Bakan Işıkhan’ın bükülen gerçekliği

Çalışma Bakanı Işıkhan’ın asgari ücretle çalışıp aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi bulunmadığı yönündeki açıklamaları tepki çekti. Aslında şaşırtıcı değildi, çünkü bunlar sadece Bakan’ın sözleri değil zaten 21 yıllık iktidarın tavrıydı

Hayat pahalı, yaşam zor. Son 2 yılda asgari ücrete defalarca iyileştirme yapıldı. Enflasyon canavarı her gün bir yetkilinin “Allahın izniyle vatandaşımızı ezdirmedik, seyyanen zamları, yüzdelik iyileştirmeleri havalarda uçuşturduk.” ifadelerini dinlemedi. Dar gelirlinin sepeti küçülürken cebinden çıkan para da her gün arttı. Bunlar yaşanırken, kredi muslukları açıldı, bankalar fonlandı, sofralar kuruldu. Patronlar yemeğin etini yedi, garibana yine nohut kaldı. 14 Mayıs’tan sonra iktidar kurduğu sofrayı kaldırırken hesabı emekçi ödedi. Enflasyonun çalışanların aldığı ücretler nedeniyle arttığına inandırılmaya çalıştığımız günlere geldik. Bankaların büyüyen bilançoları, şirketlerin karlarına nasıl kar kattığını açıkladığı günlerde çözüm yine altta kalanın canı çıksın politikalarında aranmaya başlandı. Cumhuriyetin 100. yılı için emeklilere verilen ikramiye bile zaten ihtiyacı olduğu için çalışan emekliye hak görülmedi.

6,6 MİLYON ASGARİ ÜCRETLİ NORMALMİŞ

Bu sırada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Işıkhan, her konuşmasına adeta bir noktalama işareti gibi “85 milyonun Bakanıyım” diye başlayıp “İnşallahlar” ile tamamlarken öyle bir laf etti ki... Bütçe görüşmeleri sırasında, Bakan Işıkhan'a "Türkiye'de aşırı yoksulluk içinde yaşayan kişi sayısı kaç?" sorusunu yönelten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Işıkhan'ın, "Ülkemizde asgari ücret 11 bin 402 liradır. Bu kapsamda çalışıp aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi bulunmamaktadır." yanıtını verdiğini aktardı. Öte yandan, yine bütçe tartışmaları sırasında Bakan Işıkhan asgari ücretlilerin sayısının da sürekli abartıldığını söyledi. 16,4 milyon SGK’lı çalışanın 6,6 milyonunun asgari ücretle çalıştırıldığını kaydeden Bakan Işıkhan bunu da normal karşıladı.

AÇTA AÇIKTA YOK AMA HER TARAF SOSYAL YARDIM

Olacak iş var olmayacak iş var. Her seferinde kendisinin aynı zamanda bir “sosyal politika” hocası olduğunu hatırlatan Bakan Işıkhan, eminiz ki Türkiye'de aşırı yoksulluk çeken ailelerin dahil edildiği Aile Destek Programı’ndan 2023’ün yalnızca ocak-temmuz döneminde 3,7 milyon hanenin yararlandığını biliyordur. Eminiz, çünkü vatandaşlarının ancak sosyal desteklerle yaşayabilmesi çok matah bir şeymiş gibi her ay sağlanan yardımların büyüklüğünü birer bülten ile kamuoyuna sunuyorlar. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından 10 Kasım 2023’te yapılan açıklamaya göre Aile Destek Programı’nda bugüne kadar hanelere toplam 56,3 milyar lira destek sağlandı. 16 Kasım’da yapılan diğer bir açıklamada ise Sosyal ve Ekonomik Destek kapsamında bu ay 582 milyon lira ödeme yapıldığı bildirildi. Sayın Bakan Işıkhan, madem kimse açta açıkta değil, vatandaşlar neden yardıma muhtaç?

HAYIRSEVER SOSYAL HİZMET

Elbette bu yeni bir durum değil. Neoliberal sistem, yalnızca Bakan Işıkhan’ın gerçekleri görme biçimini değil sosyal politikaları da dönüştürdü. Sosyal politikanın en önemli araçlarından olan sosyal hizmetler bir refah devleti yaratmak yerine kendine hayırsever bir karakter yarattı. Yine bütçe görüşmeleri sırasında Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun çalışma hayatındaki dengeler alt üst edilerek herkesin asgari ücrete mahkum edildiğine ilişkin ifadelerine yanıt veren Bakan Işıkhan, şunları söyledi:

“Asgari ücret bizim için çok temel konulardan bir tanesi. Ben de sosyal politika hocasıyım, akademisyenim. Ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum, geçinme indeksleri, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumu ve geçim şartları göz önünde bulundurularak tespit edilmektedir.

Bazı iş adamlarımızla görüştüğümüzde -bu temel bir asgari ücrettir- bunun üzerinde ücret ödeyen iş insanları olduğuna da tanık oldum. Tabii, haklı olarak şimdi diyeceksiniz ki: ‘Bunun altında da ödeyenler var.’ Ama tabii vicdan burada çok önemli.” İşte hayırsever sosyal politikanın, ücretlileri nasıl patron vicdanına teslim ettiğinin tablosu bu cümlelerde gizlendi.

İŞÇİLER KORUMA TALEP EDERKEN BAKAN’A GÖRE ENGEL YOK

Bakan Işıkhan, 6 Kasım’da Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu işbirliğinde düzenlenen "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Çalışma Hayatı Sempozyumu’na katıldı. Işıkhan, burada son 21 yılda çalışma hayatının yapısal sorunlarının çözümüne yönelik “çok ciddi” adımlar attıklarını savundu, üstüne ekledi:

"Yasal düzenlemeler yaparak sendikalaşmanın önündeki engelleri kaldırdık."

O sırada, sendikalı olduktan sonra işten çıkarılan ve bugün neredeyse 400 gündür hukukun uygulanması için fabrika önünde “onurları” için direnen Düzce Aluform-Pekintaş işçileri, kendilerini işverenden korumak için dilekçe verdi, işverene karşı suç duyurusunda bulundu. Öte yandan 16 milyon 411 bin işçinin yalnızca 2 milyon 421 bini herhangi bir sendikaya üye. Bu, toplu sözleşme hakkı açısından incelendiğinde yalnızca 1,5 milyon işçi gerçekten sendikalı.

KULLANMAYA KIYILAMAYAN KANUNLAR

Tüm bunlar, bir isim benzerliği dışında yaklaşım farkını net olarak gördüğümüz önceki dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in açıklamalarını akıllara getirdi. Bakan Bilgin’in iki önemli açıklaması şöyleydi:

  • Emeğin örgütlenmesini engelleyen kim olursa karşısına çıkarım.

  • İşçi sağlığı ve iş güvenliği (İSG) hizmetinin parasını patron ödüyor. Patronun ödediği İSG kurumu işleyebilir mi?

Bakan Işıkhan son 21 yılda İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu ile Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nu her fırsatta ne de güzel hazırladıklarını ve tüm problemleri çözdüklerini öne sürerken, bir önceki dönem aynı görevi yürüttüğü Vedat Bilgin’in değerlendirmelerini de göz önünde bulundurmasını tavsiye etmeden geçemeyiz. Birileri son 21 yılda neler yapıldığını anlatırken aslında vatandaş da ne yaşadığını biliyor. Ancak, görüyoruz ki o kanunlar o kadar güzel ki uygulamaya kimse kıyamıyor. Çünkü bu ne Bakan Işıkhan ne de Bakan Bilgin meselesi, iktidarın tercihi.

ÇÖP YIĞINININ ALTINDA CAN VERDİ!

Kayseri'nin merkez Kocasinan ilçesinde çöp depolama tesisinde kaybolan işçinin cansız bedenine ulaşıldı. İlçedeki çöp depolama ve kompost tesisinde çöp ayrıştırma işçisi Z.M'nin kaybolduğu iddiası üzerine bölgeye çok sayıda arama kurtarma ekibi sevk edildi. AFAD, Türkuaz Doğa Sporları Arama Kurtarma Derneği, İHH ve Eğitim, Araştırma Yardımlaşma ve Arama Kurtarma Derneği ekiplerinin katıldığı ve yaklaşık 4 saat süren çalışmalarda sonuç alınamadı. Olumsuz hava koşulları nedeniyle gece ara verilen arama çalışmaları sabah erken saatlerde tekrar başladı. Çöp yığınının altında bulunan Z.M'nin cesedi, ekipler tarafından çıkarıldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Sonraki Haber