Batılı haydutlarla 'müttefiklik' tiyatrosu

NATO, Doğu Akdeniz'de Türk Deniz Kuvvetlerinin merkezinde olduğu bir tatbikat yaparak ticari bir kargo gemisini denetleme ve gemiye çıkma becerilerini test etti.

Doğu Akdeniz'de Türk Deniz Kuvvetlerinin de dahil olduğu dikkat çeken bir faaliyet düzenlendi.

Atlantik cephesinin deniz hakimiyetini korumaya yönelik 2016 yılında NATO çatısı altında başlattığı “Deniz Muhafızı Harekatı” (OSG) kapsamında oluşturulan “Özel Operasyonlar Komuta ve Kontrol Unsuru” (SOCCE), Aksaz açıklarında “Gemiye Çıkma Eğitimi” yaptı. Eğitime, Türk Deniz Kuvvetleri bağlısı TCG Gökova firkateyni de katıldı. TCG Gökova'ya binen Özel Harekat personeli, hayali bir senaryo kapsamında “yasadışı terör faaliyetlerinde bulunduğundan şüphelenilen” bir kargo gemisine baskın düzenledi. Eğitimle ilgili konuşan NATO Suüstü Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Stefan Pauly, “Bu tatbikat, NATO'nun en zorlu operasyonların üstesinden gelmeye hazır olduğunu ve deniz sahasına yönelik geniş bir tehdit yelpazesine etkin bir şekilde karşı koyma kararlılığını göstermektedir.” dedi.

NATO'nun resmi hesabından yapılan açıklamada ise şu ifadeye yer verildi: “NATO Müttefik Deniz Komutanlığı, uluslararası deniz hukukuna bağlı kalarak 'Bayrak Devleti İzin Talebi' sürecini yürütmüş ve açık denizlerde yasal bir kargo denetimi gerçekleştirirken meşruiyeti sağlamıştır.”

TÜRK GEMİSİNE ÇIKILIRKEN İZİN AKILLARINA GELMEMİŞTİ

Ancak NATO'nun bahsettiği meşruiyet, bundan 3 yıl önce Türk ticaret gemisine hukuksuzca yapılan baskın sırasında akıllarına gelmemişti.

22 Kasım 2020 günü Libya'ya insani yardım malzemesi taşıyan Türk bandıralı “ROSELINA-A” gemisi, Avrupa Birliği'nin yürüttüğü İrini Harekatı’nda görevli Alman fırtakeyni Hamburg tarafından Mora Yarımadası’nın güneybatısında durdurulmuş, ardından gemiye çıkan Özel Kuvvetler 16 saat boyunca gemide arama yapmıştı.

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, olay 22 Kasım saat 12.30’da başlamıştı. F-220 Hamburg, Rosalina-A’ya önce telsizden ulaşmış ve yükünü sorgulayarak gemiden arama izni talep etmişti. Saat 17:44’te ise, bayrak ülke Türkiye’nin arama izni vermediği İrini komutasına bildirilmişti. Ancak bu geçerli engellemeyi dinlemeyen İrini komutası, izin verilmediği halde ve bilgi kendilerine ulaştıktan 16 dakika sonra, yani saat 18:00’de, helikopterden silahlı askerleri Rosalina-A’ya indirerek operasyonu başlatmıştı.

MSB açıklamasında, “Bayrak devleti ve kaptanın rızası olmamasına rağmen, Alman firkateyninin silahlı ve teçhizatlı arama timi, helikopterle cebren gemiye çıkmıştır.” denilmiş, “Uluslararası hukuka aykırı olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rızası olmadan, korsanvari bir şekilde gemiye çıkılması ve gemi mürettebatına suçlu muamelesi yapılması tamamen hukuka ve teamüllere aykırıdır.” ifadeleri kullanılmıştı.

Tüm bu haydutluğa rağmen NATO, üyesi olan bir devletin açıkça saldırıya uğramasına en ufak ses çıkarmamış, tek bir kınama açıklaması dahi yapmamıştı.

İRİNİ İLE DENİZ MUHAFIZI RESMİ OLMAYAN ORTAKLAR

Bu arada, NATO'nun Deniz Muhafızı Harekatı ile Avrupa Birliği'nin İrini Harekatı arasında bir bağlantı olmadığı da ileri sürülebilir. Ancak iki operasyon arasında resmi bir anlaşma bulunmasa da, iki operasyonun ortak hedefler belirlediği, hatta aynı devletlerin, aynı gemilerin, aynı komutanların iki operasyonda da görev aldığı görülmektedir. Örneğin İrini kapsamında Türk gemisini durduran Alman Hamburg firkateyni, bir dönem NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2'nin de liderliğini üstlenmiştir. Ya da İrini Operasyon Komutanlığı ile NATO Müttefik Komutanlığının 9 Aralık 2023'te Roma'da “Akdeniz'de Ortak Farkındalık ve Çatışmasızlık” başlıklı bir konferans düzenlediği görülmektedir. Konferansta konuşan İrini Operasyonu Komutanı Tuğamiral Stefano Turchetto, şöyle demektedir: “AB'nin İrini Harekatı ya da NATO'nun Deniz Muhafızı Harekatı gibi denizde olağanüstü bir işbirliği örneğini temsil ediyoruz. Çabalarımız sadece Akdeniz'de değil dünyanın her yerinde etkili olabilir.”

Aslında Atlantik cephesinin deniz hakimiyetini korumak ve hasım gördüğü devletleri kısıtlamak için kurguladığı bu iki operasyonun da hedefinde Rusya, İran, Çin ve Suriye gibi ülkeler vardır. Bu noktada Türkiye'ye de “müttefik” olarak değil, “hasım” olarak bakılmaktadır. Önümüzdeki dönemde Türk Deniz Kuvvetlerine verilecek bir gemiye çıkma görevi de çok yüksek ihtimalle komuşumuz ve dostumuz olan Avrasya ülkelerini hedef alacaktır.

HELİKOPTERLE TİCARİ GEMİYE ÇIKILDI

Eğitime ilişkin NATO'dan yapılan açıklamada şu ayrıntılara yer verildi:

“Stratejik bir kabiliyet ve hazırlık göstergesi olarak Deniz Muhafızı Harekatı bu hafta, Türkiye'deki Özel Harekât Komuta ve Kontrol Birimi kontrolünde yedek deniz özel kuvvetler biriminin konuşlandırılmasını gösteren sıkı bir aktivasyon tatbikatı gerçekleştirdi. Kapsamlı ve canlı tatbikat, komuta ve kontrol yapısının önemine vurgu yaparak mevcut prosedürleri titizlikle test etti ve doğruladı. Müttefik Deniz Komutanlığı, uluslararası deniz hukukuna bağlı kalarak NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargâhı aracılığıyla 'Bayrak Devleti İzin Talebi' sürecini yürütmüş ve açık denizlerde yasal bir kargo denetimi gerçekleştirirken meşruiyeti sağlamıştır.

Haftalar süren ayrıntılı planlamanın ardından, Türkiye'deki SOCCE'nin kontrolünde olan ve Deniz Muhafızı Harekatı'na atanan Türk Deniz Kuvvetlerinden son derece yetenekli bir ekip, Türk fırkateyni TCG Gökova'ya binerek M/V Bluefish gemisine çıktı. Bu hayali senaryoda, geminin terörizmle ilgili yasadışı faaliyetlerde bulunduğundan şüpheleniliyordu.

Özel Harekat ekibi, geminin kontrolünü ele geçirerek belgeleri kapsamlı bir şekilde inceledi, kargoyu aradı ve gemide tespit edilen teröristleri emniyete aldı.

Bu tatbikatın işbirliğine dayalı doğasını vurgulayan Türk Deniz Kuvvetlerinin desteği, tatbikatın genel başarısında önemli bir rol oynamıştır. Deniz Muhafızı Harekâtı kapsamında Müttefik Deniz Komutanlığını desteklemek üzere Akdeniz'de Deniz Özel Harekâtı icra etmekle görevlendirilen Türkiye'deki çok uluslu SOCCE personeli, operasyonlar sırasında görevlendirilen Özel Kuvvetlerin komutasını alma yeteneğini sergilemiştir. Bu gelişmiş kabiliyet, NATO ülkelerinin, özellikle de Akdeniz'de barış ve istikrarın korunmasına yönelik Deniz Muhafızı Harekâtı misyonunda ittifaka yaptıkları katkıların bir örneğidir.”

Sonraki Haber