Belucistan’da Amerikancı kışkırtmalar

Belucistan’da tertipler yıkıcı bir hal alıyor. En küçük bir olayı bahane ederek İran karşıtlığı körükleniyor. İran’ın yumuşak karınlarından biri olan Belucistan eyaletindeki gelişmeler Pakistan ve Afganistan'ı da yakından ilgilendiriyor

Sistan- Belucistan’da Mahsa Emini eylemleri....

Beluciler, Pakistan'ın Belucistan eyaletinde, İran ve Afganistan üçgeninde 10 milyon civarında nüfusa sahip daha çok İrani bir ulus olarak görülen halk topluluğudur. Asırlardır varlığını sürdüren Beluciler, Beluçça ve Brohice ve sınırları içinde bulundukları ülkelerin dillerini konuşurlar. Belucu gelenekleri bölge devletlerinin halklarını da etkilemiştir. Tarihi olarak daha çok barışçıl yönleriyle tanınırlar. Son zamanlarda Beluciler Amerikan emperyalizmi tarafından beslenen kimi örgütlerce kışkırtılmaya çalışılıyor.

Bölgedeki bölücü örgütler tarafından övgüyle söz edilen ve “Direnen, mücadele eden, devletsiz bir halk: Beluciler” diyerek sırtı sıvazlanan Beluci kökenli bazı başıbozuk örgütlere methiyeler düzülüyor. Dikkatinizi çektiyse PKK başta olmak üzere ülkemizdeki bölücü örgütler ve destekçisi Batılı emperyalist devletlerin fonladığı sözde sivil toplum kuruluşları da aynı sözleri kullanıyor ve uluslararası alanda propagandası yapılıyor.

Ortaçağ ilişkilerinin, aşiretçiliğin ağır bastığı Belucilerin yaşadığı coğrafya radikal İslamcı grupların epey yakınında bulunuyor. Zaman zaman güvenli olduğu gerekçesiyle pek çok aşırı dinci grubun liderleri ve kadroları Belucilerin yaşadığı topraklara sızmakta ve huzursuzluk yaratmaktadır. İran-Afganistan-Pakistan arasındaki sınırların tartışılır hale getirilmesinin bir yolu da Belucileri kışkırtmaktan geçiyor. Farklı etnik kökenlilerin barış içinde bir arada yaşadığı coğrafyayı kan gölüne çevirme hevesindeki ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri için Belucilerin ayaklandırılması önemlidir.

Çin, Hindistan, İran’ın jeopolitik konumu ve ABD emperyalizmini rahatsız eden ülkelerin sınırları içinde ya da yakınında olması Belucilerin coğrafyasını daha dikkate değer hale getiriyor. Pakistan, Afganistan, İran üçgeninde yaşayan Beluciler, bu ülkeleri sıkıntıya sokma açısından kullanılabilir güç olarak görülüyor!

BELUCİSTAN’IN YER ALTI ZENGİNLİKLERİ

Belucistan’daki son gelişmelere baktığımızda iç açıcı bir tabloyla karşılaşamıyoruz. İlk defa 1948 yılında ortaya çıkan “Beluci Ulusal Kurtuluş Komitesi” o dönemde Amerikan emperyalizminin Pakistan, Afganistan ve İran’da etkin olduğu ve yarı sömürge ilişkiler ağı içinde çırpındığı döneme denk gelir. İleriki yıllarda Belucistan Halk Kurtuluş Cephesi (BPLF) gibi irili ufaklı oluşumlar ortaya çıktıysa da kalıcı iz bırakamadılar. Daha çok Pakistan’ın Belucistan Eyaletinde kısmen etkin olmaları onları ayakta tutmaya yetmedi.

Belucilerin yaşadığı coğrafya zengin yer altı kaynaklarına sahip. Petrol ve doğal gaz rezervleri bu bölgeyi çekici hale getiriyor ve emperyalistlerin iştahını kabartıyor. Özellikle de Pakistan’daki Belucistan Eyaletinde sular durulmuyor. 2006 yılında ayrılıkçı Akbar Bugti’nin öldürülmesi sonrası başlayan gerginlik aralıklarla günümüze kadar devam etti.

İran Belucistan Eyaletindeki durum Pakistan kadar olumsuz değil. İrani bir halk olmaları onları daha dikkatli davranmaya itiyor. Tüm bunlara rağmen ABD emperyalizmi Pakistan üzerinden İran Belucistan’ında da huzursuzluklar yaratmaya çalışıyor. Ayrılıkçı fikirlerin sosyal medya kullanılarak yaygınlık kazanması için çok yönlü çalışma sürdürülmekte. Belucilerin kendi kaderini tayin etmesinin önündeki engellerin Pakistan, Afganistan ve İran olduğu yalanı propagandanın baş malzemelerindendir. Beluci halkının asimilasyona uğratıldığı, sürekli baskı altında tutulduğu, katliama uğradıkları ve siyasi tutukluların işkence gördüğü yönlü senaryolar işleniyor.

SÖZDE KURTULUŞ ÖRGÜTÜ

Belucileri tıpkı Kürtler gibi “devletsiz halklar” kategorisi içinde değerlendiren Batılı emperyalist merkezler orada da Beluci PKK’sı oluşturma uğraşı içinde. “Belucistan Kurtuluş Ordusu (BKO)” denilen illegal örgüt İran ve Pakistan sınır bölgelerinde üslenmiş ve yıkıcı faaliyetler örgütleme peşinde. Silahlı güçler oluşturmak için her yolu mübah sayan BKO’nun baş destekçilerinden biri de İsrail.

Emperyalist provokasyonlarda rol üstlenenlere bir örnek verelim; Independent’ten Muhammed İştiyak’ın geçtiği bir haberde, “Yaklaşık 14 ay içinde Pakistan, Beluç Kurtuluş Ordusu tarafından üstlenilen ve 25 ila 30 yaşları arasındaki eğitimli iki genç kadın tarafından gerçekleştirilen iki intihar saldırısına tanık oldu. Ancak Belucistan'da bir kadın tarafından gerçekleştirilen ilk intihar saldırısı 2013 yılına dayanıyor. Aynı yılın haziran ayı ortalarında bir kadın intihar bombacısı Sardar Bahadur Khan Kadın Üniversitesi'nin öğrencilerini taşıyan bir otobüsün yakınında kendini patlatarak 14 kız öğrencinin ölümüne sebep olmuştu. Şari Beluç ve Semiyye Kalanderani Beluç, yasaklı Pakistan örgütü "Beluç Kurtuluş Ordusu"na mensuptu, ilk genç kadın öğretmenlik alanında çalışırken, ikincisi örgütün medya kanadında çalışıyordu. 30 yaşındaki kadın, Karaçi Üniversitesi'nde Çinlileri hedef alarak üçü Çinli dört kişiyi öldürdü.”

Biz bu görüntülere yabancı değiliz. Etnik ve dini terör örgütleri bölgemizde yıllardır emperyalizmin hizmetinde yaratıcı yıkıcılığın elemanları olarak kışkırtmaları örgütlediler. Görüldüğü gibi Belucilerin yaşadığı coğrafyada da aynı senaryo sahneleniyor. Senaryonun hazırlayıcılarının adresi belli Amerikan emperyalizmi ile İsrail Siyonist devleti.

BELUCİ KÜRTLER SENARYOSU

1975 Hindi Çini Devrimleri (Vietnam, Kamboçya, Laos) sonrası, dünya çapında sağa kayış yönündeki eğilimlerin gün geçtikçe ağırlık kazandığı yıllar oldu. 1990’lı yıllarda SSCB’nin çökmesi Yeni Dünya Düzeninin önünü açtı ve sosyal mücadelelerin yerini etnik ve dini kalkışmalar aldı. Sınıflar mücadelesinin bittiği yalanı emperyalist Batı tarafından piyasaya sürüldü. İşte bu koşullarda bizim gibi ülkelerde bölücü örgütler kurulmaya başlandı ve görece bağımsız devlet statülerinin zayıflatılmaya çalışıldığı döneme girildi. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) denilen melanet bölgemizdeki devletlerin sınırlarının değiştirilmesine yönelik hamlelere girişti. Belucilerin içindeki illegal bölücü örgütlerin piyasaya sürüldüğü kanlı eylemlere giriştiği yıllar BOP dönemidir.

Son birkaç yıldır Belucistan'da yaşayan Kürt kökenliler üzerinden bölücü girişimler öne çıktı. PKK’nın sloganı olan “Kadın, yaşam, özgürlük” pankartları kadınların ellerine tutuşturularak Sistan-Belucistan’ın en büyük kenti Zahidan sokaklarında dolaştırılıyor. Çocukların ellerine bölücü örgütlerin flamaları tutuşturularak sokaklara salınıyor. CIA/MOSSAD gibi istihbarat örgütlerinin eliyle sosyal medyada son aylarda Beluci bölücülüğüne yönelik haber ve karalamalar arttı.

Erbil merkezli Rûdaw’ın geçtiği bir habere göre; “Merkezi İngiltere’de bulunan Beluç Aktivistler Örgütü, resmi Telegram sayfasından yaptığı paylaşımlarda, Sistan-Beluçistan eyaletinin Zahidan, İranşehr, Çabahar, Zehk, Seravan ve Haş şehirlerinde halkın sokaklara çıkarak yönetim karşıtı sloganlar attığını aktardı. Zahidan şehrinde yapılan protestoda binlerle ifade edilen göstericiler, Kürdistan eyaletindeki protestoların bastırılma şekline itiraz ederek 'Kürt ve Beluçlar kardeş', 'Kürtler yalnız değil Beluçlar destekliyor', 'Yaşasın Kürdistan, yaşasın Beluçistan' ve yöneticilerin kana susamış olduğunu belirten sloganlar attı.

“Tahran'da 13 Eylül'de 'ahlak polisi' olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından 'başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle' gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Kürt kadın Jina Mahsa Emini'nin, 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı.”
Haberden de anlaşılacağı üzere Belucistan’da tertipler yıkıcı bir hal alıyor. En küçük bir olayı bahane ederek İran karşıtlığı körükleniyor. İran’ın yumuşak karınlarından biri olan Belucistan Eyaletindeki gelişmeler Pakistan ve Afganistan'ı da yakından ilgilendiriyor.

ABD'NİN KUKLA BELUCİ KÜRT DEVLETİ OYUNU

Amerikan emperyalizmi İran’ın direncini kırmak için yıllardır her yolu deniyor. Uygulamaları hayata geçmeyince başka yollara başvurmaya başladı. Güncelliğini koruyan, 2019 yılında 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü sayfasında yayınlanan Ünal Atabay’ın “ABD'nin Yeni Kürt Devleti Oyunu Beluci Kürtler!” başlıklı yazısı ilginç olduğu kadar uyarıcı da olmuştur.

Analizi kısaltarak veriyoruz: “ABD, bir taraftan İran’ın coğrafi kuşatılmışlığını sağlarken, bir taraftan da ekonomik yaptırımlarla çökertmek ve etnik-mezhebi yapıyı da hareketlendirmek istemektedir. Yani, etnik çerçevede ABD’nin öncelikli hedefinde, BOP projesinin en doğu ayağında bulunan ve İran’ın önemli etnik yapılarından birisi olan Beluci Kürtler bulunmaktadır. Beluci Kürt bölgesinin kurulması halinde oradan Türkiye ve İran’ı rahatlıkla etki altına alacak yeni bir Kürt devleti dinamiği yaratabileceklerini düşünmektedirler. Yani, bölgemizdeki Kürdistan’dan önce Beluci Kürdistan kurulacaktır demek, yanlış olmayacaktır. Bu noktada, Suriye’de eğitilen bazı IŞİD teröristlerinin Afganistan’a gönderilirken, bazı YPG/PKK unsurlarının da Beluci Kürt bölgesine gönderilmiş olabileceğini hatırdan çıkarmamak gerekir. Beluci Kürtler; İran-Pakistan-Afganistan sınır hattı üçgeninde dağılmış durumdadırlar. PKK’nın “bağımsız Kürdistan” mücadelesi gibi etnik Beluç Kurtuluş Ordusu (BLA), Beluci Kurtuluş Cephesi (BLF), Beluci Cumhuriyetçi Ordusu (BRA) ve mezhebi olarak ise Cundullah (Allah'ın Askerleri), Ceyşu’lAdl (Adalet Askerleri), Ensar’ul Furkan gibi terör örgütleriyle bağımsız etnik-mezhebi bir Beluci Kürt devleti kurabilmek için mücadele etmektedirler.

Nitekim son dönemde, bölgede İran ordusuna yönelik Beluci Kürt saldırıları dikkat çekmektedir. İran Milli Güvenlik Komisyonu Başkanı Felahatpişe’nin paylaştığı bilgilere göre, son bir yılda Belucistan bölgesinde askeri noktalara 50’den fazla saldırı düzenlenmiştir. ABD, Beluci Kürt Bölgesi’yle; Hem Çin'i, Hem Ortadoğu'yu kontrol edecektir.

Beluci Kürt bölgesi kurulduğu takdirde, sadece İran ve Türkiye’ye olabilecek etkisi ile kalmayacak, ABD güdümüne girecek olan Beluci Kürt bölgesi, Çin ve Hindistan’ın, İran’ın güneyinden Hürmüz
Boğazına uzanan enerji koridorunu engelleyecek stratejik bir bölge halini alacaktır.

Söz konusu Beluci Kürt bölgesi, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun (CPEK) denize çıkışını sağlayan bir hat üzerinde ve Orta Asya’nın iki önemli limanını (Çabahar-Gwadar) kontrol edecek durumdadır. Çin bu limanlardan Gwadar limanına teknik ekipman ve yatırım yapmıştır. İşte bu noktada ABD, Çin ticaretini ve enerji sahasına ulaşan kollarını kesmek istemektedir. Öte yandan, ABD’nin Uygur projesini de Beluç projesiyle birlikte değerlendirmek gerekir.

Diğer yandan, Çin'in Orta Asya boyunca ve Avrupa'ya doğru uzanacak Kuşak-Yol Projesini de sekteye uğratabilecek bir noktadadır. Çin, ABD’ye rağmen Beluci Kürt bölgesinin petrol yataklarıyla yakından ilgilenmektedir.

Bir taraftan, İran’a yoğunlaşırken İran özelinde de Beluci Kürt bölgesine odaklanmak suretiyle, burada terör eylemleri üzerinden istikrarsızlık ortamı yaratmak ve bunun sonucunda bağımsızlık yolunda bir Beluci Kürt bölgesi oluşturmak,

Oluşturacağı Beluci Kürt bölgesiyle; Çin’in Ortadoğu’ya ve nihayetinde Batı'ya uzanan kollarını engellemek, bu eksen üzerinden İran’ın etnik ve mezhebi ayrışımını sağlamak, böylece Türkiye’nin doğusu ile İran’ın batısını hedefleyen sözde Kürdistan’ın üç ve dördüncü ayakları için yeni stratejik şartları oluşturmak şeklinde, önümüzdeki süreçte gelişmelerin yaşanacağı düşünülmektedir.

SONUÇ YERİNE

Feodalizmin tarihe karışmadığı çok etnikli ülkelerde emperyalizm daha kolay işbirlikçi buluyor. İlerici ve devrimci amaçlarla ortaya çıkan örgütlerin nasıl emperyalizmin hizmetine girdiğini Irak Komünist Partisi örneğinde görmüştük. Etiketin emperyalizm açısından bir önemi yoktur. Çıkarına uygun olması onlar için yeterlidir.

Günümüzde ulus/devletleri yıkmak için silaha sarılan örgütlerin en sonunda emperyalizme teslim olduğunu yaşayarak gördük. PKK denilen ABD/İsrail'in piyonu örgüt hala sosyalist olduğunu söylüyor ama onların hizmetinde ve kara gücü olarak mazlumlar dünyasının öncülerinden İran-Irak-Suriye ve Türkiye'ye karşı silahlı kalkışmalar örgütlüyor.

Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’da eskisi gibi at koşturamayacağı tarih dilimi içindeyiz. Hangi örgüt ABD- İsrail’in devlet çıkarlarına göre silaha sarılıyorsa, o örgüt ilerici değil gericidir ve düşman cephede yer alır. Bölgemizde PKK’lar istemiyoruz.

Sonraki Haber