Batı çatışma bekliyordu El sıkıştılar

Çok değil, iki sene önce Çin-Hindistan sınırında yaşanan askeri çatışma, ABD ve Atlantik güçlerinin ‘Asya’yı bölme planında yeni bir ‘heyecan’ yaratmıştı.

Fakat Çin ve Hindistan’ın tarihsel ilişkileri ve köklü devlet aklı bu krizin üstesinden geldi ve şimdi Çin Dışişleri Bakanı’nın Hindistan ziyareti ile yeni dönemin kapısı aralandı.

Avrasya cephesi, Afganistan’da ABD’nin büyük yenilgisi ve Rusya’nın NATO’nun genişlemesine karşı silahlı tavır almasıyla devam eden yeni jeopolitik iklimin oluşumunda başrol oynamaya devam ediyor. Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, 2020’den beri ilk kez bir diplomatik temas için Yeni Delhi’ye gitti.

ÇATIŞMADAN SONRA İLK KEZ

2020 yılı haziran ayında iki ülke, 20 Hint askeri ile 4 Çinli askerin hayatını kaybettiği sınır çatışmasından bu yana iki ülke arasındaki en üst düzey doğrudan temas oldu. Çinli bakan, Hindistan ziyaretinde mevkidaşı Subrahmanyam Jaishankar ve Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval ile özel görüşmeler yaptı. Wang Yi, en son 2019 yılında ülkeyi ziyaret etmişti.

‘YÜKSELEN İKİ EKONOMİ EL ELE VERMELİ’

Ziyarette, Wang Yi’nin “İki büyük gelişmekte olan ülke ve yükselen ekonomi olan Çin ve Hindistan’ın kendi kalkınma yollarına bağlı kalmaları; bölgede ve dünyada barış ve istikrarı korumak için el ele vermeleri gerektiği” sözleri basına yansıdı. Hindistan Dışişleri Bakanı Jaishankar ise “İki tarafın sınır meselesini ikili ilişkilerde uygun bir konuma getirmesi ve çatışmaları ilişkilerin gelişmesini kolaylaştıracak şekilde yönetmesi gerektiğini” vurguladı.

ÜÇ STRATEJİK ÖNERİ

Ziyarette Wang Yi’nin Hindistan tarafına üç stratejik öneri sunduğu belirtildi. Çin devlet ajansı Xinhua, Çin tarafının görüşmede sunduğu üç aşamalı öneriyi “Her iki taraf da ikili ilişkilere uzun vadeli bir vizyonla bakmalı, karşılıklı kalkınmayı ve ilişkileri kazan-kazan zihniyetiyle görmeli ve çok taraflı süreçte iş birlikçi bir duruşla yer almalı” olarak duyurdu.
Wang Yi, Jaishankar ile yaptığı görüşmede, olgun ve rasyonel büyük gelişmekte olan ülkeler olarak Çin ve Hindistan’ın sınır meselesinin ikili ilişkilerin genel gelişimini tanımlamasına veya etkilemesine izin vermemesi gerektiğini söyledi. Çinli Bakan, görüşme sonrası yapılan ortak basın açıklamasında şunları belirtti:
“Çin ve Hindistan birbirlerini desteklemeli, birbirlerini tüketmemeli veya dışlamamalıdır. Çin ve Hindistan’ın dış politikada farklılıkları elbette mevcuttur. Fakat iki tarafın farklılıkları yönetmesi, kontrol etmesi ve ikili ilişkilerin gelişmesini kolaylaştırması gerekiyor ve bu görüşme tam olarak buna olanak sağlamaktadır.”

‘ASYA TEK KUTUPLU OLAMAZ’

Wang Yi’nin Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Davol ile yaptığı görüşmedeki açıklamaları ise yeni dönemin habercisi. Wang, “Çin, Asya’da hiçbir zaman tek kutuplu bir arayışın içinde değil. Hindistan’ın bölgedeki rolüne her zaman saygı duyduk. Ortak ve olumlu katılım, daha üst düzey bir inisiyatif ve daha kapsamlı ortak kalkınma için Güney Asya’da ‘Çin artı Hindistan’ modelini dört gözle bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘ÇATIŞMA DEĞİL DİPLOMASİ ÖNCELİK’

Görüşme sonrası basının sorularını yanıtlayan Hindistan Dışişleri Bakanı Jaishankar ise, 2020’deki askeri çatışmanın hatırlatılması üzerine diplomasiye öncelik verdiklerini belirterek şunları söyledi:
“Geçen yıldan bu yana Hindistan ve Çin etkili diplomatik ve askeri iletişimi sürdürmektedir. Birkaç kez üst düzey askeri görüşmelerden sonra, iki tarafın birlikleri sınırın batı kesimindeki çoğu bölgeden çekilmeyi başardı ve kalan bölgelerdeki çekilme mümkün olan en kısa sürede tamamlanacaktır.”

ABD’NİN ASYA’YI BÖLME ÇABASI TUTMUYOR

Göreve geldikten sonra “21. yüzyıldaki esas meydan okuma Çin ve bizim aramızda olacak” açıklaması yapan ABD Başkanı Biden ve yeni yönetim, Asya-Pasifik’te kışkırtıcı politikalarına karşılık bulamıyor.
İlk olarak ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya’dan oluşan QUAD adlı birlikteliği canlandırmaya çalışan Biden yönetimi, Bengal’de bu ülkeler ile birlikte Çin’e karşı askeri tatbikatları sürdürme kararı almıştı. Daha sonra İngiltere ve Avustralya ile birlikte AUKUS adı verilen yeni bir ittifak oluşturuldu ve Avustralya ile nükleer denizaltı satışı anlaşması imzalandı. AUKUS, başta Fransa ve Almanya’nın tepkisini çekse de esas karşı duruş Asya ülkelerinden gelmişti. Güneydoğu Asya ülkelerinin birliği ASEAN, ABD’nin bu adımının bölgesel barışı baltaladığını açıklayarak “AUKUS, Pasifik bölgesinde silahlanma yarışı artırabilir” açıklamasını yapmıştı.

HİNDİSTAN, ATLANTİK İLE İLİŞKİLERİ GÖZDEN GEÇİRİYOR

Hindistan bu süreçte dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP)’e katılmayarak ABD baskısına direnememişti ve Asya’daki büyük ekonomik olanakların şimdilik dışında kalmayı tercih etmişti. Fakat Afganistan’da ABD’nin yenilgisi, Rusya ile sıcak ilişkiler, askeri çatışma sonrası Çin’in dostane tutumu ve gerileyen ABD hegemonyası Hindistan dış siyasetini yeniden şekillendiriyor.

S400 ISRARI

Ülke, ABD’nin yaptırım baskısına rağmen Rusya’dan S400 almaktaki ısrarını sürdürüyor. Hatta geçen yılsonunda Rusya ile askeri ticarette milli paraların kullanılması karar alındı. Bu gelişmeden birkaç gün sonra Genelkurmay Başkanı General Bipin Rawat’ı taşıyan askeri helikopterin düşmesi ve Rawat’ın şüpheli ölümü, Hindistan içerisinde yeni tartışmaları beraberinde getirdi. ABD’nin “dost mu düşman mı?” olduğu tartışmasının gittikçe yükselişe geçmesi, Ukrayna meselesinde ABD’nin yeni baskılarına net tutum alınmasını getirdi. Hindistan, 2021-2022’de “Geçici Üye” statüsüyle yer aldığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Rusya’nın Ukrayna’daki askeri müdahalesinin kınanmasıyla ilgili oturumda “çekimser” tavır aldı ve ABD’nin yanında yer almadı.

ASYA’NIN KAPLANLARI BİRLEŞİYOR

Hindistan ile tarihsel sorunları olan bir diğer ülke Pakistan lideri İmran Han’ın geçen hafta yaptığı açıklamasında “Hindistan, Rusya’ya karşı yaptırım baskısına karşı boyun eğmedi ve Pakistan ile aynı tavrı aldı.” demişti. Görünen o ki ABD’nin büyük hayali “Asya’yı Asya’nın içinden bölme” stratejisi Hindistan’dan dönüyor. Hint TV sunucusu Arnab Goswami’nin geçenlerde ABD’li bir uzmanın yüzüne dediği gibi “Hindistan ABD’nin uydu devleti değil.” Goswami, ABD’nin Irak, Libya, Suriye, Yemen, Somali ve Nijer’deki işgallerine atıfta bulunarak “Bize insan hakları konusunda ders verecek bir konumunuz yok. Bu zulümlerin faili sizsiniz.” demişti. Bu görüş Hindistan ve bütün Asya’da yaygın hale geliyor.

Sonraki Haber