Belediyecilikte Yavaş Atlantikçilikte Hızlı

ABD’nin Rand Corporation Raporu'nda yer alan ‘Erdoğan'ı yıkma ve bunun için muhalefeti örgütleme’ stratejisini Aydınlık satırlarından okuduk. Stratejinin uygulama sorumlusu ABD Başkanı Biden’ın “Erdoğan bedel ödemek zorunda. Muhalefeti desteklediğimizi açıkça belirtmeliyiz. Sürece katılmak isteyen Kürt nüfusunu parlamentoya entegre etmek planımızı açıkça göstermeliyiz.” sözleri de hafızalarımızda. Atlantik cephesinin Türkiye’ye karşı stratejisi net: Tayyip Erdoğan’ı devirmek, HDP-CHP-İyi Parti-Davutoğlu-Babacan ortaklığını iktidar yapmak, PKK ve FETÖ’ye karşı verilen mücadeleyi durdurmak, Asya’daki gerçek dostlarla birleşmeyi baltalamak ve nihayetinde yeniden emperyalizme bağımlı bir Türkiye yaratmak.

İşte bu hayallerin görevlisi olarak Türkiye’yi yönetmek isteyen Biden tayfası 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara’yı kazanarak kısmi bir başarı sağladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bulunduğu cephenin siyasetlerini açıktan yürütürken yine aynı ittifakın adayı olan Mansur Yavaş, seçim çalışmalarında ‘belediyeci’ aday görüntüsünü özenle işledi. Siyaset dışı belediye başkanı rolleri kesti. Ankaralılara vaat üstüne vaat verdi. Atlantikçilik bir yana göstermelik söylemlerle ‘halk adamı’ ve ‘milliyetçi’ profili çizdi.

TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ

Seçimi kazanıp göreve gelen Yavaş, verdiği vaatlerin ve çizdiği profilin tam tersine yelken açtı. Hem de ne yelken! Atlantik rüzgarlarıyla rotayı batıya çevirdi. Biden muhalefetinin belediye başkanından farklı bir rota bekleyen saf, temiz arkadaşlarımıza hüsranlar yaşattı. Ankara’da yaşayan vatandaşlarımıza partisine bakmaksızın “Mansur Yavaş Ankara’da 2 yılda ne yaptı? Hangi derde çözüm buldu?” sorusunu yöneltin. Kimseden doyurucu tek cevap alamazsınız. Vatan Partisi Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek 11 Temmuz 2012 tarihli Aydınlık köşesinde “Bize sosyal demokrasinin tek bir başarısını gösterin!” diyordu. Sosyal Demokrat CHP ve Mansur Yavaş yönetimi tam da bu tepkiyi hak ediyor.

ÇÖPE ATILAN VAATLER

Yavaş’ın öne çıkan vaatlerine göz attığınızda karşınıza çıkan tablo ‘Vaatleri dinlerken biz rüya mı gördük?’ dedirten cinsten. 5 yılda 58 kilometre metro yapacağını iddia etti, henüz 7 kilometrelik bir projenin ihalesi yapıldı. Ulus-Kızılay düzenlemesi sözü verdi, hatta Ulus trafiğini yer altına alınacaktı, güzel Ankara’mızın meydanları hala gürültü, trafik ve keşmekeş içinde. Tek bir adım atılmadı. Su fiyatlarını indirecekti, kademeli artışla suya zam teklifi getirdi. Her mahalleye bir kreş sözü verdi, 25 ilçe 1425 mahallenin bulunduğu Ankara’ya 3 kreş yapıldı. Yavaş, başka şehirlerin takımlarını süper lige yükseldiği için kutlarken Ankara takımları Gençlerbirliği ve Ankaragücü ligin son haftasına düşme potasında girdi. Bunların yanında Ankara’nın milli mücadele ve cumhuriyet ruhunu öne çıkaran bir iki heykel dışında tek bir iş yapılmadı. Lafın kısası Mansur Yavaş belediyeciliği kocaman bir hüsran yarattı.

ATLANTİKÇİ GERÇEKLER

Peki yukarıdaki beklentiler suya düşerken Yavaş ne yaptı? Yazımızın bu kısmında gerçek faaliyetleri dikkatinize sunuyoruz.

  1. Sevr Antlaşmasının mimarı olan, Abdullah Gül’e ödül veren İngiltere’deki Chatham House’yi ziyaret etti. Küresel finans camiasına ben buradayım dedi. ‘Yerel Demokrasi’ üzerine konuştu.
  2. ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı (USTDA) ile 2,5 milyon dolarlık belediyeye hibe anlaşması yaptı. Aynı anlaşmayı daha yüksek miktarla İmamoğlu da imzaladı.
  3. İsrail Büyükelçiliği’nden daha 1 hafta önce iftar yardımı aldı, teşekkür plaketi takdim etti. Meselenin Vatan Partisi Ankara İl Başkanlığı tarafından gündeme taşınmasının ardından -sanki Siyonist İsrail, Filistin’e ilk defa saldırıyormuş gibi- “Daha Filistin’e saldırılar başlamamıştı” diyerek belediyeyi savundu. Üstüne üstlük bu son İsrail saldırıları hakkında sessizliğini korudu ve Filistin’i destekleyen tek bir açıklama dahi yapmadı.
  4. ABD merkezli üretilen Uygur Türklerine Çin’in zulüm uyguladığı yalanlarını azılı şekilde savunarak Türkiye-Çin dostluğunun kuyusunu kazmaya çalıştı. Şaka değil gerçekten Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin önüne belediyenin iş makinelerini göndererek çukur kazdı.

Nihayetinde Ankara, ABD’den hibe İsrail’den bağış alan, Atlantik yalanlarıyla Türkiye’nin gerçek dostlarına saldıran, verdiği vaatleri çöpe atan bir belediye başkanıyla baş başa kaldı. Biden ittifakının ruhuna ve eylemine uygun olarak belediyecilikte yavaş, Atlantikçilikte hızlı bir Mansur Yavaş yönetimini 2 yıldır deneyimledik.

İlk paragrafta değindiğimiz Biden’in hayallerindeki Türkiye artık geride kaldı. Çok uzak olamayan bir zamanda Türkiye’yi Vatan Partisi öncülüğündeki Milli Hükümete, Başkent Ankara’yı halkçı ve devrimci çözümlerin belediyeciliğine kavuşturacağız.

Sonraki Haber