Bakan Kurum'dan TOKİ taksitlerindeki artış oranı açıklaması

Bakan Kurum TOKİ taksitlerindeki artış oranları ile ilgili "Son 3 yılda sosyal konutlarımıza memur maaş artış oranı tam olarak uygulanmamış, vatandaş lehine düzenlenmiştir." dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2023 yılı bütçesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi. Bakan Kurum, Komisyon toplantısının sonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bu ülkeyi gecekondulara ve çarpık kentleşmeye mahkûm eden, afet zamanında milletini terk eden, afetin haberini medyadan alan, milletin sorunlarına, ihtiyaçlarına sırtını dönen o eski Türkiye’nin artık tamamen geride kaldığını belirten Bakan Kurum, “Vatandaşımız Cumhurbaşkanımıza güveniyor, bizlere güveniyor, TOKİ’mize güveniyor… Gelin, hep birlikte milletimizin mutluluğuna şahit olun ve ortak olun; inanın hiçbir şey kaybetmezsiniz.” dedi.

Bakan Kurum, komisyonda her türlü görüşün, önerinin paylaşıldığını ve bunları dikkate alacaklarını kaydederek, “Bir muhalefet milletvekilimiz bize ‘Bu, son bütçeniz.’ dediler. Evet, seçime kadar geçecek sürenin son bütçesidir ama Türkiye'nin yeni hikâyeler yazacağı, küresel ligin tepesine çıkacağı, dünya lideri olacağı, ‘Türkiye Yüzyılı’nın da ilk bütçesidir.” diye konuştu.

Bakan Kurum, sözlerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 84. yıl dönümünde rahmetle andığını belirterek başladı.

TOKİ SON 3 YILDA AYLIK TAKSİT ÖDEMELERİNDE ARTIŞ ORANINI VATANDAŞIN LEHİNE DÜZENLEMİŞTİR

TOKİ Projelerimizde aylık taksitler, altı ayda bir, önceki altı aylık dönemdeki memur maaş artış oranları baz alınarak güncellenmektedir. Ancak burada vatandaşlarımızın ekonomik durumları göz önüne alınarak, artış oranları vatandaşımızın lehine memur maaş artışlarından daha düşük olarak uygulanmaktadır. Son 3 yılda sosyal konutlarımıza memur maaş artış oranı tam olarak uygulanmamış, vatandaş lehine düzenlenmiştir. Örneğin, geçen yıl memur maaş artış oranı yüzde 80’nin üzerinde olmasına rağmen, yüzde 25 oranı uygulanmıştır.

1 MİLYON 170 BİN KONUT YAPILDI

Söz verilen konutların teslim edilmediği iddialarına ilişkin soruyu yanıtlayan Bakan Kurum, “Bugün 50 Bin Konut Kampanyasında 142 aktif projede 52 bin 128 konutumuzu; yine 100 bin Sosyal Konut Projesi kapsamında 252 aktif projede 97 bin 483 yeni yuvamızı hak sahiplerine etaplar halinde teslim ediyoruz. Şu an 150 bin sosyal konutumuzun, büyük bölümünü vatandaşlarımıza teslim ettik, yılsonuna kadar da 60 bin konutu teslim edeceğiz, kalanların da inşaatları hızla devam ediyor. ” dedi.

GARANTİ DE TEMİNAT DA SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ OLACAKTIR

Bazı milletvekillerinin sorduğu sorulardan TOKİ’nin nasıl kaynak ürettiğine dair bilgileri olmadığını gördüğünü söyleyen Bakan Kurum, “TOKİ yedi gün 24 saat Sayıştay denetimine tabidir. TOKİ’miz genel bütçeden pay almıyor. TOKİ kendi dinamikleriyle; konut, işyeri ve arsa satış gelirleri, kredi geri dönüşleri, yurtdışı çıkış harçları, yapım işleri hizmet payı ve benzeri gelirlerle konut projelerinin finansmanını gerçekleştiriyor. TOKİ’miz bugüne kadar 1 Trilyon 317 milyar liralık yatırım değeriyle, 1 milyon 170 bin konutu yapmış bir kurumdur. Yeni projelerimizi de aynı gücü göstererek ve kaynak üreterek yapacaktır. Hiç endişeniz olmasın. Biz gücümüzü milletten alıyoruz. 250 bin konutumuzu da milletimize söz verdiğimiz tarihe kadar yapacağız. Ayrıca şunu da ifade edeyim. Kaynak kaynak diyorsunuz. Biz de her defasında söylediğimiz gibi kaynak bu millettir, bu milletin özgüvenidir, teminatı da garantisi de, bundan öncekilerde olduğu gibi bu dev projemizde de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.” şeklinde konuştu.

ESKİ TÜRKİYE ARTIK TAMAMEN GERİDE KALDI

Bakan Kurum, bütçelerin görüşüldüğü an Iğdır’da 550, Batman’da 1850 konutun kurasının çekildiğini söyleyerek, “Projeyi açıkladıktan 40 gün sonra temellerini atan, 50 gün sonra kuralarını çeken bir iktidar var. Bu ülkeyi gecekondulara ve çarpık kentleşmeye mahkûm eden, afet zamanında milletini terk eden, afetin haberini medyadan alan, milletin sorunlarına, ihtiyaçlarına sırtını dönen o eski Türkiye artık tamamen geride kalmıştır. Aslında biz de size sormak isteriz; 2023 seçimlerine dair yatırımınız nedir? Ülkemiz için, milletimiz için, vatandaşlarımız için, gençlerimiz için hangi projeyi sunuyorsunuz? Milletimizin derdine deva olacak hangi hamleleri yapıyorsunuz? Bu ülkede çevreye, şehre ve iklime dair projeniz, vizyonunuz nedir? Biz de bunları öğrenmek istiyoruz. Ben şu ana kadarki konuşmacıların dikkatle hepsini dinlemeye çalıştım. Bırakın seçim yatırımını ki onu bile kabul ederim, geleceğe dair tek bir düşüncenizi görmedim, duymadım, dinleyemedim.” dedi.

Bakan Kurum, “İlk Evim, İlk İş Yerim” projesini eleştirenlerin yeterli bilgiye sahip olmadıklarını söyleyerek, “Şu an sahada fiilen devam eden 250 bin konut projemiz var, dönüşüm projemiz var ve dönüşüm ofislerimizde arkadaşlarım sizleri misafir etsinler, detaylı bir şekilde bilgi versinler. Projede biz ne yapıyoruz, vatandaşa ne sunuyoruz, bu projenin herhangi bir kenarında, köşesinde rant var mıdır, yok mudur cevabını siz verin. Eğer ‘Var’ diyorsanız, eğer o projede ‘Vatandaşın lehine bir adım yok’ diyorsanız biz de dört buçuk yıl yaptığımız bu şerefli mesleği bırakmaya hazırız, çok net söylüyorum.” dedi.

VATANDAŞLARIMIZIN KONUTUNU ERKEN ALMASINA MÜSAADE ETMİYORSUNUZ

Bakan Murat Kurum, planlı şehirleşme, sosyal devlet anlayışıyla, yerel mimari ve dokuya uygun modern şehirler oluşturduklarına dikkati çekerek, “Siz demediniz mi ‘Dönüşümü siyaset üstü görelim, siyaset üstü anlayışla bakalım’ deyip de gidip bütün kentsel dönüşüm projelerimizde siyaset yapıp, projeyi engellemeye çalışarak maalesef vatandaşımızın konutunu erken almasına müsaade etmiyorsunuz. Projemizi engelleme girişimlerinize rağmen biz kararlı bir şekilde yürütüyoruz. Tabi aramızdaki fark şu: Sizler geçmiş iktidarlarınızda şehir yerine gecekondu mahalleleri oluştururken, biz planlı şehirleşmeyle, sosyal devlet anlayışıyla eser üreten ve yerel mimariye, yerel dokuya uygun, modern şehirler oluşturuyoruz.” dedi.

İNANIN HİÇBİR ŞEY KAYBETMEZSİNİZ

Yerinde sayanların yürüyenlerden daha çok gürültü yaptıklarını ifade eden Bakan Kurum, “Siz de şu kavga dilinde, bu algı ve tezvirat dilindeki başarınızı hayırlı işlerimizi de alkışlamada gösterseniz emin olun kazanacaksınız. Gelin, hep birlikte milletimizin mutluluğuna şahit olun ve ortak olun; inanın hiçbir şey kaybetmezsiniz. İlaveten, biz ‘Kentsel döşünüm, yerinde olacak, hızlı olacak, gönüllü anlayışıyla olacak’ dedik ve bu anlamda, ifade etmek isterim ki temelimizi attığımız her yerde anlaşmayı ve vatandaşımızın aynı yerde kalmasını esas aldık. Orada, Ayşe ablamız, Fatma teyzemiz, Mehmet amcamız yine komşularıyla birlikte yaşasın istedik; orada hatıralarını tekrar yâd etsin istedik; oradaki hüznü, mutluluğu birlikte paylaşsın istedik.” dedi.

Bakan Murat Kurum, projenin içinde rant olduğuna yönelik iddialara ise, Beyoğlu Okmeydanı'nda attıkları temel, konut sayısının 766 olduğunu kaydetti. Bakan Kurum, “Bakın 766; çok basit hesap. 763’ünü hak sahiplerine veriyoruz. Dükkânların tamamı hak sahiplerine gidiyor. Şimdi bunun neresinde rant var? Okmeydanı'nda, Sarıyer'imizde, Kartal'ımızda yaptığımız projelerde de gördüler ki konutların değeri bittiği zaman 4,5-5 milyon oluyor, 2+1 daireden bahsediyorum. Şimdi, rant varsa; evet, milletimizin lehine var, milletimizin faydasına var ve biz bundan mutlu oluyoruz, gurur duyuyoruz.” dedi.

ANKAPARK'TA AĞAÇLARIN ÇÜRÜMESİNE GÖZ YUMUYORSUNUZ

ANKAPARK'a 800 milyon doların harcanmasına ses çıkarmadıklarına yönelik eleştiriyi cevaplandıran Bakan Kurum, “Maalesef siz de beğenirsiniz, beğenmezsiniz 800 milyon dolar harcanmış yerin çürümesine seyirci kalıyorsunuz. Çünkü maalesef siz ülkemizin tüm kazanımlarını heba etmekten geri durmadınız çünkü yapmak bize, yıkmak size düşer. Her yere pankartlar astınız, parkın devri gerçekleşinceye kadar bir sürü pankartlarla algı yönettiniz ve parkın devri gerçekleşince de bir anda suspus oldunuz, herkes sustu. Evet, ANKAPARK'la ilgili projeniz nedir? Biz de aziz milletimiz gibi, Ankaralı hemşehrilerimiz gibi öğrenmek istiyoruz. Yani burada ağaçların çürümesine, ağaçların kesilmesine göz yumuyorsunuz. Bir taraftan da diyorsunuz ki: ‘Biz çevreciyiz, çevremizi koruyoruz” dedi.

İZMİR'DE BİRLİK BERABERLİĞİ TÜM TÜRKİYE'YE GÖSTERDİK

İzmir Bayraklı'da 1400 konutu teslim ettiklerini ve yılsonuna kadar da rezerv alandaki 3 bin 600 konutun teslimlerini yapacaklarını belirten Bakan Kurum, “Devlet olarak İzmir'de, İzmir tarihinin en büyük dönüşümünü gerçekleştirdik. Depremden iki saat sonra oradaydık. Sokak sokak, mahalle mahalle hepsine gittik. Enkaz alanından bir saat bile ayrılmadık. Orada vatandaşımızla birlikteydik. Biz demedik ki Cumhuriyet Halk Partisi belediyesi yönetiyor, buradaki insanlar bize oy veriyor veya vermiyor. Tüm vatandaşlarımıza kucak açtık ve orada yapılması gereken çalışmaları vatandaşımıza söz verdik. Dedik ki: En hızlı şekilde yapacağız, yerinde yapacağız ve burada yapımla ilgili bir imar artışı da yapmadan İzmir'e, Bayraklı'ya yakışacak bir proje gerçekleştireceğiz. Gittik, dünyanın, Türkiye'nin en iyi mimarlarıyla projelerimizi çizdik, zemin iyileştirmelerini yaptık. Bunların hepsini pandemi ve salgın sürecinde yaptık, bütün dünyanın durduğu dönemde yaptık ve bir yıl bile olmadan ilk konutlarımızın teslimlerini gururla yaptık. Ardından etap etap şu an Bayraklı'daki 1400 konutumuzun tamamını teslim ettik. Yılsonuna kadar da rezerv alandaki 3 bin 600 konutumuzun teslimlerini yapacağız.” diye konuştu.

“Bayraklı ilçemizde vatandaşlarımızla; devlet millet kaynaşması, bütünlüğü nedir, birlik ve beraberlik nedir tüm Türkiye’ye gösterdik.” diyerek İzmir’e, Bayraklı’ya ve oradaki vatandaşlara teşekkür eden Bakan Kurum, “Çünkü bizi bir an olsun bile yalnız bırakmadılar ve bize destek oldular. Güzel İzmir’imizi biz kaderine terk etmedik ve bundan sonra da etmeyeceğiz. Milletvekillerimizle, Belediye başkanlarımızla birlikte milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Bizim İzmir’e dair bazı sözlerimizi çarpıtarak, bağlamından ayırarak, beceriksizliği, liyakatsizliği, kötü yönetimi de maalesef gizleyemezsiniz. Biz ne dediğimizi çok çok iyi biliyoruz. Biz kimseden millî iradeye saygıyı, demokrasiyi öğrenecek değiliz. Bizim kastımız İzmir’in mağdur edildiği, hak etmediği şekilde yönetildiğini ifade etmektir. Yirmi beş yıldır İzmir’de hiçbir şey yapılmayacak, sonra da İzmir’le ilgili bu hakikati ifade edince feveran edilecek.” şeklinde konuştu.

YİNE KRONİK MUHALEFET HASTALIĞINA TUTULDULAR

İzmir Buca Açık Cezaevinin imar planı değişikliği sorusunu cevaplayan Bakan Kurum, “İzmir Buca’da eski cezaevi olarak kullanılan 78 bin metrekare alan, vatandaşlarımızın kullanımına kapalıydı, burası kullanılmıyordu. Bu alan Buca Belediyesi tarafından onaylanan imar planlarında alışveriş merkezi olarak ayrılmıştı. Biz de Buca Cezaevinin yıkılmasının ardından hazırladığımız imar planlarıyla iddiaların tam aksine AVM kullanımını tamamen kaldırdık ve yeni düzenlemeyle yerel yönetimlerin yapmadığı hizmeti yapmak ve Buca’nın eksiğini tamamlamak adına bu alanın yüzde 57’sini sosyal donatıya ayırdık. Yine bu alanın 20 bin 500 metrekaresini mevcut ağaçların korunmasını sağlayacak şekilde yeşil alan, 7 bin 800 metrekaresini eğitim alanı, 2 bin 600 metrekaresini Buca Belediyesinin de talebi olan pazar alanı ve belediye hizmet alanı olarak ayırdık. Bence itiraz eden arkadaşlar hazırlanan planı ya doğru incelememiş ya da neye itiraz ettiklerini bilmiyorlar ya da üzülerek söylüyorum ki yine kronik muhalefet hastalığına tutulmuş durumdalar.” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya Bankasından talep ettiği iddia edilen kredinin engellendiği yönündeki soruyu da yanıtlayan Bakan Kurum, şu ifadeleri kullandı:

“İzmir’de meydana gelen deprem sonrasında Dünya Bankası yetkilileri de bize geldiler. Dedik ki: İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediyesi sizin bir kredi vereceğinizi ve bu krediyi de bizim engellediğimizi ifade ediyorlar, onaylamadığınızı ifade ediyorlar. Dedik ki: Biz de Dünya Bankası nezdinde İzmir Büyükşehir Belediyesinin depremde, kentsel dönüşümde kullanabileceği herhangi bir kredi başvurusu yok. Dolayısıyla İzmir'e bir kredi vermek istiyorsanız buyurun Büyükşehir Belediyesi orada, verin. Bakın, Dünya Bankası, Avrupa bankaları, JICA’sı, Fransız Kalkınma Ajansı böyle çalışmıyor. Onlar kredibiliteye bakıyorlar ve burada ne bir finansman sözü ne de bir ödenek takvimi yok, bizde bekleyen yok. Yani iddia bu manada hakikati içermiyor. Ayrıca, şunun da altını çizmek gerekirse Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili mevzuatları hükmünce büyük finansman paketlerinin İller Bankası aracılığıyla yürütülmesi esastır. Bundan dolayı İller Bankamızla afet riskine yönelik İstanbul ve diğer illeri de ekleyerek finansman paketini de genişlettik. Biz dedik ki: Ya, afetle ilgili bize gerçekten gönderin. Biz de bunları deprem dönüşümünde kullanalım. Bunu Dünya Bankası yetkililerine de ilettik. İnşallah, bu çalışmada da son aşamaya geldik, bu kredileri de milletimizin lehine kullanacağız.”

“Sit alanlarında kaçak yapılaşmaya izin veriliyor.” iddiası da “Tamamen yanlıştır” ifadelerini kullanan Bakan Kurum şunları söyledi:

“Bugün Türkiye genelinde özel çevre koruma bölgeleri ve doğal sit alanlarında 6 bin 698 denetim yaptık, 9 bin 261 kaçak yapı tespit ettik. Tespitle de kaldık mı? Bu yapıların 4 bin 16’sıyla ilgili suç duyurusunda bulunduk, 835 yapıyı yıktık. Yine, İstanbul'da yapılan yapılara ilişkin mücadelemizi sürdürüyoruz, birçoğuna bizzat ben de Antalya'da, Bodrum’da, güzelim koylardaki o kaçak yapılara eşlik ettim. Bilfiil yıkımın başında durdum ve orada ne kadar kaçak, imara aykırı yapı varsa yıkımını bizzat bütün ekibimizle birlikte yerine gitmek suretiyle yaptık. Her bütçede olduğu gibi ‘Belediyelere aktarılan ödeneklerde iktidar ve muhalefet belediyeleri arasında ayrımcılık yapılıyor.’ diyorsunuz. Ben doğrusunu bir kez daha aktarayım: Belediyelerin ödenek ve kredi talepleri, belediyelerin kredi kabiliyetleri göz önüne alınarak değerlendirilir ve bu doğrultuda uygun talepler İller Bankası’nın yatırım programına girer ve sonuçlandırılır.”

ENGELLENİYORUZ SİYASETİNİ BIRAKIN

“Muhalefet milletvekillerimizden önce kendi belediyelerinin kredi kabiliyetlerine, proje tutarlılığına bakmalarını öneriyorum” diyen Bakan Kurum, “Tabi, sadece muhalefet belediyesinden geldiği için onaylanmadığı iddia edilen bir proje, plan varsa söylensin, neden onaylanmadığına ilişkin açıklamamızı da yapalım. Sizden rica ediyoruz şu, ‘Engelleniyoruz.’ siyasetini bırakın. CHP'li, İYİ Partili, HDP'li belediyelerden milletimizin, vatandaşımızın hayrına hangi iş gelmiş de engellemişiz, hangi iş gelmiş de buna engel olmuşuz? Bir tane örnek vermenizi istiyorum.” şeklinde konuştu.

Sosyal konut kampanyasına dair kamuoyunda yaptıkları bir araştırmadan da bahseden Bakan Kurum, şunları söyledi:

“Sosyal konut kampanyamıza dair kamuoyunda yaptığımız bir araştırma var, size de yansımıştır: Vatandaşlarımızın yüzde 75’i konut fiyatlarının ve şartlarının uygun olduğunu söylüyor; siz de yapın anket, sorun. Konut ve kira fiyatlarında da düşüşler gördük, görmeye de devam edeceğiz, vatandaşımız da bizimle aynı şeyleri düşünüyor. Ankete katılan vatandaşlarımızın yüzde 68’i bu projeyle şu an satışta olan ev fiyatlarının, yine, yüzde 69’u da kira fiyatlarının düştüğünü ve daha da düşeceğini ifade ediyor. Bitmedi, dahası da var, milletimizin büyük bir kısmı Cumhurbaşkanımıza güveniyor, bizlere güveniyor, TOKİ’ye güveniyor çünkü yirmi yıldır yaptığımız işler ortada; 250 bin konut, 1 milyon konut yapılacak; altyapılar ve 10 bin iş yerinin iki yıl içerisinde tamamlanacağına olan inançları yüzde 71. Lütfen, siz de yaptırın; yüzde 71 vatandaşımız bu projelerin iki yıl içerisinde tamamlanacağına inanıyor yani vatandaşlarımız birileri gibi söylenen sözleri yanlış anlamamış, birileri g ibi çarpıtmamış, mesajımızı en doğru şekilde almış ve projenin arkasında 8 milyonu aşkın başvuru yapmış ve hele hele hani “Gençler bu projeyi nasıl alacak? Nasıl ödeyecek?’ dediğiniz gençlerimiz 2 milyonu aşkın başvuru yapmış ve gerekli cevabı vermiştir. Hâlen yaptıkları yoğun başvuruyla cevap vermeye de devam ediyor yani hülasa milletimiz devletine, Cumhurbaşkanına, bizlere inanıyor, güveniyor ve destekliyor, biz de onları bugüne kadar hiçbir şekilde mağdur etmedik.”

Bakan Kurum, genç istihdam seferberliği başlattıklarını vurgulayarak, “2021 yılında Bakanlığımızın ve belediyelerimizin teknik şartnamelerinde yaptığımız değişiklikle genç istihdam seferberliğimizi başlattık. Geçtiğimiz süre zarfında, 25 bin gencimiz bu proje kapsamında göreve başladı. 2023 yılı hedefimizi 50 bine ve daha da üzerine yükseltmiş durumdayız. Tabi buradan bir müjdeyi de gençlerimize vermek istiyorum. Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili kuruluşlarına merkezi yerleştirme sistemi ile çeşitli branşlarda toplam 3 bin 297 personel istihdamı için çalışmalarımızı tamamladık, alım işlemlerimizi başlatıyoruz.” dedi.

2022 YILININ İLK 10 AYINDA REKOR KIRDIK

Bakan Kurum, çevre denetimlerinin zayıf olduğu iddiaları üzerine bunun bir haksızlık olduğunu ifade ederek, “Bu ülkede 2021 yılında 57 bin çevre denetimiyle Cumhuriyet tarihinin en yüksek denetim sayısına ulaşılmıştır. 2022 yılının ilk on ayında yine rekor kırdık ve 55 binin üzerinde çevre denetimini gerçekleştirdik. Çevreyi kirleten 4 bin tesise 434 milyonun üzerinde ceza uygulandı, 311 işletmeyi ise çevreyi kirlettiği için faaliyetinden men ettik, denetim sayılarını da artırıyoruz.” şeklinde konuştu.

Maden ruhsat sahalarının fazlalığından bahsedildiğinin altını çizen Bakan Kurum, “Basitçe ifade etmek gerekirse bir madencilik faaliyetine ruhsat verilmesi o alanların tamamında fiilen madencilik faaliyeti yapılacağı anlamına gelmiyor. Özellikle metalik madenlere verilen ÇED ruhsatları ruhsatın tamamını kapsamadığı gibi madenin işletileceği alan ile sınırlı tutuluyor. Yine, son dört yılda Bakanlığımız tarafından yürütülen ÇED raporları… 2 bin 343 projenin 936’sının yani yaklaşık yüzde 40’ının ÇED raporunu olumsuz olarak bitirdik, iade ettik. ÇED olumsuz kararı verilen, iptal ve iade edilen madencilik faaliyetlerinde ise bu oran yüzde 45. Hiçbir kimsenin bu anlamda endişesi olmasın. Biz Avrupa standartlarının da üstünde bir ÇED müktesebatına ve hassasiyetine sahibiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da çevremizi, doğamızı korumaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Bakan Kurum; sanayiden enerjiye, madenden ulaşıma, turizmden atık yönetimine ve tarıma kadar birçok önemli projede yapılacak bir çok proje için ÇED raporu hazırlanmasını zorunlu hâle getirdiklerini anımsatarak “Proje bazında hazırlanan özel formatlarda projenin iklim üzerindeki etkisi ve projenin iklim değişikliğinden nasıl etkileneceği ve yine, iklim değişikliğine bağlı projeyle ilgili ‘Afet’ ve ‘Kaza riski’ başlıkları altında ÇED raporlarının değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır.” dedi.

Hava izlemesiyle ilgili gelen bir soru üzerine Bakan Kurum, hava kalitesi izlemesi çalışmasının 2004 yılında başladığını hatırlatarak “18 yıl önce bu ülkede hava izleme istasyonu sayısı sadece 35’ti, biz bu sayıyı 10 kattan fazla artırdık ve 365 sayısına ulaştık. Ayrıca hava kalitesi izleme çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla 8 tane bölgesel temiz hava merkezimizi kurduk. En aktif hava kalitesi hizmeti veren ülkelerin başındayız.” ifadelerini kullandı.

7 GÜN 24 SAAT TAKİP EDİYORUZ VE DENETLİYORUZ

Bakan Kurum, termik santrallerle ilgili soruya da çevre mevzuatı kapsamında termik santrallerin tamamında baca gazı arıtma sistemleri ve sürekli emisyon ölçüm sistemleri gibi çevresel yatırımların tamamlandığını ve bu termik santrallere çevresel izinlerin de verildiğini belirterek “Çevre izin lisans belgesi verdiğimiz bu tesislerin bacalarındaki emisyon değerlerini sürekli ölçüm sistemleriyle 7 gün 24 saat takip ediyor ve denetliyoruz. Termik santrallerde 221’i sadece bu yıl olmak üzere son üç yılda 692 çevre denetimi gerçekleştirdik. Bu kapsamda 48 termik santrali cezalandırdık ve son üç yıldır yeni bir termik santralle ilgili Bakanlığımıza yapılmış bir ÇED başvurusu da yoktur; kaldı ki Amasra’da olduğu gibi, birçok termik santralin ÇED süreçleri de Bakanlığımızca sonlandırılarak iptal edilmiştir.” diye konuştu.

Korunan alanların gelişimi sorusunu da yanıtlayan Bakan Kurum, 2002 yılında 60 bin 764 kilometrekare olan korunan alan büyüklüğünü, 2022 yılında 98 bin 495 kilometrekareye çıkardıkları bilgisini paylaşarak “Ülkemizin, Türkiye yüzölçümünün 7,8’i korunuyordu. 12,58’ine çıkardık ve inşallah yüzde 17’ye çıkaracağız. ‘Türkiye Yüzyılı’ iddiamızın da doğa temelli en büyük atılımını da bu alanda yapacağız.” dedi.

BİZ SON SÖZÜMÜZÜ SÖYLEDİK

Bakan Murat Kurum, asbestli gemilere ilişkin nasıl ve neden onay verildiğine ilişkin soru üzerine yurt dışından Türkiye’ye sökülmek üzere gelen gemiler için Bakanlığın, Basel Sözleşmesi kurallarına göre notifikasyon prosedürünü uyguladığını aktararak “Başvuru kapsamında bilgi ve belgeler standart kapsamında incelenerek uygun bulunması hâlinde Bakanlığımızca onay veriliyor. Sao Paulo gemisi bu şartları sağlamadığı için Türkiye kara sularına alınmamıştır. Biz bu konuya dair son sözümüzü söyledik, bir kez daha tekrar etmek gerekirse bu gemi, gerekli şartları taşımadığı için ülkemize giremeyecek, İzmir’e yanaşamayacak, tekrar ülkemize gelmesine asla müsaade etmeyeceğiz.” açıklamasını yaptı.

ULUSAL KATKI BEYANININ MISIR'DA AÇIKLAYACAĞIZ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın iklim krizi bilincinden uzak olduğu iddialarıyla ilgili olarak Bakan Murat Kurum, Paris Antlaşması’yla birlikte 2053’e ilişkin hedefleri ortaya koyduklarını anımsatarak “İnşallah, Ulusal Katkı Beyanı’nı da Mısır’da ifade edeceğiz. Emin olun kararlı adımlarla gidiyoruz, tüm sektörlerimizin koordinasyonunu yapıyoruz, ilgili tüm bakanlıklarımıza sorabilirsiniz. 2053’e ilişkin tüm hedeflerimizi koyduk ve adım adım çok değerli bir belgeyi hayata geçireceğiz. İnşallah iklim kanunuyla birlikte, bu altlıkla birlikte yapmış olduğumuz çalışmaları artık yasal düzenlemelerle; gerek Emisyon Ticaret Sistemi gerek İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon, yenilenebilir enerji miktarının artırılması gibi birçok kalemde geleceğimize, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza tertemiz bir dünya bırakmak için çalışıyoruz.” diye konuştu.

YANGIN BÖLGESİ İÇİN BELEDİYELERİMİZE HER TÜRLÜ DESTEK VERİLMEKTEDİR

Bakan Kurum, yangınla ilgili alınması gereken tüm tedbirleri aldıklarını, imar planlarında ve yönetmeliklerde değişiklik yaptıklarını ifade ederek “İlgili yapılara ait gerek yanıcılık sınıflarının artırılması, yine dış hidrant sistemlerinin kurulması ve yangın suyu depo sistemlerinin artırılmasında önlemler alınmıştır; yönetmelikler bu çerçevede değerlendirilmiş, değiştirilmiştir. Belediyelerimize de bu noktada istedikleri her türlü kaynak, destek, kredi verilmektedir; yangın bölgesi için konuşuyorum.” dedi.

TEK HEDEFİMİZ MİLLETİMİZE HİZMET ETMEK

Bakan Kurum; tek hedeflerinin millete hizmet etmek ve milletin geleceğinde iz bırakmak olduğunu vurgulayarak, “Türkiye, şu anda tüm insanlık adına, tüm mazlumlar adına büyük bir hazırlık içerisindedir. Medeniyetimizin ve mazimizin gücüyle istikbale yürüyoruz. Muasır medeniyet seviyelerinin üstüne ulaşmak için Türkiye, artık hayal bile değildir; bu anlayışla çalışıyordur. Daha çok söyleyecek sözümüz var, inşallah ‘Türkiye Yüzyılı’nda bunların hepsini söyleyeceğiz. Bu büyük sözlerin söylenmesi için 81 ilimize, 85 milyon vatandaşımıza ekibimizle birlikte, gece gündüz demeden, yağmur çamur demeden hizmet etmeye, eser üretmeye, bu ülkenin ‘Türkiye Yüzyılı’ yürüyüşüne nefer olmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Sonraki Haber