Başkan Erdoğan’ın Pakistan ziyareti ve İslâmabat notları

Tüm köşe başlarında dev boyutlu Türkçe ve Urduca ‘İki Devlet-Tek Millet’ yazıları yer alıyordu. Erdoğan’ın ziyareti sırasında ve sonrasında Pakistan basının da ana gündemi Türkiye ve Pakistan kardeşliği idi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pakistan ziyaretinde katıldığı “Pakistan-Türkiye İş ve Yatırım Forumu”nu yerinden takip ettik. 12-15 Şubat tarihleri arasında yapılan ziyaretin nabzını başkent İslamabat’ta tuttuk. Oldukça ilgi gören, Pakistan-Türkiye İş ve Yatırım Forumu’na Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyib Erdoğan ve Pakistan Başbakanı İmran Han bizzat başkanlık yaptılar. Ayrıca her iki ülkeden pek çok bakan, üst düzey bürokrat ile iş dünyasından geniş bir katılımcı forumda yer aldılar. Forumdan bir gün önce ise yine Serana Hotel konferans salonunda DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) tarafından düzenlenen, Türkiye iş dünyasından gelen katılımcılar ile Pakistanlı muhatapları arasında önemli görüşmelerin yapıldığı organizasyon gerçekleştirildi. Pakistan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Abdul Razak Dawood da bu organizasyona bir süreliğine katılarak Türk iş dünyasından katılımcılar ile ayrı ayrı tanıştı ve sohbet etti.

Ekonomistlerin sürekli dikkat çektiği üzere, Türkiye gelişmek için üretmek zorunda, ancak tek başına üretim yetmez. Türkiye ekonomisi, ihracatı ve uluslararası ticareti karşılıklılık esasında geliştirerek ancak artı değer üretilebilir. Hakkını teslim etmek gerekiyor, DEİK başta Başkan Nail Olpak olmak üzere tüm yönetici ve profesyonel kadroları ile ticari diplomasi anlamında Türk ekonomisine ciddi katkılar sağlıyor. Bu pozitif olguyu gittiğimiz her ülkede gözlemliyoruz.

TÜRKİYE’YE BÜYÜK İLGİ

Geziyle ilgili birkaç gözlemimizi paylaşmak gerekir ise; ilk etapta, İslamabad havaalanına indiğimizde koronavirüsü nedeniyle alınan bir dizi önlemle karşılaştık. Sıkı kontroller ile tedirgin ve maskeli görevliler, sanki bir “distopya” filminin parçası olduğumuz hissiyatına yol açtı. Ancak hızlı bir şekilde tamamlanan vize ve sair kontroller sonrasında, havaalanından çıkıp ülkeye adım attığınızda, dost ve kardeş bir ülkede olduğumuz gerçeği, güler yüzlü, samimi ve sıcak tavırlar ile hemen tüm benliğimize hâkim olacaktı. Konaklayacağımız Marriott Hotel’e giderken göze çarpan ana unsur ise, tüm şehrin istisnasız Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı İmran Han posterleri ile donatılmış olmasıydı. Tüm köşe başlarında ise dev boyutlu Türkçe ve Urduca “İki Devlet- Tek Millet” yazıları yer alıyordu. Erdoğan’ın ziyareti sırasında ve sonrasında Pakistan basının da ana gündemi Türkiye ve Pakistan kardeşliği idi.

Yoğun önlemler ve makinalı tüfekli otel korumaları dikkat çekiyordu. Resmi bir heyetin varlığı bu önlemlerin nedeniydi belki, ancak sürekli bu otellerin maksimum güvenlik seviyesinde korunduğu da vurgulandı. Ne yazık ki bu dost ve kardeş ülkede terör belası her an can alabilecek şekilde pusuda bekliyordu. Örneğin, bu gezide konakladığımız Marriott Hotel de Eylül 2008’de çok büyük patlama olmuştu. 600 kilo TNT, RDX ve fosforla karşılaştırılınca ortaya çıkan korkunç patlamada 80 civarında insan ölmüş, yüzlerce insan yaralanmıştı. Saldırı El Kaide adlı kanlı terörist örgüt tarafından gerçekleştirilmişti.

Her zaman Türkiye’nin yanında yer alan, Çin’den Avrupa’ya ulaşacak olan yeni ipek yolu projesinin stratejik ortaklarından olan, 220 milyon nüfuslu, sürekli gelişen bir ülke, Pakistan. Ancak terör, Afganistan ve Keşmir sorunları ile de sürekli mücadele etmek durumunda, aynı zamanda. Pakistan’ın senatör ve milletvekillerine 14 Şubat 2020 tarihinde Pakistan Parlamentosu ortak oturumunda seslenen Erdoğan, Keşmir sorunu ile ilgili Türkiye’nin Pakistan’ın yanında olduğunu net bir şekilde belirtti. Bu açıklamanın ardından gerçekten Pakistan’da büyük bir coşku yaşandı. Öyle ki, bizim de iştirak etme şansına haiz olduğumuz forumda Başbakan İmran Han konuşmasına şu sözler ile başladı:

“Bugün Pakistan’da Cumhurbaşkanlığı

seçimi olsa Recep Tayyip Erdoğan büyük farkla kazanır.”

MODERN ŞEHİR: İSLÂMABAT

14 Şubat’ta resmi program sona erdikten sonra İslamabat turu yaptık. İslamabat yeni ve modern bir şehir izlenimi veriyor. Şehir turu sırasında, rahmetli Vedat Dalokay’ın çağdaş ve inanılmaz tasarımıyla ünlü dünyanın dördüncü büyük camisi olan Faysal Cami ile Pakistan’ın ulusal anıtı olarak kabul edilen Pakistan Anıtı’nı ziyaret ettik. Akşam ise, savunma sanayinde faaliyet gösteren Pakistanlı bir işadamı dostumuzun yemek davetine katılmak için, Margalla tepelerinde güzel manzaralı bir turistik mekâna doğru hareket ettik. Yemekte, tüm şehri kuşbakışı gören olağan üstü bir manzara eşliğinde, Pakistan mutfağının geleneksel lezzetlerini tatmak imkânını bulduk. Saat dokuz gibi, Marriott Hotel’e döndüğümüzde ise, Hıristiyan geleneğine dayanan ve kapitalizm ile ticari bir meta haline getirilen Sevgililer Günü’nü kutlayan ve oldukça eğlenen Pakistanlılar ile karşılaşmak sürpriz oldu. Gerçi bazıları diyecektir bize, “kapitalizm işte böyledir, dini ve milliyeti yoktur.” Görünen o ki, bir zamanlar İngiliz kolonisi olan ve günümüzde alkol ithalatının yasak olduğu bu ülkede, insanlar alkol almadan pek güzel eğlenebiliyordu.

Sonuç itibariyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan İslamabat’ta, Keşmir, terörizm, ırkçılık ve İslamofobi hakkında önemli mesajlar verdi. Ayrıca, Ankara’ya dönüş yolunda uçaktaki gazeteciler ile söyleşisinde, Adana ve Soçi Mutabakatlarına tekrar vurgu yaparak, Türkiye’nin Suriye’deki duruşunun altını çizdi. Pakistan ile ekonomi ve askeri alanlarında stratejik ikili ilişkilerin geliştirilmesi doğrultusundaki mesajlarıyla birlikte, askeri ve sivil 13 farklı alanda iş birliği protokolüne imza atarak vefa kelimesinin sadece İstanbul’da bir semt adından ibaret olmadığını da tüm dünyaya gösterdi. Türkiye ve Pakistan imzalı, 14 Şubat tarihli bildiride, her alanda uygulanacak “Stratejik İşbirliği” öne çıkarılırken, ayrıca Pakistan’ın, Kıbrıs Türk halkının arzularının gerçekleşmesi yönünde tam desteğini ifade ettiği belirtildi.

Sonraki Haber