‘Beka’ mı ‘Zeka’ mı?
İktidarın icraatlarını aynen sürdüreceğini kesin ifadelerle ortaya koyan muhalefete seçmen oy verir mi?
Cevabı ana muhalefetten alalım. Y-CHP Genel Başkanı Uşak’ta konuşuyor: “Bu seçimde sandığa giderken aklımızı kullanmak zorundayız” hatırlatmasını yaptıktan sonra, “17 yıldır 192 milyar borcu yurtdışındaki bir avuç tefeciye ödüyorsun” diyerek iktidara yüklendi...
İlk bakışta haklı. Kılıçdaroğlu’nun aklımızı kullanmamız gerektiği şeklindeki uyarısı son derece isabetlidir! Ben yerinde olsaydım, “Duygularla hareket edin” derdim! Zira duygularla hareket edenler, kendi takımlarının hatasını göremezler. Ya karşı takıma küfrederler ya da maçı yöneten hakeme söverler... Bu durumda oylar çantada kekliktir...
Bu defalık aklımızla hareket edelim: Hafızamızı dört yıl öncesine doğru; 2015’in 26 Mart’ına doğru zorlarsak, karşımıza çıkacak olan gerçekler yüzümüzü kızartabilir mi acaba?
O tarihte Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş’i karşısına alıp televizyon ekranlarından müjdeyi vermişti. Dersimli, olası bir CHP iktidarında Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak Kemal Derviş’i ikna ettiğini söylemişti. Derviş de Kılıçdaroğlu’nun teklifini kabul ettiğini açıklamıştı...
Demek ki, olası bir CHP iktidarında ekonomimiz Kemal Derviş’e teslim edilecektir...
Kemal Derviş’in kim olduğunu hatırladınız mı?
SOĞANDAN BELLİ
Uluslararası sermaye çevrelerine göre; Türkiye’nin Kasım 2000 ve Şubat 2001’de yaşanan mali krizi, hazırladığı “güçlü ekonomik program” sayesinde “asgari hasarla” atlatmasını sağlayan ünlü bir ekonomisttir. Hasar “asgari” olmasaydı, varın siz yaşayacaklarımızı tahmin edin!
AKP iktidara geldikten sonra, Derviş’in ekonomik programını harfiyen uygulamıştır. Önce bu tespiti yapalım. Programın “başarısı”, bugün içerisinden geçtiğimiz koşullardan bellidir:
Soğanın bile karaborsaya düşmesi, hükümetin tanzim satış çadırları kurmak zorunda kalması, Türkiye’nin dış borcunun 129.6 milyar dolardan 457 milyar dolara çıkması, Cumhuriyet tarihi boyunca dişimizden tırnağımızdan artırarak yaptığımız fabrikalarımızın birer birer elden çıkartılması, yap-işlet-devret yöntemiyle yandaşları zengin eden uygulamalar, kamu kurumlarına DİB üzerinden İHL’lilerin doldurulması, FETÖ’ya ne istedilerse verilmesi, halkın bölünmesi; kısaca ülkenin talan edilmesi, hep bu Derviş’in “Güçlü Ekonomik Programı”nın başarılı (!) sonuçlarıdır.
Kemal Derviş, Mayıs 2008’de Financial Times’a yaptığı açıklamada Türkiye ve Brezilya gibi ülkelerde “enflasyon tsunamisi” yaşanacağını ve son bir yıldan kısa sürede bu ülkelerde halkın yüzde 25 daha fakirleştiğini belirterek, programının “başarısını” kendisi de itiraf etmiştir.
Türkiye’yi 17 yılda yabancı tefeciye 192 milyar dolar ödemeye mecbur bırakan programın mimarı olan Kemal derviş, Y-CHP’nin olası iktidarında da ekonomimizin teslim edileceği kişidir.
Y-CHP’nin olası iktidarını hayal edin! Bu açıklamalardan sonra, şöyle de denebilir: AKP , 17 yıldır Y-CHP’nin uygulamayı düşlediği programı uygulamıştır. Dolayısıyla 192 milyar doların yabancı tefeciye ödenmesinden şikayeti yerinde değildir.