Bankalar İngiliz ekonomisini yıkıma götürüyor
Resolution Foundation’un raporuna göre, İngiltere’de üretim verimliliği ciddi sorunlarla karşı karşıya. Jeopolitik Ekonomi Araştırma Grubu Direktörü Alan Freeman, Manitoba Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Radhika Desai ve Ekonomist Michael Roberts konuyu Aydınlık Avrupa'ya değerlendirdi
İngiltere ekonomisi, verimlilik sorunuyla boğuşuyor. İngiliz düşünce kuruluşu Resolution Foundation’un raporu, İngiltere’nin diğer gelişmiş ülkelere karşı rekabet gücünü yitirdiğini ve ciddi üretkenlik sorunları yaşadığını ortaya koydu. Konuyu Aydınlık Avrupa’ya değerlendiren uzmanlar, finansal sermayenin üretime değil spekülasyona aktığına ve İngiliz ekonomisinin tamamen ranta çalıştığına dikkat çektiler. İngiliz üreticileri için tek çözüm devletin müdahalesi...
İngiltere ekonomisi dinamikliğini ve rekabetçiliğini yitirdi. Çalışanların geliri yıllık 1500 sterlin azaldı. 2008’den bu yana üretkenlik artışları önemli ölçüde düştü. Bunun sonucunda ekonomik büyüme yavaşlarken, hanehalkı gelirleri de görece düştü. İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Resolution Foundation 25 Eylül’de “Birleşik Krallık ekonomisi nasıl ve niçin daha dinamik hale getirilmelidir” başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda, İngiltere’nin 2008 krizinden bu yana yavaşlayan sektörel yeniden dağıtımı (reallocation) üzerinde duruldu. Rapora göre, emek ve sermayenin daha üretken sektörlere doğru hareketliliği o kadar yavaşladı ki, artık büyümeye hiç katkı sağlamıyor. İngiltere’de ortalama saat başına üretim, gelişmiş ülkelerin çoğundan daha düşük ve aradaki fark sürekli açılıyor. Raporda, dünyanın hızlı bir şekilde değiştiği ama İngiliz ekonomisinin bu değişime ayak uyduramadığı vurgulanıyor. Yapılan öneriler, daha fazla serbestleşme ve vergi yükünün azaltılması gibi deregülasyon uygulamaları üzerine yoğunlaşıyor.
Resolution Foundation’un iddiasına göre, eğer 2008’den sonra sektörel yeniden dağıtımda yaşanan düşüşün en azından yarısı engellenebilseydi, bugün hanehalklarının yıllık geliri yaklaşık 1500 sterlin daha fazla olacaktı. İngiltere ekonomisinin bu duruma gelmesinin sebeplerini ve Resolution Foundation’un önerilerinin gerçekçi olup olmadığını konunun uzmanlarıyla konuştuk.
Finansal sermaye, yatırımları engelliyor
Jeopolitik Ekonomi Araştırma Grubu Direktörü Alan Freeman, İngiltere’deki düşük verimliliğin üretim faktörlerinin yeniden dağıtımdan ziyade, yatırımların azlığıyla ilgili olduğunu vurguladı. Finansal sermayenin, verimlilik artışının önünde engel oluşturduğunun ve devlet müdahalesi olmadan bunun çözülemeyeceğinin altını çizdi: “Resolution Foundation’un raporu, toplam yatırımın sürekli azalması ve şu an düşük seviyede olması şeklindeki temel konuyu gözden kaçırıyor. Sorun, sektörler arası hareketliliğin hızlandırılmasıyla çözülemez. Üretime yönelik yatırımların artırılması ile çözülebilir. Bunu yapmak için finansal yatırımlardan ve yurt dışı yatırımlardan büyük ölçüde uzaklaşmak gerekiyor. İngiliz sermayesinin böylesine köklü bir yeniden yönelime karşı inatçı ve tarihi muhalefetinin üstesinden ise yalnızca devlet gelebilir.”
Çözüm: Kalkınmacı devlet
Manitoba Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Radhika Desai İngiltere ekonomisi ile ilgili şu vurguları yaptı: “Britanya'nın üretkenlik sorunu 150 yıllık endüstriyel gerilemeden kaynaklanıyor ve gerçek bir kalkınma devletinden başka hiçbir şey bununla başa çıkamaz. Bunu başarmak için ülkedeki siyasi açıdan en güçlü çıkar grubu olan finansın bastırılması gerekir.”
Desai, raporda ortaya atılan çözüm önerileriyle ilgili de şu değerlendirmede bulundu: “Damga vergisinin kaldırılması öneriliyor. Bu yalnızca gayrimenkul vurguncularının çıkarına olur. Büyüklüğü ne olursa olsun tüm işletmelerin desteklenmesi isteniyor. Bu sadece büyük ve tekelci sermayenin lehine olacaktır ve karşılığında kamu buradan hiçbir çıkar bekleyemeyecektir. Ayrıca İngiltere’nin daha fazla rekabete açılması öneriliyor. Bu da henüz rekabetçi olmayan firmaların, bu özelliği kazanmadan yok olması anlamına gelecektir.”
Desai, “Birleşik Krallık’ta ekonomiyi daha dinamik yapmaya çalışmak, esas sorunu çözmeye yaramayacaktır. Aksine, egemen sınıfın zenginliğinin rantçı temelini devam ettirecek ve ayrıcalıklı bazı profesyonellerin de bu sınıfa eklenmesini sağlayacaktır” dedi.
Sistemin merkezlerinde verimlilik artışı yavaşlıyor
İngiliz ekonomist Michael Roberts, 2018 yılında İngiltere ekonomisinin verimlilik sorununa dair yayınladığı “Yeniden Verimlilik Bilmecesi” (The Productivity Puzzle Again) isimli makalesinde konuyu derinlemesine incelemişti. Buradaki bulgulara atıf yaptı. Ek olarak, rapora dair değerlendirmelerde bulundu. İlgili makalede Roberts, verimlilik artışının sistemin merkezlerinde yavaşladığına dikkat çekti:
“Verimlilik artışı bütün büyük kapitalist ülkelerde yavaşladı çünkü sermaye sahiplerinin çoğu,, yeni teknolojilere yönelik yatırımlarını artırmakta başarısız oluyor. Britanya'da, özellikle de büyük İngiliz çok uluslu şirketlerinde verimlilik artışının bu kadar düşük olmasının nedeni çok açık: yatırımların azalması.”
İngiltere’de en büyük firmalar ile KOBİ’ler arasında diğer ülkelerdekinden daha yüksek bir verimlilik farkı bulunuyor. Roberts, “En yüksek ve en düşük performansa sahip şirketler arasındaki verimlilik farkı, Birleşik Krallık'ta Fransa, Almanya veya ABD'ye kıyasla önemli ölçüde daha büyük. Hizmet sektöründe bu fark uluslararası rakiplere göre %80 daha fazla. Bu üretkenlik açığı krizden bu yana Birleşik Krallık'ta diğer yerlere kıyasla yaklaşık 2-3 kat daha çok arttı.” değerlendirmesi yaptı.
‘İNGİLTERE RANTA DAYALI BİR EKONOMİYE DÖNÜŞTÜ’
Roberts şu açıklamalarda bulundu: “Birleşik Krallık örneğinde, başka bir sorun daha var: Birleşik Krallık, finansa, ticari hizmetlere ve gayrimenkule dayalı, giderek daha rantçı bir ekonomiye dönüşüyor. Bunlar, emeğin üretkenliğini artırmayan ancak üretken yatırım için mevcut karı azaltan verimsiz faaliyetlerdir.”
“Verimlilik artışındaki düşüşün beşte üçü, finans, kamu hizmetleri, ilaç, bilgi işlem ve profesyonel hizmetler de dahil olmak üzere üretimin yalnızca beşte birini temsil eden sektörlerden kaynaklanıyor.”
‘BANKALAR YATIRIMA DEĞİL SPEKÜLASYONA ÇALIŞIYOR’
“Birleşik Krallık'taki beş büyük banka, küçük işletmelerin yatırım yapmasına yardımcı olmuyor, ancak finansal varlıklarda spekülasyon yapmayı tercih ediyor.” diyen Roberts, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) verimlilik artışı hedeflemesinin de bu açıdan gülünç olduğunu belirtti: “BoE'nin ticari bankaların kredi verme politikaları üzerinde ve büyük İngiliz şirketlerinin yatırım eylemleri üzerinde kontrolü yoktur. Böyle bir kontrol olmadığında verimlilik artışı hedefi sadece bir hayalden ibarettir. Bunu başarmak için büyük finans kurumlarının ve şirketlerin en tepedeki %1'lik kesiminin kamu mülkiyetinde olması gerekiyor.”
Roberts, bankaların reel sektör yatırımlarına katkı sağlaması için yapılacak uygulamalarda Çin’i örnek gösterdi: “Çin, büyümeyi ve üretkenliği sürdürmek için devasa bir yatırım programı başlatma gücüne sahip çünkü devlet bankaları kontrol ediyor ve ekonomide ona yön verecek bir ağırlığa sahip. Büyük kapitalist ekonomilerdeki hükümetler bu güce sahip değil. Bu ekonomileri karlılık prensibi yönetiyor ve bu yüzden verimlilik düşüyor.”
ÇÖZÜM: BÜYÜK KREDİ KURUMLARI KAMU MÜLKÜ OLMALI
Raporla ilgili yaptığı değerlendirmede Roberts, serbestleşmenin sadece belli başlı sermaye sahiplerinin çıkarlarına hizmet ederken, üretken yatırımları ve verimlilik artışını düşürdüğüne dikkat çekti. Büyük kredi kurumlarının kamu mülkiyetine geçmesinin tek çözüm olduğunu vurguladı. Roberts, İngiltere’nin benimsemesi gereken yeni düşünce tarzıyla ilgili şunları ifade etti:
“Pazarın, sermaye sahipleri için daha iyi çalışmasını sağlamaktan uzaklaşmak gerekir. Bunun yerine inovasyon için, doğrudan kamu yatırımı ve stratejik sektörlerde devletleştirme uygulanmalıdır. Fonları üretken alanlara yönlendirmek için de büyük kredi kuruluşlarının devlet mülkiyetinde olması gerekmektedir.”