BM’den KOVID-19 ekonomik kriz uyarısı: 'Gelişmekte olanları daha sert vuracak'

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Kovid-19'un getireceği ekonomik krizin, gelişmekte olan ülkeleri daha sert vuracağı uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler’in, yoksulluk, eşitsizlik ve iklim değişikliğinin yarattığı adaletsizlik ile mücadele eden birimi UNDP, ufukta beliren krizin ekonomileri mahvetme ve eşitsizlikleri artırma riski taşıdığına dikkat çekti.

UNDP tarafından yapılan açıklamada, büyüyen Kovid-19 krizinin sadece kısa vadeli bir sağlık krizi olarak değil, önümüzdeki aylar ve yıllarda yıkıcı bir sosyal ve ekonomik kriz olarak, gelişmekte olan ülkelere orantısız ölçüde zarar verme riskine dikkat çekildi. UNDP Başkanı Achim Steiner “Bu pandemi bir sağlık krizi. Ancak, sadece bir sağlık krizi değil" dedi ve şöyle sürdürdü: "Dünyanın çok büyük bir kısmında, pandemi çok derin izler bırakacak. Uluslararası toplumun desteği olmazsa, son 20 yılda kaydedilen bütün ilerlemeleri büyük ölçüde kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Can kaybı biçiminde olmasa bile, haklar, fırsatlar ve onur anlamında bir neslin tamamı kaybedilmiş olacak.”

İŞBİRLİĞİ VE EYLEM ÇAĞRISI

UNDP, uluslararası topluma eylem çağrısı yaparak Kovid-19’un kısa vadeli etkisinin ötesinin düşünülmesini istedi. Kuruluş, üç öncelikli eylem gerektiğini vurguladı: Virüsün yayılmasını durdurmak için kaynak, salgına yanıt vermek için destek ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomik çöküntüye uğramalarını önlemek için kaynak.

UNDP uzun vadede, Kovid-19’un sosyal ve ekonomik etkilerini değerlendirmek, başta kırılgan ve ötekileştirilmiş kesimler üzerindeki etkiler olmak üzere, krizin uzun vadeli etkilerini asgariye indirecek acil düzelme önlemlerini almak ve toplumların kısa sürede düze çıkmasına destek sağlamak için ülkelerle işbirliği yapacağını bildirdi.

'NÜFUSUN YÜZDE 55'İ SOSYAL KORUMADAN YOKSUN'

UNDP açıklamasında şu satırlara yer verildi: “Gelişmekte olan ülkelerde gelir kayıplarının 220 milyar ABD Dolarını aşması, Afrika’daki işlerin yaklaşık yarısının kaybedilmesi bekleniyor. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 55’i sosyal korumadan yoksun olduğundan, bu kayıplar toplumlarda dalga dalga yayılacak; eğitim ve insan haklarını, en ağır vakalarda da temel gıda güvenliğini ve beslenmeyi etkileyecek. Yeterli kaynaklara sahip olmayan hastaneler ve kırılgan sağlık sistemleri muhtemelen aşırı yük altında kalacak. En az gelişmiş ülkelerde nüfusun yaklaşık yüzde 75’inin sabun ve suya erişiminin olmadığı dünyamızda, vaka sayısında ani ve büyük artışlar, bu durumu daha da kötüleştirecek.”

Sonraki Haber