Bilimsel çalışmalarla kanıtlandı: Ömrünüze ömür katacak 5 alışkanlık

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, sağlıklı bir yaşam için bilimsel olarak kanıtlanmış beş önemli öneriyi paylaştı. Müftüoğlu, bu adımları sağlıklı beslenme, düzenli uyku, egzersiz yapma, stres yönetimi ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi olarak sıraladı.

Sağlıklı yaşam önerileriyle bilinen Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, bilimsel olarak kanıtlı dediği önerilerini paylaştı.

Müftüoğlu beslenme ile ilgili şunları ifade etti:

- Yapılan tüm araştırmalar sağlıklı beslenmenin sağlıklı yaşamın altın anahtarı olduğunu gösteriyor. Araştırmalar bitki ağırlıklı, baklagiller, kabuklu yemişler ve tam tahıllar açısından zengin; şeker, un, nişasta, kırmızı ve işlenmiş et açısından fakir sağlıklı bir beslenme alışkanlığının, 60 yaşında başlandığında yaşam süresini 8 yıldan fazla, daha genç yaşlarda başlandığında ise 13 yıla kadar uzatabileceğini söylüyor. Besin unsurları (vitaminler, mineraller, antioksidan polifenoller, omega-3 yağları...) açısından yoğun, kalori yükü hafif besinler bu süreleri daha da uzatabiliyor. Basit bazı günlük değişimler bile vücudunuz üzerinde çok büyük farklar yaratabiliyor. Örneğin beyaz un ile yapılmış makarna yerine tam tahıllı makarna tercih etmek diyabet riskini yüzde 30 azaltabiliyor.

EGZERSİZİN ÖNEMİ

- Düzenli olarak hareket etmek ve egzersiz yapmak vücudunuzdaki kasları çalıştırırken size sağlıklı bir ömür sunar. Günde sadece 15 dakikalık orta düzeyde bir egzersiz alışkanlığı bile yaşlanma sürecimizi geciktirebiliyor, yaşam süremizi 7 yıla kadar uzatabiliyor. Önemli bir başka çalışmanın sonuçları ise haftada en az 150 dakika fiziksel aktivite yapan bireylerin ölüm risklerinin yüzde 28 daha düşük olduğunu kanıtlıyor. Yine bir başka araştırmanın sonuçlarına bakılırsa günde sadece 10 dakika yürümenin tüm nedenlere bağlı ölüm risklerini büyük ölçüde azaltabileceği, sağlıklı ve uzun bir ömrü teşvik edebileceği anlaşılıyor. Tempolu yürüyüş alışkanlığının telomer yıpranmasını geciktirerek biyolojik yaşlanmayı yavaşlatabileceğini gösteren verileri de bir kenara not edebilirsiniz. Diğer taraftan yine bazı çalışmalar hızlı yürüyenlerin yavaş yürüyenlere göre daha uzun ömürlü olma eğiliminde olduğunu göstermiş. Egzeriz yapmaya vakit bulamıyorsanız günlük alışkanlıklarınızı gözden geçirebilirsiniz. Mesela asansör yerine merdivenleri kullanmak... Mesela cep telefonunuzla oturarak değil ayakta odanızda dolaşarak konuşmak... Araştırmalar tesadüfi aktivite düzeyindeki artışın özellikle bilişsel işlevlerin (hafızanın/belleğin) iyileştirilmesinde işe yaradığını gösteriyor.

DÜZENLİ UYKUNUN ÖNEMİ

- Hem fiziksel hem de psikolojik sağlığınız için kaç saat uyuduğunuz önemli. Bir araştırmaya göre, uzun süre her gece 5 saatten daha az uyumak ölüm riskinizi yüzde 15 oranında arttırabiliyor. Tersine çok fazla uyumak da aynı derecede tehlikeli. 30 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmada 9 saatten daha fazla uyuyanların inme riskinin yüzde 23 daha yüksek olduğu ortaya çıkmış. Mavi bölgelerde yapılan bir başka araştırmada ise gecede 7-9 saat uyuyanların kalp hastalığı risklerinin yüzde 34 daha az olduğu gösterilmiş.

STRES YÖNETİMİ

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu stresle ilgili; "Yönetilemeyen kronik streslerin muazzam birer ömür törpüsü oldukları kesin. Mühim bir çalışma kronik stresin yaşam süresini 2-8 yıla kadar azaltabileceğini, bağışıklık tepkilerini bozabileceğini ve kardiyovasküler riskleri yüzde 40 oranında arttırabileceğini gösterdi. Buna karşılık günlük olarak gerçekleştirilen sadece 5 dakikalık kısacık bir nefes döngüsü çalışmasının bile telomer yıpranmasını frenleyebileceğini kanıtladı." uyarısında bulundu.

Ayrıca sosyal ilişkilerin de önemini vurgulayan Müftüoğlu, "Sosyalleşmek sevdiğiniz insanlarla vakit geçirmek ömrünüzü uzatır. Yapılan tüm araştırmalar bunu gösteriyor. Sadece güçlü, kalıcı ve güvenli 3 sosyal bağa sahip olmak bile erken ölme ihtimalinizi yüzde 200’den fazla azaltabiliyor. 300 binden fazla kişi üzerinde yapılan bir araştırma ise zayıf sosyal ilişkilere sahip olmanın erken ölüm riskini yüzde 50 arttırabileceğini gösteriyor. Bir başka çalışma, güçlü sosyal bağları olanların yaşlılığa bağlı bilişsel bozukluk/bellek kaybı bakımından da daha avantajlı oldukları net ve açık olarak kanıtlıyor. Yaklaşık 70 bin kadın üzerinde yapılan bir başka araştırma sosyal olarak güçlü kadınların izole olmuş kadınlara kıyasla yüzde 10 daha uzun ömürlü olduğunu ve 85 yaşına kadar yaşama şanslarının yüzde 41 daha yüksek hesaplandığını ortaya koydu." ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber