BİDEN’IN TİP’İ

Teori Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ata Ogün Kaplan yazdı...

ATA OGÜN KAPLAN

ABD Başkanı Biden’ın garip hareketleri yaşının da ilerlemesiyle son yıllarda arttı. Promterli kürsüde ne diyeceğini unutuyor, Ali’ye Veli, Veli’ye Ali diyor, olmayan kişilerle tokalaşıyor. Günlük yaşamda tip dediğimiz görünüşü de epey çökmüş. Biden, çürüyen, bunayan Atlantik sisteminin temsiliyeti için müthiş bir figür.

İşin şakası bir yana bizim bu yazımızda bahsedeceğimiz Biden’ın tipi, görünüşü değil kuşkusuz; şu Tarık Akan bakışlı, film artisti, bıyıkları o biçim genel başkanları var ya, hah o TİP işte. Açılımı Türkiye İşçi Partisi.

ÖZ TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ

Bazı otobüs firmaları, başka firmanın başına “öz” veya “has” kelimelerini ekleyerek perona yanaşırlar; “Öz Adana”, “Has Akçabat...” “Asıl olan biziz, mirası biz taşıyoruz” imzasıdır bu. Fakat herkes bilir ki bu imza taklitten ibarettir. Günümüzdeki TİP de öyle. 1960’lardaki TİP’le arasında görünmeyen bir “öz” yazıyor.

1961 Anayasasının getirdiği özgürlük ortamında sendikacıların öncülüğüyle kurulmuştu Türkiye İşçi Partisi. Aralarında Tarık Akan bakışlı olanlar var mıydı bilemiyoruz. Ama işçilerin içinden geliyorlardı. Türkiye’nin birliğinden, bütünlüğünden ve tam bağımsızlığından yanaydılar. İşçilerin ancak bu şekilde refaha ve feraha ulaşabileceklerini biliyorlardı. Sonrasında Genel Başkanlık yapan Mehmet Ali Aybar ve Behice Boran gibi aydınlar da TİP’te buluşmuşlardı. (Yazının doğrultusunu kaydırmamak adına TİP içindeki haklı Milli Demokratik Devrim tartışmasına girmiyoruz.)

TİP, 1965 seçimlerinde Meclis’e 15 milletvekili göndermeyi başarmıştı. TİP milletvekili dediysek yanlış anlaşılmasın; bir terör örgütünün listesinden girmediler Meclis’e. Öz TİP’te öyle oldu ya...

NATO’CULUK

TİP’in 1960’larda “NATO’ya Hayır” kampanyaları yaptığını biliyoruz. Tam bağımsızlığın yolu buradan geçiyordu kuşkusuz. Gelelim günümüze; geçen günlerde Meclis’e gelen NATO’nun genişlemesine dair oylamada öz TİP ne yaptı dersiniz? ABD’nin tasmalı kara gücü PKK listelerinden vekil olan Öz TİP vekilleri, oylama sırasında fotoğraf çekilmeye gittiler. Randevularını iptal etseler fotoğrafçı darılmazdı herhalde fakat mesele o değil tabii. ABD’nin listelerinden vekil olanlar NATO’ya hayır diyebilir mi? Sosyal medyadan gürleyen film artisti vekilleri er meydanında göremezsiniz. Onların kalbi NATO’yla çarpar. Meclis’e gelip evet de diyemezler; uyuşturdukları kitlenin uyuşturucusu azalsın istemezler. En iyisi fotoğraf çekinmeye gidelim demişler. Oradan birkaç samimi (!) pozla sosyal medyadan şirinlik satarız diye düşünmüşler. Bu Öz TİP’te her numara mevcut.

ERMENİ SOYKIRIMI YALANI

Dün 24 Nisan’dı. ABD’den korkanlar Biden’ın ağzının içine baktılar ne diyecek diye? Yunanistan’a askeri yığınak yapan, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı tatbikatlarda bulunan, PKK’ya binlerce tır silah veren, Karadeniz’i ve Kafkasları karıştırmaya çabalayan Biden Türkiye’ye tehditlerine bir yenisini ekleyerek 1915 için “soykırımı” ifadesini kullandı.

Hükümetin korkak, “arşivlere bakalım” tepkisi evlere şenlik fakat yazımızın konusu olmadığı için es geçiyoruz.

Hazır Biden da gazı vermiş, Öz TİP bu fırsatı kaçırır mı? Sosyal medyadan “yüzleşelim” temalı bir paylaşımla sözde soykırımı andılar. Fakat bir farkla; aynı fotoğrafçı olayındaki gibi orta yolu buldular ve 1915 için “Büyük Felaket” tanımını kullandılar. Efendilerinin birkaç yıl gerisinden geliyorlar.

Elimizde kapı gibi Doğu Perinçek’in AİHM’de kazandığı zafer var, ispatlanmış bir karar var fakat Öz TİP için bunlar önemli değil. Onlar, ABD hukukuna bağlı. Zaten Doğu Perinçek tam da Öz TİP’in efendilerine karşı vuruşa vuruşa kazandı bu zaferi.

Devamcısı olduklarını iddia ettikleri TİP yöneticileri ne yapmıştı soykırım yalanına karşı?

İngiliz düşünür Bertrand Russell 1966’da ABD’nin savaş suçlarını yargılamak üzere özel bir mahkeme kurmuştu. Mahkemenin adı Russell Mahkemesi’ydi. Russell’ın yargılama görevi için dünyanın çeşitli yerlerinden çağırdığı 15 kişiden biri de TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar’dı. TİP Genel Başkanı, mazlum milletler adına ABD’yi ve yöneticilerini yargılayacaktı.

Mahkeme, ABD’nin Vietnam’da soykırım yaptığını söylüyordu. Jean Paul Sartre bu konuda izahat yaparken tarihten örnekler verdiği sırada sözde Ermeni soykırımına da değindi. Ama Mehmet Ali Aybar oradaydı. Örnek bir Türk vatanseveri gibi bu hususa itiraz etti. 1915 olaylarının bir soykırım olmadığını, savaş halinde yaşanan boğazlaşma olduğunu söyledi. Tarihten tanıklıklar, kaynaklar sundu. Bu itirazın üzerine Sartre sözde Ermeni soykırımıyla ilgili bölümü karardan çıkardı. (Metnin tamamı Teori Dergisinin Nisan 2008 sayısında yayımlandı. Nüshanın dijital haline Teori Dergisinin internet sitesinden erişebilirsiniz.)

Öz TİP zaten TİP’in devamı olamaz fakat soykırım yalanı ikisi arasındaki tam karşıtlığı görmek açısından önemli bir örnek.

NE TÜRKİYE NE İŞÇİ

İsminde Türkiye ve işçi geçmesine rağmen ne Türkiye’yle ne de işçiyle bir alakaları var. Türkiye’nin bağımsızlığına düşman ne hareket var oradalar. İşçi mücadelesinde yoklar, işçiler için en ufak bir hareketleri yok.

TİP, solculuğu bir kadehe doldurup içen Cihangir solcuları için, mahallesinden çıkmaya tenezzül etmeyen aydınlar için, popülizme teslim olanlar için bir üst kimlik beyanı. Bu üst kimliğin yayın organlarından olan Oksijen gazetesi Öz TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ı, “O bildiğimiz hiçbir siyasetçiye benzemiyor. Beyaz gömleği, meşhur bıyığı, Tarık Akan bakışı...” diye tanıtıyor.

Attila İlhan, emperyalizmin de solcuları vardır diyordu. Çok haklıydı. PKK’nın vekili ama beyaz gömleği var, NATO’cu ama bıyıklar o biçim, Türkiye’yi bölmek istiyor ama bir bakışı var püff. Eskiden sürekli yeşil parkayla gezen ergen solcularla dalga geçilirdi. Şimdi o ergenlik sahte solun karakteri oldu.

Bir gerçek var ki, Öz TİP’in efendileri tarihi bir yenilginin eşiğinde. Atlantik sistemi çöküyor. Dolayısıyla Öz TİP gibi Atlantik sisteminin elemanlarının da başarı şansı yok. Ayakları bu topraklara basmayanların bu toprakların geleceğinde olma şansı yok.

Sonraki Haber