Bankaların güvenilirliği hassasiyetle korunmalı
Adnan Bali, bankadaki CHP hisseleri tartışmasına ilişkin konuştu: Tartışma konusu olan hadise, Atatürk paylarının kimin tarafından temsil edileceğidir. Dolayısıyla ne ana hissedarın mülkiyet haklarıyla ne bankanın performansıyla ne de bankanın iş yapma biçimiyle doğrudan bir ilgisi yoktur.
İş Bankası ve Koç Üniversitesi işbirliğiyle kurulan Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin tanıtım toplantısı dün yapıldı. Toplantıda İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bali, bir gazetecinin “İş Bankası’ndaki CHP hisselerinin hazineye devri konusundaki fikirlerinizi öğrenebilir miyiz? Bu konuda hükümetle iletişime geçiyor musunuz? Olası bir devir bankanın iş yapma şeklinde bir değişikliğe yol açacak mı?” sorusu üzerine şunları söyledi: “İş Bankasının sermaye yapısı belli. Yüzde 40 civarında munzam sandık ana hissedar. Bu munzam sandığın 25 bin civarında çalışan, bir o kadar da emekli, dul, yetim şeklinde üyeleri var. Dolayısıyla şu anda çoğunluğu oluşturuyor. Bu çoğunluk çerçevesinde de yönetim kurulunda üye sayısı ile de çoğunluğu oluşturuyor. Yani karar alma mekanizmaları açısından çok açık net, şeffaf bir durum var. Diğer taraftan Atatürk’ün kuruluş sırasında koymuş olduğu kaynağın bugün ve kendi vasiyetlerinin bir gereği olarak Cumhuriyet Halk Partisi tarafından bir temsili söz konusu. Geri kalanı da halka açıktır. Tartışma konusu olan hadise, Atatürk paylarının kimin tarafından temsil edileceğidir. Dolayısıyla ne ana hissedarın mülkiyet haklarıyla ne bankanın performansıyla, ne de bankanın iş yapma biçimiyle doğrudan bir ilgisi yoktur.”
‘TARTIŞMALAR YENİ DEĞİL’
Tartışmaların yeni olmadığını, daha önce de gündeme geldiğini belirten Bali, şöyle devam etti: “Bunlar da yeni hususlar değil. 2018 yılında yine bu tartışmalar açıldığı sırada, kamuoyuna yaptığımız bir duyuru var. O duyuru tamamen bu unsurları barındırmaktadır. Halen de aynı şekilde geçerlidir. İlk defa olan bir hadise değil. 1953 yılında çıkarılan bir kanunla Cumhuriyet Halk Partisi’ne ait malların kamuya devri sırasında hisselerin de devri söz konusu olup 10 yıl sonra Anayasa Mahkemesi tarafından o kanunun iptal edilmesi suretiyle tekrar kamudan Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçmiş, 1981 yılında partilerin kapatılmasına ilişkin düzenlemeyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüzel kişiliği de sona erdikten sonra yine hisseler hazineye geçmiş ve hazine tarafından 1992’ye kadar devam etmiş bu süre. 92 ile 97 arasında da bu hisselerin kısmen CHP kısmen de hazine tarafından temsil edildiği yıllar da olmuş. Dolayısıyla zannedildiği kadar da orijinal bir durum değil bu tartışmalar.”
‘İŞ BANKASI SİYASET MALZEMESİ YAPILMAMALI’
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi için yapılan basın toplantısında CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin hazineye devri hakkında sorulan soruya verdiği cevapta, “2018 yılında yine bu tartışmalar açıldığı sırada, kamuoyuna yaptığımız bir duyuru var. O duyuru tamamen bu unsurları barındırmaktadır” dedi.
İş Bankası’nın 2018’de yaptığı duyuru ise özetle şöyle: “...Atatürk’ün vefatının ardından vasiyetnamesine uygun olarak Atatürk hisseleri Cumhuriyet Halk Partisi’ne devredilmiş, yine vasiyete uygun olarak hisselerin oy hakları Cumhuriyet Halk Partisi tarafından kullanılmış, hisselerden kaynaklanan temettü vasiyette belirtilen şekilde Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’na tevdi edilmiştir. Banka’nın 100 yıla yaklaşan tarihi içerisinde bu hisselerin mülkiyetine ve temsiline dair ortaya çıkan farklı görüşler nedeniyle konunun yargıya taşındığı da olmuştur.
Türkiye’nin milli sermayesi olarak, üstlendiği sorumluluğun bilincini faaliyetleri ile daima ortaya koyan İş Bankası siyaset malzemesi yapılamayacak önemde bir kuruluş olup, özellikle ülkemizin yoğun ve hassas gündemi içinde tüm değerlendirmelerin bu önem çerçevesinde yapılması milli menfaat meselesidir.
Bankaların güven müesseseleri olduğunu, bu güvenin ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde hassasiyetle korunmasının bankalarımızdan ziyade milli ekonomimiz açısından önem taşıdığını kamuoyunun bilgi ve takdirine sunarız.
KOÇ ÜNİVERSİTESİ’YLE ‘YAPAY ZEKA’DA İŞBİRLİĞİ
Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin tanıtımı için İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ve Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan’ın da katıldığı bir basın toplantısı düzenlendi.
Bali, toplantıda yaptığı konuşmada, Yapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde yürütülecek olan, ülkeye katma değer yaratacak ve bilimsel manada bir sıçrama yaşatacak araştırmaların, başka alanlardaki çalışmaları da tetikleyerek yepyeni kapılar açacağını söyledi. Dijitalleşmenin ve teknolojik yeniliklerin günümüzdeki en önemli karşılığının yapay zekâ olmaya başladığına işaret eden Bali, şöyle konuştu: “Ülkelerin ve ekonomilerin gelişmesinde lokomotif olan tüm sektörlerde dijitalleşmenin, inovasyonun, teknolojinin ayrıştırıcı unsur olduğunu artık çok net şekilde görüyoruz. Dünyanın büyük ekonomilerinde, teknolojiye dayalı şirketler her geçen gün ağırlığını daha da arttırıyor. Dijitalleşme, kodlama, yapay zekâ, robotik endüstriler üzerine inşa edilen; ülkelerin başarısının bilime, eğitime ne kadar önem verdikleri ile doğru orantılı olduğu günümüz dünyasında Türkiye’nin bu ligde olması, teknolojide öne çıkan ülkeler arasında yer alması gerekiyor.”
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE YATIRIM
Küresel ölçekte değer yaratabilmek ve rekabet edebilmek için, üniversiteler ile iş dünyası ve özel sektör arasındaki işbirliğinin öneminin arttığını vurgulayan Bali, “Türkiye’nin geleceğine yatırım olarak gördüğümüz bu Merkeze dair en büyük temennimiz; bilimsel çalışmalarda ülkemizi uluslararası seviyede çok daha ileri seviyelere taşıması ve bu alandaki bilimsel literatürde söz sahibi olmamızı sağlamasıdır” dedi.
EN BÜYÜK YAPAY ZEKÂ MERKEZİ
Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan da konuşmasında; Merkezin araştırma, eğitim ve sanayi işbirliği konularında Türkiye’de öncü bir kurum olma hedefiyle kurulduğunu ifade etti. Türkiye’de “ilk kez bu ölçekte” bir yapay zekâ merkezinin hayata geçirildiğini belirten Prof. Dr. İnan, şunları söyledi: “Bilimdeki değişim hızı artık yüzyıllar veya on yıllarla değil, yıllar ve hatta aylar bazında ölçülür oldu. Neredeyse her gün yeni bir disiplin doğuyor; eski disiplinler ise beklenmedik işbirlikleriyle yeniden hayat buluyor. İşte tam bu noktada, Atatürk tarafından kurulan ve Türkiye’nin en köklü bankalarından biri olan İş Bankası ile birlikte yapay zekâya dair böyle bir Merkezi oluşturmamız, üniversitemiz için çok önemli... Multi disipliner çalışmaların ve araştırmaların büyük öneminden bahsettiğimiz bu yüzyılda, bilgisayarın insanlar gibi düşünmesini sağlayan yapay zekânın geleceği yönlendireceği, bilimler arası geçişleri, işbirliklerini, ortaklıkları güçlendirici görev göreceği kesin.”