Barış görüşmeleri için toprak takası teklif eden Zelenskiy'e yanıt Medvedev'den geldi: 'Yasa dışı palyaço'
Münih Güvenlik Konferansı'ndan önce 'saçma sapan' bir takası önerisiyle gelen Zelenskiy reddedildi. Medvedev uyuşturucu bağımlılığından girdi palyoçoluktan çıktı. Ukraynalı lider öte yandan, ABD'nin katılmadığı bir barış gücü fikrine de yanaşmıyor.
Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy, devam eden savaşı sona erdirmek için olası barış müzakereleri kapsamında Rusya ile toprak takası yapmaya hazır olduğunu duyurdu. Moskova öneriyi derhal reddetti.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Zelenskiy'in açıklamalarını “saçmalık” ifadesiyle değerlendirerek Telegram'da şöyle yazdı:
"Güç yoluyla barış, dediğiniz gibi mi? Bazen bu kavram gerçekten işe yarıyor. Örneğin, uydurulmuş bir güç dengesi değil, gerçek bir güç dengesi göstererek: Bugün füze ve İHA'larımızın ulaşmasından sonra Kiev'de olduğu gibi. Bu tür önlemler, korku ve uyuşturucu bağımlılığıyla titreyerek kameraların önünde toprak değişimi hakkında saçma sapan konuşan bu yasa dışı palyaçoların zihinlerini temizleyemese de..."
GÜLDÜRDÜ
Zelenskiy önceki saatlerde İngiliz gazetesi The Guardian'a verdiği röportajda, "Toprak karşılığında toprak takası yapacağız." iddiasında bulundu. Ukrayna'nın Kursk bölgesinde altı aydır kontrol ettiği toprakları Moskova'ya devretmeyi teklif edebileceğini, karşılığında talep edilebilecek herhangi bir topraktan haberdar olmadığını ileri sürdü.
AMERİKA'SIZ ASLA
Ukraynalı lider cuma günü Münih Güvenlik Konferansı'nda ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile görüştüğünde ne söyleyeceğinin işaretini şu sözlerle verdi:
"Avrupa'nın Amerikalılar olmadan da garanti sağlayabileceğini söyleyen sesler var ve ben her zaman hayır diyorum. ABD olmadan güvenlik garantileri gerçek güvenlik garantileri değildir."
ABD Başkanı Donald Trump daha önce olası barış gücünde Amerikan askerleri olmayacağını açıklamıştı. J.D. Vance de çok sayıda Amerikalı yetkili gibi Ukrayna'nın savaşmaya devam etmesini sağlayan ABD desteğini eleştiriyor.
Kiev'in NATO üyeliği veya ABD askerlerini de dahil eden barış gücünün konuşlandırılması gibi kesin askeri taahhütler içermeyen herhangi bir anlaşmadan korktuğu belirtiliyor.
