Batı’ya gözdağı Vostok’tan verilecek: Dev tatbikata tarihi davet
Rusya’nın Türkiye’yi Vostok 2018 Tatbikatı’na davet etmesi uzmanlara göre, Batı’ya karşı gücü dengelemek için büyük önem taşıyor. Türkiye’den henüz tatbikata katılımın olup olmayacağı konusunda bir açıklama gelmedi.
Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti’nin de katılımıyla 11 Eylül’de başlayarak yaklaşık bir hafta devam edecek Vostok 2018 Tatbikatı’nı yapmaya hazırlanıyor. Son yılların en yüksek katılımlı tatbikatına Türkiye’nin de davet edildiği açıklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tahran Zirvesi’nden dönüş yolunda uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bölgedeki gelişmeleri de değerlendiren Erdoğan, “Şu anda Rusya’nın oradaki tatbikat meselesi de var. Çin’le yapacakları tatbikat da çok büyük” ifadelerini kullandı ve sözü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a devretti. “Önümüzdeki günlerde Vostok 2018 tatbikatı yapacaklar. Ona Türkiye’yi de çağırdılar. Değerlendiriyoruz” diyen Akar şöyle devam etti: “Doğu bölgesinde yapacaklar. Denizde yapılan başladı. Amerika da bunu görüyor. Yani, tatbikat önem taşıyor” dedi.
REKOR SEVİYEDE KATILIM OLACAK
Rus Savunma Bakanlığı kaynakları, Vostok 2018 Tatbikatı’nın yaklaşık 300 bin personelin katılımıyla bir rekor kıracağını ve kuvvet hazırlama seviyesi ile Sovyet Zapad-81 Tatbikatı’ndan bu yana en güçlü caydırıcılığı görünür kılacağını belirtiyor. Açık kaynaklı veriler, yaklaşık 36 bin kara harp platformu ile bin kadar uçağın tatbikata katılacağını; Merkez ve Doğu askeri bölgelerinin, Hava İndirme Birlikleri’nin, Kuzey ve Pasifik donanmalarının faaliyette aktif rol alacağını ortaya koyuyor. Çin askeri birliklerinin yaklaşık 3 bin 200 personel, 30 döner-kanatlı unsur ve 900 kadar kara harp platformu ile tatbikata katılması bekleniyor.
DOKUZ BÖLGEDE İCRA EDİLECEK
Tatbikatın önemini ve Türkiye’nin davet edilmesini Aydınlık’a değerlendiren emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Vostok ve Zapad serisi tatbikatlar, Soğuk Savaş döneminden bu yanan Sovyetler Birliği ve Rusya’nın her dört yılda bir yaptığı seri tatbikatlar” diyerek şunları söyledi: “Geçen sene Zapad, Urallar ve batı bölgesinde yapıldı. Vostok da zaten Rusça’da doğu demek, en son 2014 yılında yapılmıştı. Bu tatbikatın en büyük özelliği Rusların ilan ettiği sayısal üstünlüğü değil. Burada en önemli olan Çin’in 3 bin 200 kişiyle katılıyor olması ve ağır tanklarla katılım göstermesi. İkinci husus bu tatbikatın dokuz değişik bölgede, yani Urallar doğusu, Sibirya bölgesi, Kuzey Buz Denizi kıyıları, Ohotsk Denizi, Pasifik kıyıları dahil olmak üzere çok büyük ve deniz alanlarını içeren bir bölgede yapılıyor olması. Rusların ifade ettiği kadarıyla çok sayıda -ki bu abartılı olabilir- bin savaş uçağıyla katılması ve Çin’in de yine çok sayıda savaş uçağıyla katılacak olması çok önemli.”
HÜKÜMET İYİ DEĞERLENDİRMELİ
“Pasifik’te yepyeni bir denge kuruldu. Bu denge Çin’in Vostok serisi bir tatbikata katılmasıyla güçlendiriliyor” diye devam eden Gürdeniz, şunları ekledi: “Bu esasında küresel istikrar ve denge için çok önemli bir tatbikat. Çünkü Suriye’de kimyasal silah kullanımı senaryosu üzerinden, bir saldırı hazırlığı yapılıyor. HMS Talent denizaltısının, USS Newport News denizaltısının Akdeniz’e girdiği -Tomahawk atabilen denizaltılar bunlar- ve yine Tomahawk yüklü ABD savaş gemilerinin Doğu Akdeniz’de pozisyon almaya çalıştığı bu dönemde hem Tahran Zirvesi’nin yapılmış olması hem önceki gün biten Doğu Akdeniz’deki Rus tatbikatının mevcudiyeti hem de Vostok Tatbikatı’nın başlayacak olması esasında Fransa, İngiltere ve ABD üçlüsünü dengelemek açısından önemli. Türkiye üzerinden özellikle 15 Temmuz 2016’dan sonra uygulanan aşırı politik baskı, stratejik baskı ve son günlerde ortaya çıkan ekonomik baskı paralelinde Türkiye’nin Rusya ve Çin’le yakınlaşması yeni bir dünya düzeninin kaçınılmaz bir şekilde kurulmaya başladığı bu dönemde, Türkiye’nin Batı Asya’nın yanında yer alması bugün ve gelecek için çok faydalı olacaktır. Belki kısa vadede ekonomik olarak zorluklar, acılar çekilebilir ama uzun dönemde Türkiye’nin Batı Asya’da yani kendi bölgesinde söz sahibi olması ve artık Avrupa-Atlantik yapının dayatmalarına tabi olmaması Türkiye’nin önünü açacaktır. O nedenle Türkiye’nin bu tatbikata davet edilmesi ve sembolik bile olsa personel ve askeri araç göndermesi Türkiye’nin dış politikasına büyük esneklik sağlayacak diye düşünüyorum. Aynen Şanghay İşbirliği Örgütü’nde Türkiye’nin diyalog ortağı olması gibi bir başlangıç olarak görüyorum. Hükümet’in bunu olumlu yönde değerlendireceğini ümit etmek isterim.”
‘DEVAMI OLABİLİR’
Rusya Araştırmaları Enstitüsü (RUSEN) Başkanı Salih Yılmaz da “Rusya tarafından Türkiye’nin davet edilmiş olması ‘Rusya askeri alanda Türkiye’ye güvenmiyor’ görüşlerini ortadan kaldırdı” ifadelerini kullandı ve şunları ekledi: “Çin’in ve Rusya’nın başat rol üstlendiği bu tatbikatta NATO üyesi bir ülkenin davet ediliyor olması burada başta ABD olmak üzere Batı’dan gelecek saldırılara karşı ‘biz Türkiye’yle işbirliği yapmak istiyoruz’ mesajı da veriyor. Batı’nın tehditlerine karşı Türkiye’nin desteğini almaya yönelik bir yaklaşım ki burada Vostok bir başlangıç olursa bu üç ülke yakın zamanda Akdeniz ve Karadeniz’de de birlikte tatbikat yapma işbirliğini de geliştirebilir. Rusya ilk defa Çin’e karşı olan geçmişi Sovyetler Birliği’ne dayanan güvensiz yaklaşımını da değiştirmiş oluyor. Bu Batı’ya karşı ‘biz buradayız ve hazırız’ mesajı taşıyor.”
ASYA KUTBUNU GÜÇLENDİRMEK
RUSEN Kafkasya Direktörü Saslanbek İsaev de şu değerlendirmelerde bulundu: “Rusya ve ABD arasındaki gittikçe sertleşen ilişkilerde, Rusya ikinci bir kutup oluşturmaya çalışıyor: ‘Benimle olanlarbenimle olmayanlar.’ Suriye’de ilişkiler konjoktür ve anlık çıkar üzerine kuruldu. Astana da böyle bir gelişmeydi. Rusya bunu stratejik birlikteliğe, ittifaka dönüştürmek istiyor. O yüzden Türkiye’ye böyle bir davet gönderdiğini düşünüyorum. Asya’da ikinci bir kutup oluşturma çalışması olarak da adlandırılabilir.” İsaev, “Rusya için Türkiye’yi şuanda NATO’nun içinde çekmek kolay değil ancak bu hamle NATO’nun diğer ülkelerinin Türkiye’ye olan güvenini azaltacak bir hamle” ifadelerini kullanarak sözlerini şöyle sonlandırdı: “Türkiye ve Rusya’nın bu yakınlaşmasını şöyle değerlendirmek gerekir: Batı’ya karşı denge sağlamak ve kendi kişisel çıkarlarını korumak. Batı’da yükselen doğu ülkelerine karşı olumsuz bakış ve ABD’nin tutarsızlığı da bu ülkeleri birbirine çekiyor. Umarım ki bu boş bir davet olmaz. Bugün Rusya, Çin’i dinliyor, isteklerini ve çıkarlarını dikkate alıyor. Çin’in istemediği bir hamleyi yapmıyor. Mesela Hazar Denizi anlaşmasında da Rusya istediği birçok şeyden vazgeçerek İran’ın çıkarını dikkate alarak hareket etti. Dileriz ki Türkiye için de aynı şey olsun.”