Belediye işçileri kefeni giydi meydanı doldurdu! Şirketleşmeye son taşerona hayır

Belediye şirket ve kamu taşeron işçilerinin son durağı Ankara oldu. Özlük hakları, eşit işe eşit ücret ve kadro talebiyle bir araya gelen platformlar hükümete seslendi

Belediye şirket ve kamu taşeron işçileri beş ayda beşinci basın açıklamasına Ankara’dan imza attı. Onlarca meslek örgütünün katıldığı eyleme, Aile Sağlığı Merkezi Grup Elemanları Derneği temsili kefen giyerek geldi. Kefenlerin üzerine “Belediye şirketleri köle pazarları” yazıldı. Bazı işçiler kafalarına “İşten atılma korkusu” yazılı kağıt torba geçirdi. Taşeronlar, belediye şirket işçileri, aile sağlığı merkezi grup elemanları, ek ders ücreti saati karşılığı çalışanlar…

Ankara Ulus Meydanı’nda beş ayda beşinci basın açıklamalarını yaptı. Soğuk havaya rağmen bir araya gelen grup, kadro ve insanca yaşam talebiyle ses yükseltti. Eylem sırasında grup tarafından sık sık, "İşçi burda kadro nerede, birleşe birleşe kazanacağız, işçiyiz, haklıyız, kazanacağız, sefalete teslim olmayacağız, devlet taşeron çalıştırmaz" sloganları atıldı. İliç'te yaşanan maden faciasında yaşamını yitiren işçiler adına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan eylemde ilk açıklamayı belediye şirket işçileri yaptı.

TESCİLLİ MODERN KÖLELİK

Belediye şirketi işçileri adına konuşan Burak Terlemez, taleplerini “608 bin belediye şirket işçisine norm kadro, taban ücret, ilave tediye, iş güvencesi, vergi adaleti, eşit işe eşit ücret, tüm belediyelerde işçi sağlığı birimleri oluşturulması, sendikal örgütlenme özgürlüğü, memur işi yapan tüm işçilerin memur kadrosuna geçirilmesi, keyfi işten çıkarmaların son bulması” olarak sıraladı.

Terlemez, “Ülkemizde bin 393 belediye bulunmaktadır. Belediyelerde norm kadrolu 39 bin işçi bulunurken, belediye şirket ve iştirak işçisi sayısı 608 bine ulaşmıştır. Bu da şirket ve iştirakler aracılığı ile belediyelerde modern köleliğin tescillidir.”

‘DEVLET GÖZÜNDE SIFATIMIZ YOK’

Aile Sağlığı Grup Elemanları Derneği adına Duygu Tok açıklama yaptı. 2005 yılında başlayan aile hekimliği sistemi içinde çalıştırılan hemşire, ebe, temizlik personeli, acil tip teknisyeni ve tibbi sekreterden oluştuklarını bildiren Tok, şöyle konuştu: “Hepimiz birinci basamakta profesyonel sağlık hizmeti veriyoruz ama hekimlerin iki dudağı arasında çalışıyoruz. İş güvencemiz, iş tanımımız, mali ve özlük haklarımız yok. Birinci basamağın tüm yükünü omuzlayan tarafız. yaklaşık 13 bin kişi olan sayımız eminiz ki devletimize yük olmayacaktir.”

‘İŞSİZ KALMA KORKUSUNDAN KURTULMAK İSTİYORUZ’

Mahkeme kararlarının da kendilerini kamu görevlisi olarak kabul ettiğini belirten Duygu Tok, “Bir kez daha soruyoruz; bizler neden hâlâ 4-A'lı olarak hekimlere bağlı çalışıyoruz? Neden sözleşmelerimizi hekimlerimizle imzalıyoruz? Türkiye yüzyılında kadrolu özlük hakkı olan sağlıkçılar olmak hakkımızdır. Hekimlerimizi muhasebecilikten, bizi de işsiz kalma korkusundan kurtarmak siz devletimizin elindedir.” dedi.

“Sağlıkçıyız ama devletimizin gözünde sağlıkçı sıfatımız yok.” diyerek tepki gösteren Tok, “Grup elemanlari olarak devlet büyüklerimize çok kırgınız ve küskünüz, seçimden önce müjde almak isterdik. İş güvencemizin sağlanmasi siz devlet büyüklerimize bu kadar zor mu gerçekten?” diye sordu.

İşçiler, kefenli mizansen yaptı.

‘AÇLIK SINIRININ ALTINA TERK EDİLDİK’

Kamu Taşeron İşçileri Sendikası adına konuşan Mahmut Odabaş da uğradıkları haksızlıkları haykırmak için burada olduklarını dile getirdi.

“KİT’lerde, karayollarında çalışan taşeron işçileriyiz. Müşavirlik, çağrı merkezi çalışanlarıyız, kiralık araç şoförleriyiz, yemekhane, PTT, şehir hastaneleri, radyoloji çalışanlarıyız… İsmini sayamadığımız birçok taşeron firmada çalışan hiçbir özlük hakkı olmayan, açlık sınırının altına terk edilmiş işçileriz.” diyen Odabaş, şöyle devam etti:

“Biz istiyoruz ki kamuda yaşanmakta olan adaletsizlik giderilsin, iş barışı sağlansın. Biz istiyoruz ki, eşit işe eşit ücret, eşit işe eşit sosyal hak, eşit işe eşit muamele yapılsın. Bir kamu kurumunda aynı işi yapan çalışanlar arasında, aynı projeye imza atan mühendisler arasında, aynı iş makinasını kullanan işçiler arasında, iki farklı devlet bankasında devletin parasını ve çalışanını koruyan güvenlikler arasında hiçbir hak fark olmasın istiyoruz. İstiyoruz ki kamuda taşeron olmasın!”

YOLLARDA CAN KURTARAN KAHRAMANLAR İŞ GÜVENCESİ İSTİYOR

KGM Taşeron İşçileri adına açıklama yapan Mustafa Koçak da yıllardır verilen kadro sözünün yerine getirilmesini isteyerek şunları söyledi:

"Bizler Karayollarında taşeron olarak çalışan yol bakım onarım, müşavir firma, tünel bakım ve HGS işçileri olarak ağır ve tehlikeli iş kolunda yıllardır kuruma ve vatandaşlara en iyi şekilde hizmet vermekteyiz. Bizler kışın ayazında eksi 30 derecelerde karla ve buzla mücadele ederiz. Yazın 40 derece sıcağında asfalt dökeriz. Müteahhit firmaların yapmış olduğu yolların kontrollerini yaparız.

Tünel geçişlerindeki bakım onarım ve her türlü elektrik arızası olsun ve her türlü ölüm tehlikesi olan işleri işçiler olarak canı pahasına yapıyoruz. Yolların bakım onarım menfez temizliği trafiğin kontrolünü sağlıyoruz. Kısacası hepimiz karayollarını kullanmaktayız vatandaşlarımızın rahat ve konforlu bir ulaşım sağlamaları için yollarda trafiği tehlikeye düşürücü her unsuru gideren karayollarının görünmeyen kahramanlarıyız.

Yollarda can kurtaran kahramanlar olarak ilan edilen bizler iş güvencesi istiyoruz. Her seçim öncesi kadro sözü verilip dışarda bırakılan biz karayolcular artık ayrım yapılmaksızın kadro verilmesini istiyoruz.

2018 yılında KHK ile verilen kadroda ihale şartnameleri:
Anahtar teslim, yapım işi, müşavir firma, yüzde 70 arge, danışmanlık, ihale şartnameleri yüzünden mağdur edilirken, tekrar çıkacak olan yasada mağdur olmak istemiyoruz.

Kanun hükmünde kararnamenin 23 ve 24. maddesinde 4734 sayılı kanunda "yıl boyunca devam eden ve niteliği gereği süreklilik arz eden işlerde çalışması esasıyla KHK’dan yararlanır" diye belirtilmektedir.

Bizlerde kurumun asıl işini, geçici değil süreklilik arz eden işleri yapmaktayız. Yapılacak işleri, eski ve yeni kadrolu işçiler ile birlikte yapmaktayız. Fakat kadrolular ile aramızda adil olmayan bir maaş farkı var, bu da iş barışına aykırıdır.
Örneğin;
-Kadrolu personel yemek ve yol parası alır, taşeron almaz.
-Kadrolu personel mesai ücreti alır, taşeron almaz.
-Kadrolu personel ikramiye alır, taşeron almaz.
Kısacası kadrolu personel her türlü sosyal hak ve dolgun ücret alırken biz taşeron işçiler asgari ücrete mahkum edildik.

Şimdi sizlere sormak istiyorum: Elinizi vicdanınıza koyun aynı ortamda çalışan personel arasında bu şekilde iş barışı olur mu, adalet olur mu ?

VERDİĞINİZ KADRO SÖZÜNÜ TUTUN

Sayın yetkililer, sizler bize kadro sözü verdiniz. Artık sözlerin tutulmasını, iş güvencemizin olmasını,
işten çıkarılma kaygısının son bulmasını istiyoruz. Elleri nasır tutmuş emekçilerin kadro hakkı sözde değil özde verilmelidir.

Yıllardır bekleyen taşeron ve ailelerinin beklediği kadro müjdesini seçim öncesi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan ve Cumhur İttifaki ortağı MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’den talep etmekteyiz. Artık dayanacak gücümüz kalmadı, bizler bu esaretten kurtarın.Son söz olarak diyoruz ki; Devlet sözünü tutar. Birleşen işçiler yenilmezler."

VATAN PARTİSİ YALNIZ BIRAKMADI

Belediye şirket ve kamu taşeron işçilerinin eylemine Vatan Partisi de destek verdi. Eyleme, Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, İşçi-Sendika Büro Başkanı Hüseyin Karanlık, Ankara İl Başkanı Av. Nusret Senem, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Utku Reyhan, Çankaya Belediye Başkan Adayı Murat Demirbaş ve partililer katıldı.

Aydınlık’a konuşan Genel Sekreter Özgür Bursalı, “Bir milyon taşeron işçisi acı çekiyor, mağdur oluyor. Vatan Partisi olarak belediye kaynaklarının kamu eliyle verilmesini sağlayacak, işçilerimizin de kadrolu ve güvenceli olarak çalışmasını sağlayacağız. Bu sorunun çözümü kaynak sorunudur. Kaynak var. O kaynağı kamu eliyle hizmete ve güvenceli kadrolu çalıştıracağımız işçilerimizin ücretlerine akıtacağız. Söz veriyoruz: Söke söke taşeron ve güvencesiz çalışan işçilerimizin hakkını alacağız.” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Utku Reyhan “Ankara Ulus’ta belediye taşeron işçileri ve diğer mağdur gruplarla yanyanayız. Belediyelerimiz de güvencesiz çalışmaya son vereceğiz. Aynı zamanda taşerona son vereceğiz.” diye konuştu.Çankaya Belediye Başkan Adayı Murat Demirbaş da “Özelleştirme mantığı 1989 sonrası belediyelere girdi. Holdingleşmeye başladı belediyeler, belediye başkanları da holding başkanları oldu. Belediye de şirket mantığına son vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber