Bir milyon kişi sığınaklara

Kuzey cephesinde çatışmanın yoğunluğu artıyor. Hizbullah hem hücumda hem de savunmada Tel Aviv'e ciddi zayiat verdiriyor, İsraillileri tedirgin bir yaşama mahkum ediyor. Netanyahu'nun yatak odasının isabet aldığı belgelenirken, İsrail'in vurduğu hastanenin altında iddiaların aksine para bulunamadı

İsrail ordusu salı günü Lübnan sınırındaki çatışmalarda bir binbaşının, kuzeye yapılan roket saldırısında ise bir askerin öldüğünü duyurdu. Aynı operasyonda üçü ağır dört asker yaralandı. Safed'deki Ziv Hastanesi salı gecesi boyunca 14 yaralı askerin kabul edildiğini bildirdi. İsrail ordusu salı öğleden sonra son 24 saat içinde 26 askerin yaralandığını açıklamıştı.

Lübnan hükümeti ise İsrail'in bir gün önce düzenlediği saldırılarda aralarında çok sayıda çocuğun da yer aldığı en az 63 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Hizbullah çarşamba sabahı Hayfa ve Tel Aviv bölgelerine orta ve uzun menzilli füzeler ateşledi. Tel Aviv'deki hedef bir gün önce olduğu gibi askeri istihbarat birimi 8200'ün Glilot üssüydü. Kanal 13’e konuşan eski havacı Tuğgeneral Ilan Biton, “Glilot üssü gibi bir yerin vurulması üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konudur” dedi.

İsrail basını örgütün salı günü 100 civarında roket ve İHA'yı sınırın diğer tarafına gönderdiğini, yaklaşık “bir milyon kişinin” sirenler eşliğinde sığınaklara koştuğunu yazdı. Yahudi Haber Sendikası (JNS) biri ağır, çok sayıda kişinin yaralandığını kaydetti.

Netanyahu'nun yatak odası penceresinde yaşanan patlama, güçlendirilmiş cam ve diğer korumalar sayesinde eve nüfuz etmedi. Cam parçaları ise evin havuzu ile bahçesine düştü.

HERMES DÜŞER, MERKAVA YANAR

İsrail ordusu son teknoloji bir Hermes 450 tip İHA'nın daha düşürüldüğünü de doğruladı. Bu, 23 Eylül'den beri üçüncü oldu. İki gün önce de bir Hermes 900 düşürülmüştü. Hizbullah ayrıca İsrail'in sınır ötesi operasyonlarında üç Merkava tankının daha isabet alarak yandığını, mürettabatın öldüğünü veya yaralandığını kaydetti.

Vurulan askeri buldozer ve zırhlı personel taşıyıcıların yanı sıra yanan Merkava sayısı 20'yi aştı. Ayrıca sahada ilerlemeye çalışan işgal askerlerine roket salvolarıyla saldırıldı, geri çekilmeler yaşandı. Direniş salı tüm gün boyunca karadan ve havadan toplam 39 operasyona imza attığını duyurdu.

NETANYAHU'NUN YATAK ODASI

Hizbullah'ın medya ilişkileri yetkilisi Muhammed Afif, örgütün Binyamin Netanyahu'nun Sezariye'deki evine yapılan saldırının sorumluluğunu resmen üstlendiğini bildirdi. İsrail basını salı akşamı sansürün kalkmasının ardından Netanyahu'nun evinin vurulduğunu kabul etti. Yayınlanan fotoğraflar İHA'nın Başbakan'ın yatak odasına isabet ettiğini gösteriyor.

'ESİR ALACAĞIZ'

Afif düzenlediği basın toplantısını direniş grubunun askeri ve lojistik destek hatlarının “eski haline döndüğünü” belirterek sürdürdü. “Kuzeyi ve Siyonist derinliği hedef alan saldırılar devam edecek ve direnişin gücü zamanla nitelik ve nicelik olarak artacak.” dedi. Bazı savaşçıların işgal güçlerine esir düştüğünü kaydeden Afif, “direnişin düşmandan esir alması uzun sürmeyecek ve onlar için pazarlık yapacağız.” ifadesini kullandı. Tel Aviv'e şöyle seslendi: “Dişe diş, kana kan, ateşe ateş.”

İDDİALAR FOS ÇIKTI

Afif, Lübnan merkezli el-Kard el-Hasan finans kurumunun çeşitli şubelerinin üzerine bomba yağdırılmasına da değinerek, “Saldırıların hiçbir gerekçesi yok. Bu, ruhsatlı bir sivil bir kuruluştur. Hizbullah tahsisatını buradan almaz. El-Kard el-Hasan saldırıya hazırlıklıydı, gerekli tüm önlemleri aldı ve taahhütlerini yerine getirecek." şeklinde konuştu.

Gazeteciler, salı günü Beyrut'un güney banliyölerindeki Sahel Hastanesi'ni gezerek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın hastanenin altındaki bir sığınakta yüz milyonlarca dolar nakit ve altın sakladığı yönündeki iddialarını çürüttü.

Bağımsız gazeteci Steve Sweeney, sosyal medyada "bodrum katı da dahil olmak üzere tüm alanlara sınırsız erişimim vardı ve bulduğum tek şey dünyanın herhangi bir ülkesindeki herhangi bir hastanede bulunan normal şeylerdi." diye yazdı.

TOPLANTI SIRASINDA BOMBALAMA

Hizbullah yetkilisi Afif ayrıca ABD'nin Lübnan'a yönelik saldırganlığın ortağı olduğunu ve elçisi Amos Hochstein'ı Beyrut'a göndermesinin “Amerika'nın terörizmin anası olduğu yönündeki görüşlerini değiştirmediğini” kaydetti.

Ateş altındayken İsrail ile müzakere yapılmayacağını da sözlerine ekledi. Afif'in basın toplantısı devam ederken, İsrail ordusu hemen yandaki binayı bombalayarak, tamamen çökmesine neden oldu.

Savunma Bakanı Yoav Galant ise İsrail'de bulunan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yaptığı görüşmede, "kara harekatı sona erdikten sonra bile kuzey İsrail sakinleri evlerine dönene ve Hizbullah güçleri güney Lübnan'dan çekilene kadar örgütün tüm birimlerine sistematik olarak saldırmaya devam edeceğiz." iddiasını dile getirdi.

'HİZBULLAH BİZİ TÜKETİYOR'

İsrail medyasında yer alan eleştiriler, Hizbullah'ın yarattığı tehdit ile kuzey yerleşimlerindeki durumun kötüleşmeye devam etmesi nedeniyle hükümete odaklanıyor. Eski Ordu Sözcüsü Tuğgeneral Ran Kochav, Kanal 12'ye verdiği demeçte şunları kaydetti:

YÜZDE 70'İ DÖNMEYECEK

“Hizbullah'ın düştüğüne dair duyduğumuz söylentiler hiç de gerçekçi değil. Daha kazanmadık, henüz kimse beyaz bayrak çekmedi, tam tersine Hizbullah'ın gücü hala mevcut ve önümüzde hala zorlu günler var. Hizbullah bizi tüketmeye doğru gidiyor. Buna ne kadar hazır olduğumuzu merak ediyorum.”

Hizbullah ateşinden en çok nasiplenen bölgelerden Yukarı Celile'nin Konsey Başkanı Giora Zlatz, “Korkarım ki roket tehdidini ortadan kaldırmayı başaramayacağız. Kuzeyde kalarak birçok tehlikeyle yüzleşiyoruz. Doğrudan roket ateşi ve Hizbullah'ın sınıra yaklaşması tehdidi var. Buna rağmen yetkililer bize açıkça 'Her roketi de önleyemeyiz' dedi.” açıklamasında bulundu.

Aynı kanal, kuzeydeki yerleşimcilerin kötü durumuna ilişkin elde ettiği verileri “korkutucu” olarak nitelendirdi. Yapılan bir kamuoyu yoklamasının sonuçları yerleşimcilerin yüzde 70'inin geri dönmeyi düşünmediğini, yüzde 60'ının ise yaşam koşullarının daha da kötüye gittiğini gösterdi.

Sonraki Haber