Balın tadını üretici de alsın!

Üreticiden 20 TL'ye alınan balın, marketlerde 70-80 TL'ye satışa sunulduğunu söyleyen Ziya Şahin, 'Bu noktada üreticilerin emeklerinin ve maddi giderlerinin karşılığı mutlaka verilmeli' dedi

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) ve Güvenilir Ürün Platformu tarafından, BEE’O Propolis’in sponsorluğunda “Yöresel Arıcılık Ürünlerinde Coğrafi İşaretlemeler” adlı bir dijital açık oturum düzenledi. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşin Ayşe Işıkgece’nin yaptığını sunumla başlayan oturumda konuşan TAB Yönetim Kurulu Genel Başkanı Ziya Şahin, "Türkiye dünya bal üretiminde üçüncü sırada yer alıyor ve ülkemizin dünya bal üretimine olan katkısı yüzde 6.9 oranında. Bu oranın artırılması gerekiyor. Bunun için de öncelikle bal verimini artırmalıyız” dedi. Türkiye'nin dokuz ay boyunca üretim potansiyelinin mevcut olduğunu, göçer ve sabit arıcılığa uygun birbirinden farklı iklim ve coğrafi bölgeleri olduğunu belirten Şahin, sözleşmeli arıcılığın geliştirilmesi, balın kayıt altına alınması ve coğrafi tescil konusunda yapılan çalışmalardan bahsetti. Üreticiden 20 TL'ye alınan balın, marketlerde 70-80 TL'ye satışa sunulduğunu söyleyen Ziya Şahin, "Bu noktada üreticilerin emeklerinin ve maddi giderlerinin karşılığı mutlaka verilmeli, kaliteli üretim desteklenerek mutlaka hak ettiği değeri bulmalı" diye konuştu.

2027'DE 13 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK

YÜCİTA Kurucusu Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, TOBB Borsalar Müdürü Yiğit Ateş, Türk Patent Enstitüsü Coğrafi İşaretler Daire Başkanı Hakan Kızıltepe'nin de yer aldığı oturumda söz alan BEE’O Genel Müdürü Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Coğrafi İşaret, balın kalitesini garantiler, benzerlerinden ayırt eder, üretici ve tüketiciyi koruma altına alır, taklit ve tağşişin önüne geçilmesini sağlar, bunun yanında bölge tanıtımına, kültürel ve kırsal turizme de katkıda bulunur" ifadelerini kullandı. Aslı Elif Tanuğur Samancı, dünyada yaklaşık 56 milyon arı kovanının bulunduğunu ve 1.2 milyon ton civarında bal üretildiğini, dünya arı ürünleri pazarının 2027 yılına kadar yaklaşık 13 milyar dolar değerine ulaşmasının beklendiğini belirtti.

ÇAM BALIMIZ MANUKA KALİTESİNDE

Anadolu balının ve propolisinin Türkiye menşei olduğu ispatlanarak dünya pazarına sunulmasının önemine değinen Aslı Elif Tanuğur Samancı, Manuka balı sayesinde Yeni Zelanda'nın diğer ürünlerine de ilginin arttığının söyledi. "Yeni Zelanda ülke olarak Manuka bal çeşidini dünya markası yapmayı başardı. Bunu yaparken bağımsız laboratuvarlarda antibakteriyel ve kimyasal özelliklerine baktılar, analizlerini yaptılar ve bunları uluslararası yayınlar haline getirip, Manuka balı, diğer ülkelerde üretilen ballardan daha yüksek kalitede antibakteriyel aktivite göstermektedir dediler” bilgisini paylaşan Samancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir tanımlama yaptılar ve bunun tebliğini oluşturdular. Bunu da akademik yayın ve çalışmalarla dünyaya kabul ettirdiler. Bunun ardından bu bal çeşitlerini antibakteriyel etkisine göre sınıflandırarak dünya pazarına sundular. Normalde o güne kadar kilosu 3-5 dolara satılan bir bal çeşidi olan Manuka böylece kilosu 150-200 dolara satılan bir bal çeşidine dönüştü. Biz kendi ülkemizde üretilen arı ürünlerinin ve ballı karışımların Manuka'yla karşılaştırma testlerini yaptık. Bu çalışmada üç ayrı üniversite yer aldı ve görüldü ki ülkemizde üretilen ballar çok değerli. Mesela çam balımız Manuka Balı’nın yüksek kalite olduğunu iddia eden ve en pahalı satılan balı kadar antioksidan ile antibakteriyel aktivite gösteriyor ama beş kat daha ucuza satılıyor."

Sonraki Haber