Bilal Bal dosyası bilirkişiye gidecek

2 yıl önce Şile açıklarında batan M/V Bilal Bal isimli kuru yük gemisinin ardından açılan davaya devam edildi.

Dokuz mürettebatın hayatını kaybettiği kazada 8 kişi yargılanırken, kaptan gözükmesine rağmen gemide bulunmayan Refik Telci suçlamaları kabul etmedi. Dosya gerekli bilgilerin toplanmasının ardından deniz ve gemi hukukundan anlayan üç kişilik bilirkişi heyetine gönderilecek.

Denizkartali.com'un haberine göre; Bursa’nın Gemlik İlçesi'nden yüklediği 2 bin 800 ton dökme demir tozunu Karadeniz Ereğli’ye götüren Üçel Deniz ve Kara Taşımacılık’a ait 1974 yapımı ‘MV Bilal Bal’ isimli kuru yük gemisi, 1 Kasım 2017 tarihinde Şile’nin 7 mil açığında batmıştı. 9 mürettebattan, Nihat Küçük, oğlu Onur Aşkın Küçük, Cüneyt Yedican, Mahir Sanayır, Nedim Alicem, Hüsamettin Yazıcı ve Mert İlkmen’in cenazeleri Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait TCG Alemdar’ın dalgıçları tarafından çıkartılırken, makine yağcısı Engin Selçuk ve aşçı Vedat Odabaşı’na ulaşılamadı. Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianamede, gemide kaptan olarak bulunması gereken şüpheli Refik Telci ile baş makinist olarak bulunması gereken şüpheli Ali Doğan’ın olmadığı belirtildi. İkisinin de gemi adamı ve sağlık cüzdanlarının kiralandığı için geminin liman çıkış belgesinin iptal edilmesi gerektiği vurgulanırken, kaptan Refik Telci, baş makinist Ali Doğan, yağcı Sabri Yıldırım, geminin ortağı Cevat Çavuşoğlu, şirket müdürü Faik Avcı ile şirket yetkilisi Enes Caner, deniz sörvey raporu hazırlayan Okay Ferhat Uçar ve Gemlik Liman Başkanlığı’nda yetkili memur Yücel İmren hakkında ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edilmişti.

'BELGEMİ KİRALAMADIM'

Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 4. celsesine, tutuksuz sanıklardan kaptan Refik Telci, bazı müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Kaptan Refik Telci, suçlamaları kabul etmeyerek, “Kazadan bir süre önce, tanımadığım Nihat isimli birisi beni aradı ve bana iş teklifinde bulundu. Sertifikamın süresinin bittiğini ve çalışamayacağımı söyledim. Aynı kişi tekrar arayarak, ‘Sertifikanı yenilersen gel çalış. Hemen kursa başla” dedi. 2 bin lira para yatırdı. Bu şahıs, kaza sırasında gemide vefat eden Nihat Küçük’tür. Bu kişinin geminin sahibi olduğunu sonradan öğrendim. Ben belgemi kimseye kiralamadım” dedi.

'2 YILDIR BİLİRKİŞİYİ BEKLİYORUZ'

Avukat Ömer Faruk Bostancı ise, “2 yıldır davamızın sonuçlanmasını bekliyoruz. Geciken adalet, adalet değildir. Ben, çocuğunu kaybetmiş anneler adına, kardeşini kaybetmiş kardeşler adına, eşinin naaşını bile bulamayan eşler adına konuşuyorum. İhmali davranışla kasten öldürme suçundan yargılamanın devam etmesini, ayrıca tüm sanıkların tutuklu olarak yargılanmasını talep ediyoruz. Ayrıca, Bakırköy Adliyesi’nde devam etmekte olan ve geminin armatörü Üçel Deniz ve Kara Taşımacılığı Ltd. Şti. ile geminin sigortacısı olan sigorta şirketine karşı açtığımız 13 tane tazminat davası, 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sonuçlanmasını bekliyor” dedi. Mahkeme heyeti Kıyı Emniyeti İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne yazı yazarak geminin sefer rotalarını isterken, cevaplar geldiğinde dosyanın gemi hukukundan anlayan 3 kişilik bilirkişi heyetine gönderilmesine karar verdi. Bilirkişinin, sanıklarda kusur olup olmadığının tespitini istedi. 83 metre derinlikte bulunan 80 metre boyunda 13 metre yüksekliğindeki geminin makine dairesinde Engin Selçuk’un mahsur kaldığı, aşçı Vedat Odabaşı’nın ise yemek salonu yakınlarında olduğu düşünülüyor.

Sonraki Haber