Boncuk gözlüye veda

Türk sinemasının mavi gözlü devi, büyük oyuncu Fatma Girik, 79 yaşında yaşama veda etti. Fatma Girik, milletinden ve emekçiden yana kişiliğiyle sanatçıların ve Türk milletinin gönlünde taht kurdu.

Türk sinemasının unutulmaz oyuncusu Fatma Girik, hayatını kaybetti. 79 yaşındaki usta sanatçının Covid 19’a bağlı zatürre tedavisi görürken çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybettiği açıklandı. Muğla'nın Bodrum ilçesinde yaşayan sanatçı, 10 gündür İstanbul'da bir özel hastanede tedavi görüyordu. Hastaneden yapılan açıklamada, ünlü oyuncunun tekrarlayan zatürre hastalığıyla mücadele ettiği, başka rahatsızlıkları nedeniyle de bir süredir geceleri oksijen desteği alarak hayatına devam ettiği belirtildi. Usta oyuncu, dün sabaha karşı yoğun bakımdayken hayata veda etti. Sanatçının hastalığına ve tedavi sürecine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Simru Tuğrul, "Türk sinemasının dev çınarı değerli Fatma Girik'i ne yazık ki bu sabaha karşı kaybettik." dedi.

Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de sosyal medya hesabından paylaşım yaparak haberi duyurdu. Keskin, eski Şişli Belediye Başkanı olan Fatma Girik için şunları söyledi:

"Yeşilçam’ın ve Şişlimizin büyük değeri, ilçe başkanlığı yaptığım dönemde birlikte çalışmaktan onur duyduğum eski Şişli Belediye Başkanımız sevgili Fatma Girik’i kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim."

PERİHAN SAVAŞ: HERKESİN YARDIMINA KOŞTU

Sanat dünyasının birçok ünlü ismi, Fatma Girik'i kaybetmenin üzüntüsünü dile getirdi. NTV canlı yayınına bağlanan Cüneyt Arkın, “İnanamıyorum...Bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden... Ne kadar iyiydi o... Yüreğim yanıyor, büyük bir parçam gitti... Gözümün önünde mavi, yiğit bakışları... Öyle zarif bir kadındı ki...” diyerek acısını dile getirdi. Perihan Savaş da, “Herkesin ablasıydı. Gerek Yeşilçam'da gerekse belediye başkanlığı ve TV programı yaptığı dönemde herkesi kucakladı, herkesin yardımına elinden geldiğince koştu. Onu herkes sanıyorum ki abla olarak büyük bir sevgiyle bağrına bastığı insanlar hatırlayacak.” ifadelerini kullandı.

'GİT SİLAHLI ADAMLARI İKNA ET'

İstanbul'da 12 Aralık 1942'de dünyaya gelen usta oyuncu, 1957'de "Leke" filmi ile adım attığı sinemada, 180 kadar yapımda rol aldı.

Fatma Girik, 2013 yılında Hürriyet Kelebek'e verdiği röportajda, kendisine sorulan “akil adamlarda sinemacılar da var, seni çağırsalar gider miydin?” sorusuna; “Zaten beni çağırmazlar, çağırsalar da gitmezdim.” cevabını vermişti. Usta oyuncu sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Akil Adamlar ne yapıyor? 75 milyonu ikna etmeye çalışıyorlar. Yahu 75 milyonu ikna edeceğine git dağdaki 1500 silahlı adamı ikna et!”

'SESSİZ SEDASIZ GİTMEK İSTİYORUM'

Fatma Girik'in ölüm haberi sonrası usta oyuncunun ölümle ilgili söylediği sözler gündem oldu. Girik, daha önce yaptığı açıklamada "Neticede robot değilim bir canlıyım; bir gün elbet ölümü tadacağım. Memduh’a (Ün) kavuşacağım. Ölüm kötü bir şey değil. Kötü olsa Allah ölümü vermezdi. Biz gideceğiz ki ardımızdan yenileri gelsin" demişti. Girik, ölümünden sonra nasıl bir cenaze töreni istediğini de söylemişti. Girik, açıklamasında “Öldüğümde öyle büyük bir uğurlama ya da tören istemiyorum. Gülriz Sururi gibi sessiz sedasız çekip gitmek istiyorum” ifadesini kullanmıştı.

TÜRKİYE SİNEMA EMEKÇİLERİNİN ÖNÜNDE

Oyuncular Derneği öncülüğünde 1977'de yapılan “Sansüre karşı Ankara yürüyüşü”, sinemanın en büyük sorunu olan sansüre karşı yapılmış geniş katılımlı bir eylemdi. Oyunculardan set işçilerine ve yönetmenlere kadar 400'ü aşkın sinemacı 5 Kasım günü Ankara'ya kadar 3 gün sürecek bir yürüyüş başlattı. Tüm sinema insanlarının ve halkın desteğini alan yürüyüşün güzergahında, kalabalıklar oluşuyor ve yürüyen sinemacıları alkışlıyorlardı. En önde Türk bayrağı, arkasında elinde megafonla bildiri okuyan Fatma Girik ile Yol kenarlarında alkışlayan insanlara bildiri dağıtan, Tarık Akan, Fikret Hakan, Cüneyt Arkın bulunuyordu. Sansüre karşı yapılan bu eylem, sinema tarihinin en büyük eylemi oldu. Fatma Girik, “Halkımıza” diye başlayan, kalın noktalarla çerçevelenmiş, yürüyüş boyunca halka dağıtılan, büyük puntolu yazı karakteriyle “sinemacılar andı” metnini Taksim’de okumuştu. İşte o metin:

“HALKIMIZA

Biz Türkiye Sinema Emekçileri,

Siz yüce halkımızın onuruna yaraşır filmler yapabilmek için yollara düştük.

Sizin dertlerinizi dile getiren filmler yapabilmek için yollara düştük.

Bugüne kadar, bu yoldaki bütün çabalarımızı engelleyen çağdışı sansürün ve her türlü baskının kaldırılması için yollara düştük.

Sinema emekçilerinin 60 yıldır sömürülmelerine son vermek ve sosyal-ekonomik haklarına kavuşturulmalarını sağlamak için yollara düştük.

Size karşı sorumluyuz.

Sizden destek almak için yollara düştük.”

Sonraki Haber