Beşar Esad, Sky News Arabia’ya konuştu: Türkiye’yle açık ve öngörülebilir bir hedefe ulaşmak istiyoruz

Suriye Cumhurbaşkanı Esad, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir çalışma gündemi çerçevesinde oturabileceğini işaret etti. Esad, Suriye’nin kuzeyindeki muhaliflere desteğin kesilmesini istedi.

Suriye Devlet Başkanı Esad, on iki yıllık savaşı değerlendirdiği geniş bir röportaj verdi. Sky News Arabia’ya konuşan Esad, Türkiye ile normalleşme hakında da soruyu yanıtladı. Sky News Arabia muhabiri ve Esad arasındaki soru-yanıt şöyle:

Muhabir, “Türk güçlerinin Suriye’den çekilmesi ve teröristlere desteğin kesilmesini gündeme getirmiştiniz. Türkiye’nin önkoşulsuz görüşme talebini nasıl değerlendiriyorsunuz, sizinle Erdoğan arasında bir görüşme ne zaman mümkün olabilir?”

Başkan Esad, “Buluşmanın önkoşulsuz olması demek, bir çalışma gündeminin olmaması demektir. Bir ön çalışma programının olmaması demek hazırlıksız olmak demektir. Bu ise bu buluşmadan sonuçlar elde etmemek demektir. Peki o vakit ben ve Erdoğan neden buluşacağız? Mesela, bir şeyler içmek için mi? Biz açık, öngörülebilir bir hedefe ulaşmak istiyoruz. Hedefimiz, Erdoğan'ın Suriye topraklarından çekilmesidir. Erdoğan'ın hedefi ise Türk işgali varlığına meşruiyet kazandırmak. Bu sebeple Erdoğan'ın şartları altında bu buluşmanın olması mümkün değildir.”

Erdoğan’ın, Türk devletini tehdit eden terörizm olduğu sürece bölgeden güçlerin çekmeyeceğini söylediğini hatırlatan muhabire Esad, “Gerçek şu ki, Suriye'de var olan terör Türk iktidarının ürünüdür. Nusra Cephesi ve Ahrar el-Şam aynı madalyonun farklı yüzleri ve bunların hepsi Türk yapımıdır ve halen Türkiye tarafından finanse edilmektedir. Hangi terörden bahsediyoruz?” dedi.

ESAD GÖRÜŞME İÇİN ÇÖZÜMÜ GÖSTERİYOR

Konuyu yakından takip eden uzmanlar Esad’ın bu vurgularının arkasında şunlar olduğunu belirtti:

Esad’ın ‘Biz net bir hedefe ulaşmak istiyoruz’ cümlesinden şunu anlamalıyız: Suriye, Türkiye'nin desteklediği ve adı ÖSO vb. altında olan çeşitli grupları da terör örgütü olarak görüyor. 'Bunlar ne olacak' diye soruyor. 'Bunlar konusunda adım atmazsanız, ilerleme sağlayamayız' diyor. En azından bir zaman cetveli(takvim) olsun. Suriye’nin de kendi devletine ve milletine berrak olması ve konuya ilişkin açıklama yapması gerekiyor. Ortada bunlar yok. Suriye ile Moskova üzerinden Tahran üzerinden görüşelim dönemi bitti. Artık böyle bakıyor Suriye. Ayrıca Suriye’deki terörü PKK’dan ibaret görüyoruz. Suriye ise hem PKK ile hem de bölgedeki diğer gruplarla mücadele ediyor. Suriye PKK/PYD’yi BM’ye şikayet ederek terör örgütü olduğunu zaten ilan etti. Ama Suriye açısından yabancı devletlerle işbirliği yapan, Suriye Arap Ordusuna silah sıkan, herkes vatan haini. Yani Esad’ın bu cümlelerinde bir meydan okuma yok. Toplantının bir gündem çerçevesinde, bir program çerçevesinde olması gerektiğine dikkat çekiyor.”

AMACIMIZ BAĞIMSIZLIĞIMIZI SAVUNMAK

Muhabirin “Olanlardan kaçınmak mümkün müydü, on yıldan fazladır devam eden bu savaşı aynı vizyonla sürdürür müsünüz?” sorusunu yanıtlayan Esad, şunları ifade etti:

“Teorik olarak, Suriye'den çeşitli konularda talep edilen ya da dayatılan tüm taleplere boyun eğmiş olsaydık, ki bunların başında Suriye'nin haklarından ve Suriye'nin çıkarlarından vazgeçmek geliyordu, evet bu savaştan kaçınılabilirdi. Dolayısıyla teoride diyorum çünkü pratik anlamda boyun eğmek, büyük bedeller ödeyeceğimiz anlamına gelirdi. Bizim vizyonumuz Suriye'nin çıkarlarını ve bağımsızlığını savunmaktı. Eğer zamanda geriye gidersek, aynı politikayı inşa edecek ve benimseyeceğiz.”

TERÖR DEVLETİ PLANI

Muhabirin, Kaddafi örneğini hatırlatarak, kendi hayatınızdan endişe etmediniz mi sorusuna yanıt veren Esad, “ben kişi olarak hedef değilim, Suriye hedefti.” ifadelerini kullandı. Esad, Kaddafi ve Saddam’a atıfta bulunarak, bu ülkelerde de isimlerin hedef olmadığını, Libya ve Irak olduğunu belirtti. Esad, “terör devleti yaratmak istediler” dedi.

Sivil kayıplarına ilişkin soruya yanıt veren Esad, sahadaki terör gerçeğine dikkat çekerek, “öldüren de yıkan da terörizmdi” ifadelerini kullandı.

SIRRIMIZ HALKIMIZIN KARARLILIĞI

Kamuoyunun Suriye devletinin ayakta kalmasının sırrını merak ettiğini belirten muhabir, İran ve Rusya’nın desteğini sordu. Başkan Esad, başından beri böbürlenen bir ülke olmadıklarına dikkat çekerek, dostlarının yanında olmasının önemli olduğunu belirtti ve ekledi, “Elbette desteğe ihtiyacımız vardı ama asıl kararlılık halkın kararlılığıdır, sır budur.” diyerek halkın gücüne vurgu yaptı.

ARAP LİGİ KURUMLAŞMALI

Arap Birliği üyeliğinin askıya alınması kararını hatırlatan spiker, Başkan Esad’a görüşlerini sordu. Esad, yeniden ilişkilerin kurulmasının önemli olduğunu, farkındalık oluştuğunu ancak çözüm geliştirme aşamasına gelinmediğini belirtti. Esad, “sorunlara çözüm bulunmadığı sürece ilişki resmi olarak kalacaktır.” dedi. “Suriye’ye dair Arap tarafından ne bekliyorsunuz” sorusuna da yanıt veren Esad, Arap Ligi’nin kurumsallaşması gerektiğine dikkat çekti: “Arapların sorunu kurumlar üzerine ilişki kurmamış olmalarıdır. Bu nedenle kurumlar inşa etmediler. Arap Ligi gerçek anlamda bir kuruma dönüşmedi. Gördüğümüz ve üstesinden gelebilmeyi umduğumuz şey budur.”

MUHALEFET TANIMI

Muhabirin sorusu üzerine muhalefeti tanımlayan Başkan Esad şu ifadeleri kullandı: “Dışarıdan üretilen siyaset değil, yerel olarak üretilen siyaset muhalefettir. Muhalefet demek, halk tabanına, ulusal bir programa ve ulusal bir bilince sahip olması demektir. Elbette dışarıdan beslenmek kötü anlama gelmiyor. Muhalefet dışarıyla bağlantılı olabilir, yurt dışında bir muhalefet olabilir ama vatanla bağlantılıdır. Meselenin dışarıyla ya da içeriyle bir ilgisi yok, mesele çıkış noktanızın nerede olduğuyla ilgili, halktan mı yoksa yabancı istihbarattan mı? Tek soru bu.”

‘KİMSEYİ HAPSE ATMADIK’

Mültecilerin geri dönüşleri hakkında, geri döndüklerinde cezalandırılacakları fikrinden korkanlar olduğunu belirten muhabir, “bu konu hakkında kamuoyuna ne diyorsunuz” sorusunu yöneletti. Başkan Esad, geçen senelerde yarım milyona yakın kişinin Suriye’ye geri döndüğünü ve hiçbirinin hapse atılmadığını belirtti. Esad, geri dönüşlerin azalmasındaki sebebe ilişkinse, Suriye’deki altyapının geliştirilmesi gerektiğine ve bunun için çalıştıklarına vurgu yaptı. Su, elektrik, okul ve sağlık olmadan mültecilerin nasıl yaşayacaklarına dikkat çeken Esad, “Lojistik olarak, terörizm tarafından tahrip edilen altyapı ve iletişim kurduğumuz mültecilerin çoğu bunu söylüyor, geri dönmek istiyorlar ama nasıl yaşayacağız diyorlar. Şu anda Birleşmiş Milletler'de insani boyutla ilgilenen bir dizi kuruluşla aramızda bir diyalog var ve onlarla pratik bir şekilde geri dönüş projelerini, bunların nasıl finanse edileceğini ve gereksinimlerinin neler olduğunu ayrıntılı olarak görüşmeye başladık. Bu çerçevede bir çalışmamız var.” dedi.

ABD ALIYOR, HİÇBİR ŞEY VERMİYOR

Amerika ile zaman zaman diplomatik düzeyde görüşmeler yapıldığına dikkat çeken muhabir, şu ana kadar ne elde edildi sorusunu yöneltti. Başkan Esad, ABD’lilerin değişeceklerine dair tek bir an bile umutlarının olmadığına vurgu yaparak, “Amerikalılar talep ediyor, talep ediyor, alıyor, alıyor ve hiçbir şey vermiyor. Amerikalılarla ilişkimizin doğası bu.” dedi. Esad, “öngörülebilir gelecekte Amerikalılarla yapılan herhangi bir müzakereden bir sonuç çıkacağını sanmıyorum.” diyerek sözlerine ekledi.

“İsrail" ile ilişki kurmak için herhangi bir teklif aldınız mı” sorusuna ise Esad, “Eğer İsrail'in toprağı iade etmeye niyeti yoksa zaman kaybetmeye gerek yok.” dedi.

Sık sık İsrail’in Suriye’ye saldırdığını belirten muhabir, “buradaki esas hedef Suriye’mi yoksa bölgedeki İran varlığı mı” diye sordu. Esad, Suriye ordusunu İran varlığı bahanesi ile hedef aldıklarını belirterek, İsrail’in düşman olduğunu ve bundan vazgeçmedikçe saldırılarına devam edeceğini belirtti.

SEZAR YASASI

Suriye'nin Arap Birliği üyeliğinin askıya alınmasının kaldırılmasıyla birlikte ekonominin hızla veya kademeli olarak iyileşeceği, en azından gözle görülür bir şey olacağı düşünülüyordu diyen muhabir, bu neden gerçekleşmedi diye belirten Muhabir, Esad yönetiminin faaliyetlerine destek sağlayan ya da onlarla büyük miktarda para alışverişinde bulunan yabancı kişi ve kuruluşlara yaptırım uygulanmasını öngören Sezar Yasası’nın mı engel olduğunu sordu.

Sezar Yasasının bir engel olduğunu ancak bu yasayı çeşitli şekillerde aşmayı başardıklarını belirten Başkan Esad, en büyük engelin bu olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“En büyük engel altyapının teröristler tarafından tahrip edilmesidir. En büyük engel, herhangi bir yatırımcının Suriye pazarıyla ilgilenmesini engelleyen Suriye'deki savaşın imajıdır. En büyük engel de zaman.” dedi.

‘İKNA OLDULAR AMA ÇOK GEÇTİ’

Muhabirin, “Sonuç olarak, tüm bu yıllara baktığımızda, olayların başlangıcından bu yana 2012 yılına geri dönecek olsaydınız, memnun olmadığınız halde aldığınız karar, edindiğiniz deneyim ve dersleri göz önünde bulundurarak farklı bir şekilde alacağınız karar var mıdır?” sorusuna yanıt veren Esad, şunları ifade etti:

“Barışçıl olarak adlandırılan gösterilere başlangıçta barışçıl muamelesi yaptık ve birçok İhvan grubunun ve diğerlerinin bu gösterilere katıldığını ve polise ateş açmaya başladığını gördük. Barışçıl olmadıklarını bildiğimiz halde onlara barışçıl gösteriler muamelesi yaptık. Sizce o döneme geri dönersek yine aynı şeyi mi yaparız? Evet, neden? Çünkü birçok insan bu gösterilerin barışçıl olduğuna inanıyordu, sorunun anayasa olduğuna inanıyordu ve bu insanlara sorunun ne anayasa ne de barışçıl gösteriler olduğunu kanıtlamak için bu önlemleri almak gerekiyordu. Mesele bundan daha büyüktü. Tabii ki ikna oldular ama artık çok geçti.”

KOMŞULARLA İYİ İLİŞKİ

Son olarak Suriye’nin ittifakları konusunda soru soran Sky News Arabia muhabiri, ittifakları geliştirmenin daha iyi bir yolu var mı diye sordu, Başkan Esad şöyle cevap verdi:

“Rusya ve İran ile ilişkiler, Suriye'nin dostlarını doğru seçmeyi bildiğini kanıtladı. Türklerle ilişkilere gelince, ‘Çok mu ileri gittik?’ diye soranlar var. Türkiye komşu bir ülke ve onunla ilişkilerimizi geliştirmeye çalışmamız doğaldı ve Türkiye'nin çekilmesinden sonra gelecekte ilişkileri geliştirmek için farklı koşullar ortaya çıkarsa, aynı politikaya, yani komşularınızla iyi ilişkiler kurmaya geri dönmemiz doğaldır. Bunlar ilkelerdir, geçici politikalar değildir.” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber