Bölgede çözüm hâlâ Astana’da
ABD’nin tüm uğraşlarına rağmen, Suriye krizinde bölge ülkeleri öne çıkıyor. Kışkırtma planlarının boşa çıktığı Suriye için Türkiye ve Rusya heyetleri yan yana gelerek yol haritasını çizecek.
ABD’nin Türkiye, Rusya ve İran arasında kriz çıkarma planı suya düştü. Moskova ve Ankara’dan yapılan açıklamalar “Astana Süreci”nin devam edeceğini gösterdi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bugün Rusya’dan bir heyetin Türkiye’de olacağını belirtirken, Cumhurbaşkanlığından Mart ayında Astana Zirvesi’nin yapılabileceği duyuruldu.
Suriye’de Rus subayların öldürülmesi, İdlib’de 7 Türk askerinin ve bir sivilin şehit edilmesi sonrasında Türkiye, Rusya ve Şam arasında gerilim yaşandı. ABD bu gerilimi fırsata çevirmeye çalıştı. Fırat’ın doğusunda PKK/PYD’ye on binlerce TIR silah, yüz milyonlarca dolar veren, PKK/PYD’yi Türk askerlerinin üzerine süren, Mehmetçiğimizi şehit ettiren ABD İdlib’de şehit olan askerlerimiz için taziyede bile bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo “NATO müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız. İdlib konusunda Türkiye’nin tutumunu destekliyoruz” açıklaması yaptı.
YENİ KARANLIKLAR PRENSİ
“Yeni Karanlıklar Prensi” olarak anılan ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de hemen Türkiye’ye destek açıklaması yaparken İdlib’deki terör ittifakı HTŞ’yi aklama ve Türkiye ile birleştirme çabasına girdi. HTŞ için, “İdlib’de ABD ve BM’nin terör örgütü olarak kabul ettiği gruplar var. Bazıları doğrudan El Kaide’nin uzantıları. Terör örgütü olarak kabul ediliyorlar. Ama şu anda Esad rejimiyle mücadeleye odaklılar. Kendilerini terörist değil, vatansever ‘muhalif savaşçılar’ olarak tanımlıyorlar. Bir süredir uluslararası bir tehdit oluşturduklarını görmedik. İdlib dışında bir yerde tehdit oluşturmuş da değiller” ifadesini kullandı.
HEVESLERİ KISA SÜRDÜ
ABD düşünce kuruluşları da bir süredir “Rusya ve Türkiye İdlib’de karşı karşıya gelecek” analizleri yaparken ABD yönetimine bu fırsatı iyi değerlendirme uyarısı yapıyorlardı. ABD yöneticileri bölgede gerilimin yükselmesi ile birlikte heyecanlanmışlardı. Ancak hevesleri kısa sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’le telefon görüşmesi ve sonrasında kurulan temaslar sonrası taraflar arasındaki gerginlik yerini sakinliğe bıraktı. Ankara ve Moskova’dan yapılan açıklamalarda “Astana Süreci” vurgusu öne çıktı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, Suriye’de yaşanan krizin ele alınacağı bir toplantıya işaret ederek, “Belki mart ayı içerisinde bir Astana Süreci toplantısı yapılabilir. Bunun çalışması sürüyor” bilgisini verdi.
HEYET BUGÜN ANKARA’DA
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Slovak mevkidaşı Miroslav Lajcak’la düzenlediği ortak basın toplantısında İdlib’deki durumla ilgili olarak bugün bir Rus heyetinin Ankara’da olacağı bilgisini verdi. Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada da gelecek heyette askerlerin de olduğu bildirildi.
Çavuşoğlu, Rusya ve İran ile Astana ve Soçi mekanizmalarının başlatıldığını; bunların Suriye’de ateşkesi tesis etmenin, bunun kalıcı olmasını sağlamanın ve siyasi sürece geçişin amaçladığını belirterek “Bunların bugüne kadar faydalarını gördük” dedi. Çavuşoğlu daha sonra şunları söyledi:
‘SÜRECİ RUSYA İLE ELE ALIYORUZ’
“Bugüne kadar birlikte çalıştığımız ve rejimin garantörü olan, özellikle İdlib’de birlikte çalıştığımız Rusya ile de bu süreci tekrar değerlendiriyoruz, ele alıyoruz. Benim (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov ile görüşmelerim oldu. Askerlerimiz her gün Rus muhataplarıyla zaten görüşüyorlar. Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip) Erdoğan iki gün önce Sayın (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu telefon görüşmesinin sonunda heyetlerimizin buluşması, Rusya’dan bir heyetin Türkiye’ye gelmesi konusunda hemfikir oldular. Biz de Dışişleri Bakanlığı olarak tarih önerilerinde bulunduk. Dışişleri Bakan Yardımcımız Sedat Önal sürekli muhatabıyla temastaydı. Biraz önce gelen bilgiye göre, yarın Rusya’dan gelen, Dışişleri Bakanlığının başkanlığını yaptığı bir heyet Türkiye’ye geliyor. Görüşmelerimizi yapacağız. Eğer bu görüşmelerden sonra ihtiyaç olursa liderler düzeyinde de görüşme konusunda Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Putin mutabık kalmışlardı. Amacımız bu çalışmalarla bir an önce bu zulmü ve rejimin saldırganlığını durdurmak ve Anayasa Komisyonu toplantılarına kaldığı yerden devam ederek, siyasi sürece ivme kazandırmaktır.”
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan önceki gün yapılan açıklamada da “Kendi açımızdan, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstererek terörist gruplarla mücadele ihtiyacını öngören Astana formatına ve varılan anlaşmalara ve karşılıklı anlayışlara olan bağlılığımızı tekrar teyit ediyoruz” denilmişti.
PROF. DR. ÜNAL: SÜREÇ ZARAR GÖRMEMELİ
Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Astana sürecinin yaşanan krizden zarar görmemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Ankara ve Moskova’dan yapılan Astana süreci vurgusu önemli. Ancak Türkiye Suriye politikasındaki yanlışlar düzeltilmeli. Astana ülkelerinde ve Suriye yönetiminde ortaya çıkan kaygılar giderilmeli. Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda yapılan açıklamaların altı doldurulmalı. Kaygı uyandıran davranışlardan kaçınılmalı. Türkiye Suriye yönetiminin topraklarında etkili egemenlik kurmasına destek vereceğini açıklamalı.
“Suriye İdlib’i teröristlerden temizleme operasyonunu yapmalı. Ama, Türk Silahlı Kuvvetleri, Rusya ve Suriye ordusuyla göçün Türkiye’ye gelmemesi için gerekli önlemleri almalı. Bu konuda Türkiye-Rusya-Suriye arasında bir mutabakat imzalanmalı. Hem göç dalgasını engellenmesi, hem de Türkiye’deki Suriyelilerin ülkelerine gönderilmesi konusunda ayrı bir mutabakat yapılmalı. Rusya bu süreci kolaylaştırmayı taahhüt etmeli. İdlib mutabakatı da yeni duruma göre güncellenmeli.”