Başbağlar davasının sanığına beraat

Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde, PKK'lı teröristlerin 5 Temmuz 1993'te 33 vatandaşı katlettiği saldırıyla ilgili yargılanan tutuksuz sanığın beraatine karar verildi.

Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, katliamın tanıkları ve mağdurlar katıldı.

Adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan sanık S.T. ile taraf avukatları ise duruşmaya İstanbul Adliyesinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi üzerinden katıldı.

Bir önceki celse sunduğu esas hakkındaki mütalaasını yineleyen cumhuriyet savcısı, sanık S.T'nin "Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin hakimiyeti altına koymaya veya devletin istiklalini tenkise veya birliğini bozmaya veya devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını ve tutuklanmasını talep etti.

Mağdur avukatlarından Kadir Kartal ise mütalaaya katıldığını belirterek, "Masum insanlar katledildi. 30 yıldır bu insanlar kan ağlıyor. Bu dram bir türlü bitmedi. Türk milletinin vicdanı kanıyor. Sanığın cezalandırılarak bir an önce tutuklanmasını istiyoruz." diye konuştu.

GEREKÇE: DELİL YETERSİZLİĞİ

Davaya katılan mağdurlar ve yakınları da S.T'nin cezalandırılmasını talep etti.

Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan S.T, "Suçsuzum, beraatimi istiyorum. Başbağlar katliamında hiç bulunmadım." dedi.

Sanık avukatı, mağdurların S.T'yi teşhis edemediğini ve dosyada somut delil bulunmadığını ileri sürerek beraat talebinde bulundu.

Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, S.T'nin "delil yetersizliği" sebebiyle beraatine hükmetti.

Başbağlar Köyü Muhtarı Akarpınar, adliye önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, firari sanıkların dosyasının ayrıldığına işaret ederek, "Eğer bunlardan biri yakalanabilirse bu dava yeniden bir gelişme gösterir diye düşünüyorum." dedi.

İDDİANAMEDEN

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca Başbağlar katliamı ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan yeni iddianame, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince 4 Ağustos 2022'de kabul edilmişti.

Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te PKK'lı teröristlerce 33 sivilin katledilmesiyle ilgili terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları ve katliamda sorumluluğu bulunduğu tespit edilen A.Ç, A.T, C.Ş, D.K, D.S, E.M, E.K, F.Y, H.S, H.A, H.Y, İ.H.A, İ.T.Y, M.İ, M.D, M.A, N.Ö, S.Ö, S.T, Ş.Ö. ve Ü.B. hakkında "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılmıştı.

Başbağlar köyünde PKK'lı teröristlerce düzenlenen saldırıda kullanılan silahların kriminal incelemesiyle ilgili bilgiler ve tanık ifadelerinin aktarıldığı iddianamede, daha önce birçok farklı eyleme katılmış terör örgütü mensuplarının ifadeleri de yer almıştı.

Soruşturma aşamasında 20 sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmış, 1 sanık ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Kovuşturma aşamasında 20 Mart'taki duruşmada firari 20 sanığın dosyası ayrılmıştı.

‘SAYIŞTAY HUKUKU KORUYOR’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay'ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'na katıldı. Sayıştay Başkanlığı Konferans Salonu'nda konuşan Erdoğan, ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştayın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Erdoğan, Sayıştayın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Erdoğan, 29 Ekim 2023'te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

"Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz." ifadesini kullanan Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir işbirliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini milli iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Sonraki Haber