‘Adaletin değil LGBT’nin bekçisi oldular’
LGBT’nin sözde ‘onur ayı’nı İzmir Barosu, bir dizi etkinliklerle selamladı. İzmir Barosu’nun LGBT propagandası 10 Haziran’da “Kesişimsel ayrımcılık bağlamında mülteci LGBT’liler” konferansı ile başlayacak
Aile kurumunu hedef alan ve çocuk istismarının önünü açan LGBT’nin sözde ‘onur ayı’nı İzmir Barosu, bir dizi etkinliklerle selamladı. Baro, 2023’te olduğu gibi bu yıl da onur ayı kapsamında konferans, kahvaltı, atölye çalışmaları gibi etkinliklerle LGBT propagandasını güçlendirmeyi amaçlıyor. Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Büyük Aile Platformu (İBAP) Başkanı Av. Nuriye Kadan, İzmir Barosu’nun emperyalizmin dayattığı ideolojilere alet olduğunu belirtti.
İzmir Barosu’nun LGBT propagandası 10 Haziran’da “Kesişimsel ayrımcılık bağlamında mülteci LGBT’liler” konferansı ile başlayacak. Konferansın ardından 12-13-14 Haziran’da yine Baro’nun merkez binasında yapılacak atölye çalışmaları olacak. 29 Haziran’da da onur ayı kahvaltısı düzenlenecek.
‘BARO ONUR AYININ ÖNCÜSÜ OLDU’
İBAP, geçen yıl onur ayında da benzer etkinlikler düzenleyen İzmir Barosu’nu iki kez protesto etmişti. Geçen yıl yapılan etkinlikler kapsamında İzmirlilerden tepki gören Baro’nun bu senede LGBT propagandasına alet olmasını eleştiren Av. Nuriye Kadan şöyle konuştu:
“İzmir Barosu, şehrimizde sözde onur ayının adeta öncüsü olmuş durumda. LGBT hareketinin dayatmasını daha net gördüğümüz onur ayı, bir hak mücadelesi olarak gösteriliyor. Oysaki bu büyük bir yanıltmacadır. Onur ayında değerlere savaş açılıyor, doğal olmayan cinsellik yaşam merkezine alınıyor, çocuklar ön saflarda kullanılıp cinsel sömürülere alet oluyor. Onur ayı propagandasına sarılmak emperyalizmin dayattığı bir ideolojidir. Doğal cinsiyet kavramının yok edilip çok cinsiyetliliği hatta cinsiyetsizleştirmeyi hedef edinmiştir.”
YASALAR SAPTIRILIYOR
Baronun düzenleyeceği etkinlikler değerlendiren Av. Kadan şunları söyledi:
“İzmir Barosunun onur ayı etkinlikleri bağlamında açıklamış olduğu etkinliklerden bir tanesi 2911 sayılı kanun bağlamında yakalama ve gözaltı takibi konuludur. Anayasa ve yasalar önünde cinsiyet, dil, din, ırk, mezhep hiçbir ayrım gözetmeksizin herkes eşittir. Eğer yasalara aykırı bir eylem varsa burada yasaların gerektirdiği cezalar ve yaptırımlar uygulanır. Ancak İzmir Barosu, adaletin ve yasaların bekçisi olmak yerine cinsiyetinden dolayı bir ceza uygulaması var algısı yaratmaya çalışıyor.
“Yine “Kesişimsel ayrımcılık bağlamında mülteci LGBT’liler” konulu etkinlik ile asıl ayrımcılık bu söylemler ile yapılmaktadır. Bu söylemler toplumu daha da ayrıştırmaya hizmet etmektedir.”
‘BARO İNSAN HAKLARI MÜCADELESİNDE EMPERYALİZME HİZMET EDİYOR’
Av. Kadan son olarak şu ifadeleri kaydetti: “Baroların asli görevi avukatların mesleki konulardaki haklarının korunması, geliştirilmesi ve hizmet verilmesidir. Elbette insan, kadın, çocuk hakları ile de her türlü haksızlığı karşı mücadele etmek de görevlidir. Ancak bu mücadelede emperyalizmin dayattığı ideolojilere payanda olacak şekilde davranması kabul edilemez.”