BDDK’nın üç bankaya işlem yasağı getirmesi

Mayıs ayı başında döviz kurlarındaki ani artışlar meydana gelmesi sonucunda Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) görevini yaparak, birtakım önlemler aldı. Bu kapsamda 7 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete’de “Finansal Piyasalarda Manipülasyon ve Yanıltıcı İşlemler Hakkında Yönetmelik” yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikte genellikle yanlış ve yanıltıcı bilgiler vermek, söylentiler yaymak gibi finansal piyasaların istikrarını olumsuz etkileyici işlemler ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.

Finansal piyasalarda piyasa dolandırıcılığı (manipülasyon) ve yanıltıcı işlemler

BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, bu düzenlemenin hükümlerinin, AB’nin 2014 tarihli regülasyonunun ilgili maddelerine, maddelerde geçen terim ve ifadelere ve bu maddelere ilişkin getirilen yorum ve açıklamalara uyumlu şekilde kaleme alındığını belirtmiştir. Ayrıca “BDDK yönetmeliğinin muhatabı manipülatif bankacılık işlemleridir. Kurumumuzun finansal piyasalar ve varlıklarla ilgili haber ve analize dayalı yorum yapılmasını kısıtlayıcı veya engelleyici bir amacı yoktur. Bu yöndeki iddialar aldatıcı ve asılsızdır” diyerek daha önceki yazımızda belirttiğimiz gibi, sadece amacın finansal piyasalarda manipülasyonu engellemek olduğunu da vurgulamıştır.

MANİPÜLASYANA TEDBİR

BDDK ayrıca Türk bankalarından döviz satın alıp, döviz karşılığında ödemesi gereken TL yükümlülüklerini vadesinde yerine getirmeyen Londra merkezli BNP Paribas SA, Citibank NA, UBS AG’ye işlem yasağı getirmiştir. Yükümlülüklerini yerine getiremeyen, temerrüt halindeyken dahi bazı yabancı bankalar, açığa TL satıp döviz almaya devam etmişlerdir. İşlemlerde karşı tarafta yer alan Türk bankalarına gerekli TL ödemeleri yapılmadığında bu bankaların finansal sıkıntıya düşme olasılığı, bu işlemlerden dolayı finansal sistemin olumsuz etkilenme ve finansal istikrarın olumsuz etkilenme riski ortaya çıkmıştır. BDDK, bu nedenle 7 Mayıs 2020 tarihinde bu üç bankaya işlem yasağı getirmiş, bankanın taraf olduğu işlemlerin kur manipülasyonu teşkil edip etmediğiyle ilgili inceleme ve soruşturma açmıştı. BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, manipülasyon girişimlerine karşı koymaya kararlılıkla devam edeceklerini söyleyerek, “Üç banka yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde işlem yasağı kalkar, ama soruşturma sürecek” demişti. Bu bankalara getirilen TL işlem yasağı, yükümlülüklerin yerine getirilmesi sonrası BDDK tarafından 11 Mayıs 2020 tarihinde kaldırıldı. Ayrıca döviz ve altın alım satımında uygulanan vergi oranları artırıldı. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, kambiyo işlemlerinde uygulanan Banka Sigorta ve Muamele Vergisi (BSMV) oranı binde 2'den yüzde 1'e çıkarıldı.

Türk bankacılık sektörüne baktığımızda Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri gelen bir yabancı sermayenin de ağırlığı olduğu görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte Ulusal Bankacılık Dönemi (1923–1932) başlamıştır. Bu dönemde milli bankacılığa önem verilmiş ve milli bankacılığın gelişmesi için çalışmalar yapılmıştır. İllerdeki ileri gelenler tarafından tek veya birkaç şubeli ulusal bankalar kurulmuştur. Fakat bu bankalar bankacılık faaliyetinden başka ticari faaliyetler yapmaya başlamış ve başarılı olamamışlar, ömürleri uzun olmamıştır. 17 Şubat 1923 tarihinde yapılan İzmir İktisat Kongresi’nde de ekonomide millileşme, devlet bankalarının, Merkez Bankası ve İş Bankası kurulması kararları alınmıştır. Bu kararlar doğrultusunda Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olan Türkiye İş Bankası, Atatürk’ün direktifleriyle 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu.

Yerli ve milli sanayinin gelişmesi Cumhuriyetin ilk döneminde olduğu gibi günümüzde de önemini sürdürmektedir. Yerli ve milli sanayinin gelişmesi içinde yerli ve milli finansal sistemin gelişmesi gereklidir. Bankacılık sektöründeki yabancı sermayenin ağırlığı çok fazladır. Korona virüsü salgını sırasında da kamu bankalarının yaptığı desteklere, özel bankalar yeterince destek olmamıştır. Dönem dönem yabancı sermayeli bankalar ile ilgili sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Burada milli ve yerli ekonominin önemi ortaya çıkmaktadır. Sayın Dr. Doğu Perinçek bunu “Milli Direnme Ekonomisi” olarak ifade etmektedir. Sayın Perinçek, Millî Direnme Ekonomisi’ni, “bir geçiş ekonomisidir. Stratejik çözüm olan Üretim Devriminin geçiş döneminde bir kalkana gerek var. O kalkan, Millî Direnme Ekonomisi’dir” olarak tanımlamıştır. Ayrıca bu korona virüs salgını sürecinde “Türkiye'nin ufku açılıyor, önü açılıyor. Türkiye'nin önünde çok tarihi fırsatlar var, bir üretim ekonomisi, bir milli ekonomi kurması için, başı dik yaşamak için, bağımsız Türkiye için tarihi fırsat dönemine girdik” demiştir.

Milli ve yerli ekonomiye, bir üretim ve istihdam ekonomisine geçmek için ülkemiz önünde yeni bir ufuk vardır. Baykar Makine tarafından üretilen İHA ve SİHA, kısa sürede Biosys önderliğinde Baykar Makine, Arçelik ve ASELSAN’ın desteğiyle seri üretimine başlanan ve ilk ihracatı yapılan yerli solunum cihazı Biyovent gibi yerli ve milli üretimimizin gelişmesi ve bu başarılı örneklerin artması gereklidir. Türkiye’nin bunu başaracak insan kaynağı, bilgi birikimi ve gücü vardır. Hep beraber bu ekonomik savaştan da Türkiye, Ulusal Egemenlik mücadelesinden, 15 Temmuz hain darbe girişiminden başarılı bir şekilde çıktığı gibi, yine başaracaktır. Atatürk önderliğinde 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da açılan ilk “Büyük Millet Meclisi”, Türkiye'nin Milli Mücadele tarihinde bir dönüm noktasıdır. Milli egemenliğimizi temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kuruluşunun 100. yılını bu yıl kutlamıştır, Türkiye’de al şanlı bayrağımız hep dalgalanacak ve bu millet hep bağımsız kalacaktır.

Sonraki Haber