Beyrut'a baskı artıyor! Lübnan'a İngiliz postalı

Londra uzun süredir çeşitli bahanelerle Lübnan'a asker göndermenin peşinde. Sızdırılan belgeler İngiltere'nin birlikleri için sınırsız erişim ve dokunulmazlık talep ettiğini gösterirken Batılı kaynaklar, İsrail ve Hizbullah'la ilgili dudak uçuklatan bir iddia ortaya atıyor...

İngiltere Genelkurmay Başkanı Patrick Sanders, 'Çatışma genişlerse açıkçası savaş dışı bir çıkarma operasyonu olasılığı var. Kendimizi buna göre konumlandırıyoruz. Bu nedenle örneğin, Lübnan'da özel operasyon kuvvetlerimizi kullanabiliriz.' demişti.

İsrail'in Lübnan'a savaş açacağı ve hazırlıklarını son aşamaya getirdiği iddiaları Batı Asya'nın gündeminde. Bu bağlamda gelen en son bilgi İngiltere'nin Lübnan'a asker konuşlandırma talebi oldu. El Ahbar gazetesine göre Londra, Beyrut'a İngiltere'nin Lübnan topraklarında “sınırsız askeri erişime” izin verecek ve ülkeye İngiliz askerlerinin konuşlandırılmasını da içerecek bir Mutabakat Zaptı (MoU) imzalaması için baskıyı artırdı.

Lübnan gazetesinin ele geçirdiği taslak belgede, "Muhtıranın amacı, İngiliz silahlı kuvvetlerinin eğitim faaliyetleri dışındaki amaçlarla Lübnan topraklarında konuşlandırılmasına ilişkin sorumlulukları ve genel ilkeleri tanımlamaktır" ifadeleri yer alıyor. Maddeler, İngiliz askeri personeline “tutuklanma veya kovuşturmadan muafiyet” verilmesini içeriyor ve herhangi biri tutuklanırsa derhal “İngiliz güçlerine teslim edilmesi” gerektiğini ekliyor. Bir diğer madde de İngiliz askerlerine ülke içinde “silahlı ve üniformalı” olarak dolaşma yetkisi veriyor.

TAHLİYE BAHANESİ

Londra bahsi geçen muhtırayı Temmuz ayında verdi. Fakat Ağustos ayı sonuna gelindiğinde İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Lübnan hükümetine iki sayfalık bir mektup daha göndererek, vatandaşlarının tahliyesi ve insani yardım bahaneleriyle ordunun “Lübnan'da konuşlandırılması için kolaylıklar talep etti." El-Ahbar'a göre Beyrut hükümeti yakın zamanda konuşlandırma talebini değerlendirmesi için Lübnan ordusuna taslak metni gönderdi. Ordunun verdiği yanıtta şu ifadeler kullanıldı:

"Yukarıda bahsi geçen taslak mutabakat muhtırası her yönüyle incelenmiş, belgenin Lübnan'ın egemenliği ve bağımsızlığı konusunda endişeler yarattığı, İngiliz silahlı kuvvetlerinin görev kapsamının belirsiz olduğu ve bu durumun belirsizlik durumunu artırdığı sonucuna varılmıştır."

EGEMENLİK İHLALİ

İngiltere, başlangıçta bu talebi, Afganistan ve Sudan'daki geçmiş başarısızlıkları gerekçe göstererek, savaş halinde vatandaşların tahliyesi için alınan bir önlem olarak savundu. Ancak El-Ahbar'a bilgi veren kaynaklar, İngilizlerin talebinin, Aksa Tufanı Operasyonu ve Ekim ayında savaşın başlamasından önceye dayandığını, ısrarın zamanla arttığını kaydetti. El-Ahbar, İngiltere'nin Lübnan'a bu anlaşmayı kabul etmesi yönünde baskı yaptığını geçen yıl Kasım ayında açıklamıştı.

Gazete o dönemde yaptığı haberde, "Muhtıra, hükümlerin yanlış yorumlanması veya uyulmaması durumunda Lübnan'ın anlaşmazlığı çözmek için herhangi bir uluslararası mahkemeye veya üçüncü tarafa başvuramayacağını garanti ediyor" ifadelerini kullanmıştı. Lübnan hükümet yetkilileri, mutabakat zaptının Lübnan'ın egemenliğinin ihlali anlamına geldiğini belirtti.

Birim 8200'de neler oldu?

Lübnan yayını el-Meyadin'e konuşan Avrupalı güvenlik kaynakları, Ağustos ayı sonunda Hizbullah'ın İsrail'e yaptığı misillemeye dair önemli iddialarda bulundu. Kaynaklara göre operasyon büyük başarı kaydederek, İHA'larla hedef alınan Tel Aviv yakınlarındaki Glilot ve Ein Shemer üslerinde konuşlu Birim 8200'de 22 askerin ölümüne 74'nün de yaralanmasına yol açtı. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, 25 Ağustos'ta televizyonda yayınlanan konuşmasında operasyonun, askeri istihbarat Birim 8200'ü hedef aldığını açıklamıştı.

Öte yandan, Birim 8200'ün başındaki Tuğgeneral Yossi Shariel perşembe günü 7 Ekim operasyonuna karşı "başarısız olduğu" gerekçesiyle istifa ettiğini, yakın gelecekte görevi tümüyle bırakacağını kaydetti.

Sonraki Haber