Başöğretmen Mustafa Kemal'den telgraf! Alevler olarak geri dönmelisiniz...

Atatürk eğitime öğretime ve öğretmenlere son derece önem veriyordu ve öğretmenler için "öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" diyordu.1923‘te o kadar işinin arasında başarılı 11 öğrenciyi devlet bursu ile yurt dışına yolluyordu. İşte Sadi Irmak'ın Atatürk ile o anısı...

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime-öğretime, gençlere ve öğretmenlere verdiği önem dahilinde gençlerin ruh hallerini de ne denli anlayabildiğini kanıtlayan, eğitimin önemini gözler önüne seren bir anı...

Sadi Irmak öğrenci olduğu zamanlarda İstanbul Üniversitesi’ndeyken okulun panosunda bir ilan görür. İlanda “Avrupa’ya talebe yollanacaktır.” yazmaktadır. Ülke savaştan yeni çıkmış, Lozan yeni imzalanmıştır. Bu durumda Avrupa’ya talebe yollamak lüks gibi gelir herkese. Sadi Irmak da şansını denemek isteyen 150 kişinin içindedir. Sonradan seçilen 11 kişi arasında şanslı bir şekilde kendisine yer bulur.

Atatürk bizzat kendisi Sadi Irmak’ın isminin yanına “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye not düşer. Fakat gitmek ile gitmemek arasında kafası karışıktır. Kendisi o zaman yaşadığı bu çıkmazı ve karar verişini şu sözlerle anlatır; “Vakit geldiğinde ise Sirkeci Garı’ndayım; ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı?

Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta dağıtıcısı ismimi çağırdı. “Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var.”

“Benim” dedim. Telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu: “Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz. İmza – Mustafa Kemal”

Okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. “Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme.” dedim. Düşünün 1923‘te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi?

Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü‘nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim? Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım… Sadi Irmak...

Sonraki Haber