Batı Avrupa’daki gençler ABD ve Çin’e karşı mesafeli

Pew Araştırma Merkezi (Pew Research Center) 18-29 yaş aralığındaki İngiliz, Fransız ve Alman gençlerle bir araştırma yaptı. Gençlerin, ABD ve Çin’e nasıl baktığına yanıtlar arandı.  Araştırmanın sonuçlarına göre “Gençlerin ABD ve Çin hakkında olumlu pek az sözü var”

Pew Araştırma Merkezi gençlerin ABD ve Çin’e bakışlarını anlamak için bir araştırma yaptı. 22 Mart’ta araştırma asistanı Laura Clancy imzasıyla yayınlanan araştırmanın sonucuna göre ABD “dünyanın polisi” ve “çıkarcı şekilde müdahaleci” olarak görülüyor. Çin’in öne çıkan sıfatı ise “dünyanın fabrikası”. Araştırmaya katılan gençler, Çin’in ekonomik üstünlüğüne saygı duyuyor, fakat yayılmacılık ve insan hakları ihlali iddialarını ise eleştiriyor.

Kasım 2022’de Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık başkentlerinde gerçekleştirilen araştırma özellikle silahlı müdahale, insan hakları ve ekonomi konularına eğiliyor.

ABD ‘MÜDAHALECİ’ VE ‘YAŞA DIŞI’

ABD’ye yönelik başlıca endişelerden biri dünya meselelerindeki güç kullanımı. Çoğunluk, ABD'nin dış politika kararları alırken müttefiklerinin çıkarlarını dikkate almadığına inanıyor. Özellikle ABD’nin Irak ve Afganistan’daki askerî müdahaleleri eleştiriliyor.

 

Bu konuda ankete katılanların bazı yorumları, ABD’nin uluslararası alandaki eylemlerine nasıl bakıldığını örnekliyor.“Muhtemelen yardımcı olduklarından daha fazla zarar veriyorlar”, “Birleşmiş Milletler'in görüşüne aykırı şekilde, hiçbir yetkiye sahip olmaksızın tamamen yasa dışı savaşlar başlattılar”, “Kendini çok büyük bulup sırf askeri gücüne dayanarak istediği yere müdahale ediyor”, “Çok şey halının altına süpüyorlar, dünyanın her yerinde parmakları var, temiz değiller”.


ABD’nin eleştirildiği bir diğer konu ise kendi ülkesinde sorunlarını çözmeden yurt dışında insan hakları ve demokrasiyi savunusu yaparak iki yüzlü davrandığı. ABD’nin ele almadığı konular arasında iklim değişikliği, yüksek silahlanma ve artan şiddet oranı, adaletsiz sağlık sistemini ve yoksul bölgelerdeki okullara daha az ekonomik destek sağlanması sayılıyor.


‘ABD VE AVRUPA’NIN PAYLAŞTIĞI DEĞERLER’

Araştırmaya katılanlar bu eleştirilerine rağmen ABD ile geleceğe dönük işbirliği yapılması taraftarı.“ABD ile Avrupa’nın temel demokratik değerleri paylaşması” nedeniyle ilişkilerin seyri konusunda, temkinli de olsa iyimserlik hakim. Araştırma asistanı Laura Clancy “Birçok yönden ABD'ye yönelttikleri eleştiriler, insanların - özellikle soldakilerin - kendi hükümetlerine yönelik eleştirilerine de benziyor” değerlendirmesi yaptı.


TRUMP’IN POPÜLARİTESİ ÇOK DÜŞÜK

Öte yandan Pew’un önceki araştırmalarıyla yaptığı kıyaslamaya göre ABD başkanlığına yönelik olumlu tutum, Donald Trump dönemine göre oldukça artmış durumda. Rakamlar değişimi gösteriyor.

‘DÜNYANIN FABRİKASI’

Araştırma asistanı Laura Clancy, “Katılımcılar ağırlıklı olarak ABD'nin ‘dünyanın polisi’ rolüne odaklanırken, Çin'i daha çok ‘dünyanın fabrikası’ olarak tartıştılar”ifadelerini kullandı. Çoğunluk Çin’i “dünyanın başat ekonomik gücü” olarak niteliyor.
Pew’un 2020 yılındaki araştırması da Avrupalıların Çin’i dünyanın birinci ekonomisi olarak gördüklerini ortaya koyuyor. Diğer taraftan Çin’in ekonomik gücü bazı endişeleri birlikte getiriyor gibi gözüküyor. Araştırmaya katılanların önemli bir kısmı Çin’in dünya çapındaki yatırımlarına temkinli yaklaşıyor.


YÜZDE 80: ÇİN’DE KİŞİSEL ÖZGÜRLÜK YOK

Katılımcıların yüzde 80’den fazlası Çin’in “halkının kişisel özgürlüklerine saygı duymadığını” düşünüyor.Uygur Türkleri konusunda da benzer bir düşünce hakim. 

Araştırmaya katılanlar ABD’nin aksine Çin ordusundan pek endişe duymuyor. Bu bağlamdaki tek endişe kaynağı gelecekte Tayvan’da yaşanabilecekler.

Eleştirilerine rağmen katılımcılar Çin’le herhangi bir nedenle bağların koparılması ihtimalini mümkün ve doğru bulmuyor. Kuşkusuz burada ekonomik gerekçe baskın. İlişlikerin çok boyutlu şekilde gelişmesinin Çin’i de daha iyi bir ülke kılacağı yönünde iyimserlik de söz konusu.


AVRUPA’DA HÜKÜMETLERİN ÖMRÜ NE KADAR?


Pew Araştırma Merkezi, Avrupa Birliği ülkelerinde hükümetlerin ayakta kalma süreleriyle ilgili bir araştırma yayınladı. 25 Ocak’ta Plaura Clancy, Sarah Austin ve Jordan Lippert imzasıyla yayınlanan araştırma, 2. Dünya Savaşı’ndan 2022 sonuna kadar olan dönemi kapsıyor.
En kısa süreli hükümet ortalamasına sahip ülke Belçika olurken Lüksemburg hükümetlerinin soluğu uzun.
AB’deki 22 ülkede (Birleşik Krallık dahil) hükümetlerin ortalama ayakta kalma süreleri araştırıldı.
Araştırma İngiltere eki Başbakanı Liz Truss’ın ses getiren istifası üzerinden bir soruyla başlıyor: “Birleşik Krallık’ın 2022 yılında üç farklı başbakanı oldu. İçlerinden biri, Liz Truss, sadece 49 gün görevde kaldı. Truss’ın bu kısa süresi bir soruyu gündeme getiriyor: Avrupa’da hükümetler ne uzunlukta sürüyor?”
Genel olarak bakıldığında analiz edilen çoğu Avrupa ülkesinin en azından her iki yılda bir hükümet değişimi yaşadığı görülüyor.


EN KISA HÜKÜMETLER: BELÇİKA, FİNLANDİYA, İTALYA

Belçika, Finlandiya ve İtalya’da hükümetlerin ayakta kalması bir yıl bile sürmüyor. Bu üç ülkede, 2. Dünya Savaşı’ndan 2022 sonuna kadar olan dönemde, hükümetlerin ortalama süresi 365 günden az.Lüksemburg’ta ise hükümetlerin ortalama süresi 4.5 yılın üzerinde.Analizde çoğu AB ülkesi “parlamentolu demokrasi” olarak niteleniyor. Bu ülkelerde, düzenli aralıklarla yapılan seçimlerde parlamentoda çoğunluğu kazanan parti ya da partilerin hükümeti kurduğunu ve devlet başkanını ya da başbakanı seçtiği belirtiliyor.

GEÇİCİ HÜKÜMETTE HOLLANDA LİDER

Analizde geçici hükümetler, yeni bir hükümet olarak ele alınıyor. Böylece, örneğin Angela Merkel’in 16 yıllık görev süresinde 5 hükümeti kurulmuş oluyor: normal görev süresi olan 4’er yıllık üç hükümet, Merkel’in hükümet kurmaya çalıştığı 1,5 yıllık geçici hükümet ve yeniden hükümeti kurmayı başardığı 3,5 yıllık dönem.2. Dünya Savaşı’ndan 2022 sonuna kadar olan dönemde Hollanda, en fazla sayıda geçici hükümet kurmuş olan ülke konumunda. Ortalama süresi 223 gün olan 11 geçici hükümetli Hollanda’yı son yıllarda bir türlü hükümet kuramayan Bulgaristan takip ediyor.
Lüksemburg ise geçici hükümetlerin uzunluğunda da 309 günlük süreyle ilk sırada yer alıyor.

Sonraki Haber