin Boğaziçi Üniversitesi ile ilişiği yoktur. Evlatlarını üniversiteye gönderen muhterem analarımız, çocuğunuz bu örgütlerin eline düşerse bundan memnun olur musunuz? Polislerle çatışmalarından mutluluk duyar mısınız? Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin evlatlarını serbest bırakın diyor. Başkalarının sırtından kurban kesmesi kolay. Çağrımı tekrarlıyorum. Evlatlarınıza sahip çıkın. Ne Kılıçdaroğlu'nun eline, ne de onun bunun keyfine bırakmayın. Öğrenci başka terörist başkadır.

Kalabalığı toplayıp sabah ilk gelen, üniversitelerde derebeylik mi ilan etsin? Kılıçdaroğlu, 'öğrenciler ne yaptı?' diyor. Toplantı anayasal haklarıdır diyor. Kılıçdaroğlu, ekonomiden anlamadığı gibi anayasayı da zahmet edip okumamış. Anayasada bu hakkın hangi hallerde sınırlandırılacağı bellidir. 14. Madde, kötüye kullanılmaması ile ilgili kuralları anlatmaktadır; "Hiçbiri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı, demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."

Buradan bir halk hareketi çıkar mı diye bekleyen, bunu destekleyen kim varsa, alçak ve hain bir projenin figüranıdır.

TWITTER TEPKİSİ

ABD, AB ve BM'nin açıklamaları iç işlerimize müdahaledir. Gösterdiğimiz haklı tepkiler, terör örgütlerine yönelik sözlerimiz, okyanus ötesinden cevaplanıyor. Biz teröristlere yükleniyoruz, dijital faşizm oklarını bize yöneltiyor. Geçen hafta Twitter bazı paylaşımlarıma sansür uyguladı. Demek ki çok doğru yoldayız. Varsın kısıtlasınlar, isterse bütün mesajlarımı kaldırsınlar. Twitter'dan beğenmediği mesajımı tekrarlamakta fayda mülahaza ediyorum; Sırtlarını ajanlara, zalimlere dayamış olanlar evlat değil, başı ezilmesi gereken yılanlardır.

YENİ ANAYASA TARTIŞMASI

Yeni bir anayasa milletimize kazandırılmalıdır. Cumhur İttifakı olarak ilke birlikteliğimiz çok nettir. Anayasa yazılmasını 'ikinci cumhuriyet' olarak nitelendirenlerin ciddiye alınacak yanları olamayacaktır. 2 Şubat 2021'de yaptığımız yazılı açıklamamızla, yeni anayasa çalışmalarımıza bakışımız kamuoyu ile paylaşılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemiz de verimli geçmiştir. Anayasalar yeniden yazılamayacak metinler değildir. Toplumun, değerlerinin, çağın, zamanın yönüne uygun olarak anayasaların yeniden yazılması doğaldır. Gelişmeler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yeni anayasanın mecburiyet olduğunu göstermektedir.

Her parti yeni bir anayasadan bahsediyor ya da değişmesini öneriyor. O zaman tutarlılık gereği bütün partilerin Anayasa'nın ilk dört maddesine bağlı, vatandaşlık tanımına sadık bir siyasi tutumla bir araya gelmesi milletimizin talep ve beklentisidir. Milliyetçi Hareket Partisi yeni baştan anayasa yazım sürecine vardır ve çalışmalarına samimiyetle, önyargısız şekilde başlamıştır.

Sonraki Haber