Bilim Kurulu Üyesi Prof. Kara: 'Türkiye azalmayı sağlamayı başardı' diyebiliriz
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, sokağa çıkma yasağı ilanı sonrası vatandaşların bakkal, market ve fırınlara akın ettiği 10 Nisan gecesinde yaşananların etkisini değerlendirdi.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye'deki seyri ile ilgili olarak Posta yazarı Murat Çelik'in sorularını yanıtladı.
Kara, "Hocam, 10 Nisan’ın üzerinden o iki haftalık süre geçti? Nedir elinizdeki veriler? O gecenin olumsuz etkisi gözlendi mi?" sorusuna "Bu soruya kesin yanıt verebilecek bir veri yok elimizde. Bunun için rakamların bölgesel olarak ayrıntılı incelenmesi gerek. Ama çok büyük bir etkisi olmadan, 'Türkiye azalmayı sağlamayı başardı' diyebiliriz" yanıtını verdi.
Sohbetin devamında Çelik'in yönelttiği sorular ve Kara'nın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- Korkulan olmadı yani?
En azından bizi tedirgin edecek türden bir sonuç çıkmadı.
- Ateş Hocam, tabloya bakıldığında “Gidişat iyi” diyor musunuz?
Türkiye düzü yakaladı gibi görünüyor. Hatta belki de, böyle devam ederse, azalmayı da yakalayacağız gibi görünüyor. Ama bunu söyleyebilmek için bir 4-5 günlük bilgiye daha ihtiyaç var.
- “Düzü yakalamak” tabirinizden, o çok sözü edilen ‘pik nokta’yı geçtik anlamını çıkartabilir miyim?
Onu söyleyebilmek için daha, en azından önümüzdeki 4-5 günün rakamlarına da ihtiyacımız var.
- Sizin de telaffuz ettiğiniz bir ‘Mayıs sonu - haziran başı’ takvimi var gündemde. "Böyle gidersek…" koşuluyla, geçerli mi o takvim?
Geçerli bence. Eğer bu şekilde gidiyorsak, bizim Haziran başında artık kurallarımızda küçük küçük gevşetmelerimiz başlar.
- Bilim Kurulu da bu yönde görüş bildirir yani, öyle mi?
Tabii değerlendirmemiz lazım ama o yönde verecektir diye düşünüyorum.
- Peki tedbirlerde ilk yumuşamayı nerelerde görürüz?
Rakamlara, verilere bağlı bir konu bu. Gidişatımızı görüp ona göre karar verebiliriz.
- ‘Normalleşme’den kastınız tam olarak nedir? Her şey bir anda 11 Mart öncesine dönecek değil sanırım…
Tabii ki öyle değil. ‘Normalleşme’ derken, bu basamak, basamak olacak. Mesela ne olabilir? Kafelerin açılması… Ama ilk etapta, oturup içmek değil de, içeceğinizi alıp gitmek şeklinde. Lokantaların belki açılması olabilir. Ama bu da nasıl olur? Kapalı mekanları değil de, restoranların açık kısımları olabilir ilk etapta… Masaların arasındaki mesafenin artırılması, 2 metre gibi olması… Bir masada oturan kişi sayısının sınırlandırılması gibi önlemlerle ancak…
- Bu şekilde de olsa, umut var yani…
Gidişatımıza, önümüzdeki dönemin rakamlarına bakıp ona göre karar vermemiz gerekecek.