Belgesellere konu hayat hikayesiyle Erdal Aksoy: ‘Hedefim ülkeme değer katmak’
Ülkesi için değer yaratmayı, iş arkadaşlarından, ailesinden dostlarından öğrenmeyi ilke edindi. Mühendisliğin kazandırdığı bakış açısıyla, hayatın aslında problem çözmek olduğunu hiç unutmadı
İş insanı Erdal Aksoy’un ilham veren yaşam öyküsü hem kitap hem de belgesel oldu. 79 yaşındaki Türkiye’nin öncü iş insanlarından, Aksoy Holding Kurucu Başkanı ve Turcas Petrol Yönetim Kurulu Başkanı olan Erdal Aksoy’un hayat hikayesini Rıdvan Akar ve Hilmi Hacaloğlu kaleme aldı. Hayat Problem Çözmekmiş adlı kitaptan elde edilecek gelir, Türk Eğitim Vakfı tarafından Erdal Aksoy adına açılan burs fonu aracılığıyla öğrencilerin eğitimine aktarılacak. Erdal Aksoy’la başarısının sırlarını ve kitabını konuştuk.
- Siz ülkemizde “kurucu kuşağın” temsilcilerindensiniz. Ülkenin en köklü holdinglerinden birinin de sahibisiniz. Hangi alanlarda çalışmalar yürütüyorsunuz?
Temellerini 1978 yılında attığımız Aksoy Holding olarak bugün akaryakıt perakendesi, elektrik üretimi, turizm, gayrimenkul, inşaat ve uluslararası ticaret olmak üzere beş farklı alanda faaliyet gösteriyor. 44 yıldır Türkiye ekonomisine katma değer sağladığımız bu yolculuğumuzda, akaryakıt perakendesi ve elektrik üretimi faaliyetlerimizi Turcas Petrol altında yürütüyoruz. Aksoy Holding halka açık iştirakimiz Turcas’ın çoğunluk hissedarı konumunda.
Amiral gemisi iştirakimiz Shell & Turcas Türkiye çapında bin 150’yi aşan akaryakıt istasyonu (yeni deyişle mobilite noktası) ile sektörünün en çok tercih edilen ve lider markası olmaya devam ediyor. Turcas ve Alman enerji devi RWE ile kurduğumuz ortak girişim bünyesinde 800 MW kurulu gücündeki Denizli Doğal Gaz Kombine Çevrim Elektrik Santrali ile Türkiye’nin artan elektrik talebinin karşılanmasında önemli bir paya sahip olmaya devam ediyoruz.
Zamansız tasarıma ve kusursuz servis anlayışına sahip Türkiye’nin öncü 5+ yıldızlı otellerinden Conrad İstanbul Bosphorus, sürdürülebilirlik ve yüksek verimlilik ilkelerine dayalı bir mimari yaklaşımla inşa edilen Aksoy Plaza, yalınayak lüks ve sürdürülebilir yaşam felsefesiyle hayata geçirilen The Ritz-Carlton Residences, Bodrum ise turizm ve gayrimenkul sektörlerinde imza niteliğindeki yatırımlarımız arasında öne çıkıyor.
Şirketlerin ekonomik sürdürülebilirliğinin yanı sıra topluma karşı da sorumluluklarının olduğu bilincindeyiz. Kurumsal Faaliyet alanlarımızın her birindeki sürdürülebilirlik çalışmaları odağımızda olacak. Kurumsal yönetim ilkeleri bir diğer önem verdiğim husus. Aksoy Holding ve Turcas olarak güncel gelişmeleri her daim takip ederek, uzun vadeli ve sağlam uluslararası ortaklıklarımızla ülkemize değer katmaya devam edeceğiz.
- Geriye baktığınızda başarınızı esas olarak neye borçlusunuz?
İş hayatım boyunca başarıya hiçbir zaman kısa vadeli olarak bakmadım. Bir işe girerken kısa vadede kâr edemeyebilirsiniz, ancak bunu uzun vadeli bir planlama yaparsanız istikrarlı bir gelecek görürsünüz. Ben bir girişimde bulunurken neredeyse yirmi, otuz hatta elli sene sonrasını düşünür ve planlarım.
“Küçük olsun benim olsun” düşüncesiyle asla hareket etmedim. Bunun tam tersi bir felsefe belirleyerek, “Büyük ve sürdürülebilir olsun, ben onun küçük bir parçası olayım” yaklaşımını benimsedim. Elektronik mühendisi olarak iş hayatına başladığım günden bu yana birçok sektörde çalıştım. Dönemin şartları ne gerektiriyorsa yatırımlarımı yaparken buna uygun yol alırım. Yeniliklere açık olmanın başarıyı desteklediğini düşünüyorum. Tüm bu hususlar ile birlikte yatırımlarınızda insan kaynağı, doğru kişiler ile çalışmak çok kıymetli. Profesyonellere şirket içi karar alma mekanizmalarında inisiyatif verilmesi gerektiğine inanıyorum.
OKUMAK VE ÇOK ÇALIŞMAK
- Sizce başarıda tesadüflerin rolü var mıdır?
Hayatım boyunca başarının sırrı olarak, bir amaç doğrultusunda çok çalışmayı, okumayı ve araştırmayı düstur edindim. İşime her zaman tutkuyla bağlı olduğumu söyleyebilirim. Başarı yolunda, çevrenizdeki geri bildirimlerden beslenmeniz, odaklandığınız alandaki benzer dünya örneklerini incelemeniz son derece önemli. Bugüne kadar farklı olanı yapmayı ve olabildiğince uluslararası şirketlerle iş birliği içerisinde dünyaya açılmayı en büyük hedeflerimden birisi olarak belirledim.
Kurduğum ortaklıklar ve yatırım kararlarının her biri kilometre taşı niteliğinde oldu. Her yeni iş kararında babamın; “Sabah kalktığında her şeyini kaybetmiş olabilirsin, sahip olduklarını yeniden kazanma gücün olsun” sözünü kendime hatırlattım. Bana göre tesadüfler değil, kişinin edindiği tecrübe ve birikim ile birlikte değişen koşullar, çağımızın gerekliliklerine adapte olabilmek ve esneklikliğin başarıyı da beraberinde getirdiğini düşünüyorum.
- Meslek hayatınız boyunca önünüze çıkan problemleri çözmede en çok neye dikkat ettiniz?
Problem kelimesi bir çoğumuza göre olumsuz bir durumu temsil ediyor. Aslında burada bir fırsat var ve hedeflerinize ulaşma yolunda o fırsatı görebilmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Her şeyin yolunda gittiği ve herhangi bir çabanın gerek olmadığı durumlarda insanın kendisini geliştirmesinin mümkünatı yoktur.
Asıl gelişim ve değişim konfor alanlarımızdan çıktığımızda, elimizi taşın altına koyup sorumluluk aldığımızda kendini gösteriyor. Dolayısıyla hayatım boyunca problemlerden kaçmayıp üzerine giderek ilerledim. Ortada bir sorun varsa onu görüp kabul etmek gerekir ki sonra çözüm yollarını araştıralım ve sorunu çözüme kavuşturabilelim. Kısacası problemler çözmek için vardır.
İMZA NİTELİĞİNDE PROJELER
- Sizi, başarılarınıza rağmen, toplum çok fazla tanımıyor. Bu bir tercih miydi?
Benim için önemli olan yaptığım işler ile ülkeme imza niteliğinde projeler bırakabilmek ve fayda sağlayabilmek. Sadeliği seven ve göz önünde olmayı tercih etmeyen bir yapım var.
Bu açıdan bakıldığında yaşam öyküme dair kitap ve belgesel fikri en başta beni zorladı. Ancak gelecek kuşaklara bir eser bırakmak ve deneyimlerimi paylaşmak istedim. Gerçekleştirdiğimiz yatırımların tanınması, bu konudaki geri bildirimler beni daha çok memnun ediyor. Örneğin bugün İstanbul’da yaşayan birçok kişi Conrad İstanbul Bosphorus’u biliyor, ama şahsımı tanımayabilirler.
- Bilgi, birikim ve tecrübenizle girişimcilik konusunda gençlere neler önerirsiniz?
Gençlere güveniyorum ve teknolojiyi en ileri seviyede kullanarak fevkalade işler yaptıklarını görüyorum. Girişim ekosistemi muazzam bir şekilde gelişiyor. Benim gençlere en büyük tavsiyem, Paul Auster’ın şu sözü olacaktır: “Hayallerinin peşinden koş, bir gün mutlaka yorulacaklardır.”
Genç girişimciler, içlerindeki tutku ve azim duygusunu ortaya çıkarmak konusunda cesur davranmaya gayret etmeli. Cesaret dediğimiz olgu, bizi her zaman hayatımızda bir sonraki adıma, ufkumuzu açmaya ve başarılara götürmüştür. İyi olan her şey zamanla, uzun vadeli planlama perspektifiyle kazanılır. Son olarak 79 yılıma dönüp baktığımda hayal kurmanın, yapılamaz denilenin daha çok üzerine gitmenin başarılı olmada en önemli faktör olduğunu gördüm.
Gençlere şunu söyleyebilirim, önünüzde hayallerinizi gerçekleştirebileceğiniz uzun bir ömür var, “Hayallerinizden vazgeçmeyin, hayatınız boyunca öğrenmeye devam edin ve ve asla pes etmeyin”.