Bakan Koca: Aşıların menşeinden ziyade üretim yöntemi, güvenlik ve etkinliğine bakılmalı
Sağlık Bakanı Koca, Türkiye'nin 50 milyon doz aşı sipariş ettiği Çin'in daha fazla talebi karşılayamadığını, ancak nisanda yerli aşı çıkacağı için ithal aşıya gerek kalmayacağını söyledi. Koca 'Aşıların menşeinden ziyade üretim yöntemi, güvenlik ve etkinliğine bakılmalı.' dedi.
Sabah gazetesinden Okan Müderrisoğlu'na konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs aşı çalışmaları ve pandeminin kontrol altına alınması noktasında gelinen aşamaya dair açıklamalarda bulundu.
Koruyuculuk konusunda hiçbir aşı için net süre verilemediğini belirten Koca, "Bunu, uygulama yaygınlaştıkça göreceğiz. Geleneksel yöntemlerle üretilen yani virüsün izole edildiği, inaktif hale getirildiği aşıların 6-8 ay, duruma göre bir yıl koruyucu olduğunu biliyoruz. Aşılama için bir planlama yapıyoruz. Aşılamayı yaygın yapmayı ve birinci basamağı etkili kullanmak istiyoruz. Vatandaşın kolay erişebileceği bir sistemimiz var. Dağıtım ve soğuk zincir imkanlarımız da güçlü" diye konuştu.
'NİSAN'DAN SONRA KENDİ AŞIMIZ ÇIKACAK, İTHAL AŞIYA İHTİYACIMIZ DA KALMAYACAK'
Koca, "Aşıların menşeinden ziyade üretim yöntemi, güvenlik ve etkinliğine bakılmalı. En güvenilir olan geleneksel yöntemle geliştirilen inaktif aşı türü. Bu, üretimi kolay olmayan, maliyeti yüksek bir aşıdır. İnaktif aşılar, farklı hastalıklar için uzun yıllardır ülkemizde uygulanmakta olan ve uzun dönem güvenlilikleri bilinen aşılardır. Diğer aşı, yani mRNA aşısı genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen bir aşıdır. İnsanlarda yeni uygulanan bir teknolojiyle hazırlanmaktadır. Çalışmalarda kısa dönem sonuçları başarılı olmuştur, orta ve uzun vadede sonuçları bilinmemektedir. Yurtdışından inaktif aşıyı özellikle tercih ettik. Bizim Nisan'dan sonra kendi aşımız çıkacak. Yani, ithal aşıya ihtiyacımız da kalmayacak" ifadelerini kullandı.
Bakan Koca, "Çin daha fazla talebimizi karşılayamadı. Aşısına güveniyor. Kendi ihtiyacını ve dış talebi yönettiğini söylüyor. Diğer aşılarla ilgili de işbirliğimiz devam ediyor. Bulabildiğimiz diğer aşıyı getirteceğiz. Ruhsatını almış bir aşı, başvuru sonrası Türkiye'de de test ve onaydan geçerse, eczaneden satışına izin verebiliriz. İnaktif aşı dışında uluslararası süreçlerden geçmiş diğer aşılara da erişim sağlanacak" dedi.
'50 MİLYON KİŞİYİ EN ERKEN DÖNEMDE AŞILAMAMIZ LAZIM'
Nüfusun en az yüzde 60'ının aşılanması gerektiğini vurgulayan Koca, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Bu durumda 50 milyon kişiyi en erken dönemde aşılamamız lazım. Erken dönemde dünyayla birlikte en yaygın aşılamayı yapan ülkelerden biri olacağız. Mart ayından bu yana hastalığı atlatanları da hesaba kattığımızda aşılama ve bağışıklık kazananlarla birlikte çok ciddi mesafe almış olacağız. Sağlık çalışanlarıyla birlikte önce ben aşı olacağım. Aşılanmayı herkese tavsiye edeceğiz. Dünyada birinci dalga henüz bitmedi. Bu durum zirve süreçlerle yaşanıyor. İstanbul 3. zirveyi, Anadolu 2. zirveyi gördü. Son alınan tedbirlerin etkisinin iki hafta sonra görüleceğini düşünüyoruz. Önce vaka, sonra hastaneye yatış sayısı, sonra yoğun bakıma geçiş, daha sonra entübe olan hasta sayısı düşüyor. En sonunda kaybettiğimiz hasta sayısı azalıyor. Dolayısıyla vaka sayısıyla birlikte hastane yükünün de azalması önemli. Yoğun bakım doluluğu konusunda Adana, İzmir, Samsun, Hatay, Antalya, Ordu gibi illerde sorun yaşıyoruz. İstanbul ve Ankara daha kontrol altında."
'YERLİ AŞIMIZ GÜVENİLİR VE ULUSLARARASI DÜZEYDE'
Bakan Koca, "Türkiye yerli aşıda tüm prosedürleri yerine getiriyor ve süreçler Dünya Sağlık Örgütü'nün standartlarıyla birebir uyumlu. Hiçbir eksiğimiz yok. İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun vereceği ruhsat uluslararası olarak geçerli. Yerli olarak 4'ü inaktif olmak üzere mRNA ve vektör aşılarıyla beraber geliştirilmekte olan 16 aşı adayımız var. Bunlardan Faz-1 çalışmaları devam eden aşımız inaktif yani en güvenilir olan geleneksel yöntemlerle olan aşı" ifadesini kullandı.