Biden’dan savaşı sürdürme talimatı

ABD Başkanı Joe Biden, önceki gün Ukrayna’nın başkenti Kiev’e sürpriz bir ziyaret yaptı. Washington bu ziyareti yalnızca saatler önce Moskova’ya bildirdi. Batı basını, söz konusu hamlenin “savaştan yorulan Ukrayna’ya moral ziyareti” olduğunu yazdı. Almanya’daki Rammstein üssünden yola çıkan Biden, Ukrayna hava sahası kapalı olduğu için Polonya’dan trenle yaklaşık 10 saatlik bir yolculuk sonunda Kiev’e vardı.

24 Şubat’ta başlayan savaşın yıl dönümü arifesinde, arka fonda sirenler çalarken Ukraynalı lider Volodimir Zelenskiy ile poz veren Biden, ortak basın toplantısında “Ne kadar sürerse sürsün savaşı sürdüreceğiz.” mesajı verdi. Bu vurgu, söz konusu ziyaretin ABD’nin daha önce açıkladığı “Son Ukraynalıya kadar savaşma” çizgisini sürdürmek için yapıldığını gösteriyor.

CEPHANELİĞİ DOLDURMA TAAHHÜDÜ

CNN, iki liderin Marinski Sarayı’nda kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmede “kritik bir dönemece girildiğini değerlendirdikleri savaşın bir sonraki aşaması hakkında ayrıntılı ve acil konuların ele alındığını” yazdı. Savaşın başlangıcından bu yana Kiev’e ilk defa giden Biden, Ukrayna’nın savaşmaya devam edebilmek için tamamen bağımlı olduğu ABD yardımlarının “sarsılmaz olduğunu ve kesintisiz süreceğini” ilan etti.

ABD Başkanı, Washington’un 460 milyon değerindeki 32. askeri yardım paketini açıkladı. Bu yardım, Ukrayna’nın yana yakıla Batı’dan talep ettiği HIMARS ve obüsler için topçu mühimmatı, Javelin tanksavar füze mühimmatı ve hava gözetleme radarını içeriyor. Biden, sivil ihtiyaçlar için milyarlarca dolarlık dolaylı bütçe desteği verileceğini de ekledi.

Wall Street Journal’ın aktardığına göre Ukraynalı yetkililer, bu ziyaretin ardından ABD’den ATACMS olarak bilinen uzun menzilli füze ve savaş jetleri de almayı umuyor.

‘ÇİN RUSYA’YA KATILIRSA DÜNYA SAVAŞI ÇIKAR’

Ukrayna bayrağının renkleri olan sarı-mavi bir kravatla kameraların karşısına çıkan Biden, “Bir yıl sonra Kiev ayakta. Demokrasi ayakta. Özgürlük düşmanlarına karşı Amerikalılar ve dünya yanınızda.” diyerek Soğuk Savaş retoriğini sürdürdü. Ukrayna Savunma Bakanlığı, Biden’ın ziyaretini “Zorbalık Özgür Dünya’yı yenemeyecek!” başlığıyla haberleştirdi.

Biden, Atlantik’ten Pasifik’e kadar uzanan yaptırımların “Rusya’nın ekonomik hayat damarlarını bastırdığını” ileri sürdü. Putin’in öngörülerinin aksine Batı’nın daha birleşmiş bir durumda olduğunu iddia eden Biden, “Rusya’nın savaş makinesini dolduranlara” yönelik ek yaptırımların geleceğini söyledi.

Zelenskiy ise Washington’ın Çin ve Rusya’ya karşı sürekli kullandığı söylemi kullanarak “kurallara dayalı bir dünya düzeninin Ukrayna’da düğümlendiğini” ifade etti. İtalyan La Repubblica gazetesinin haberine göre Zelenskiy, Çin’in Rusya ile ittifak yapması durumunda “bir dünya savaşı çıkacağını” söyledi. Zelenskiy ayrıca “Batı bizi desteklemeyi bırakırsa, ülkemiz yok olacak, artık Ukrayna diye bir ülke var olmayacak.” dedi.

ÇARESİZLİĞİN DAYATMASI

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Ukrayna’nın Bahmut olarak adlandırdığı Donbass’ın kilit kenti Artyomovsk’un “Kiev için önemli olduğunu ancak her ne pahasına olursa olsun savunulmaya değmeyeceğini” kabul etti. Şubat başında Zelenskiy “Bahmut kalesi asla düşmeyecek. Sonuna kadar savaşacağız.” demişti.

Ukrayna’ya yardımlar konusunda Biden’ın destek oranları hızla düşüyor. En son Associated Press’in yaptırdığı bir ankette Amerikalıların yarısından fazlasının karşı olduğu ortaya çıktı. Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi liderler, ülkeyi temerrüde sürükleme riski altında bulunan Biden’ın bütçe kısıtlamaları konusunda sürekli sıkıştırıyor ve “Ukrayna’ya açık çek verilmeyeceğinin” altını çiziyor.

İngiltere ve Almanya’nın savunma bakanları, önceki günlerde Ukrayna’nın kendilerinden talep ettiği tankların savaşa hazır olmadığını açıkladı. Avrupa Birliği liderleri ise Ukrayna’nın acil ihtiyaçlarına karşın bloğun mühimmat stokunun tükendiğini ve kısa vadede ihtiyacın karşılanmasının mümkün olmadığını itiraf ediyor.

Financial Times’ın yaptığı bir araştırma ise, Avrupa ülkelerinin taahhütte bulunduğu 33 milyar avroluk yardımın yarısının hala Ukrayna’ya gönderilmediğini ortaya koyuyor.

Dolayısıyla Biden’ın savaş tamtamlarını Kiev’e kadar giderek çalma ihtiyacı duyması, aslında Atlantik’in karşı karşıya kaldığı çaresizliğin ürünü gibi görünüyor.